2026 yılında yürürlüğe girecek yeni arsa, arazi ve bina rayiç bedelleri, emlak vergilerinde önemli bir artışı beraberinde getirdi.
Haziran ayında takdir komisyonları tarafından belirlenen 2026–2029 dönemi değerlemeleri, birçok mülk sahibinin tepkisine yol açtı. Açıklanan oranları yüksek bulan vatandaşlar, dava hazırlıklarına başladı.
Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi ve vergi hukuku uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Alara Efsun Yazıcıoğlu, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, rayiç bedel artışlarının ölçüsüz olduğunu düşünenlerin dava açabileceğini ancak her artışın hukuki yola başvurmaya gerekçe olmayacağını belirtti.
Toplu Dava Daha Güçlü ve Ekonomik
Yazıcıoğlu, apartman veya site yönetimlerinin ortak dava açmasının hem sürecin etkisini artırdığını hem de masrafların paylaşılmasını sağladığını ifade etti. Böyle bir davanın iptalle sonuçlanması halinde, kararın aynı bölgede yaşayan tüm mükellefler için geçerli olabileceğini aktardı.
Gerekçesiz Dava Başarı Getirmez
İnternette dolaşan standart dava dilekçelerine karşı da uyarıda bulunan Yazıcıoğlu, her taşınmazın durumuna özel deliller sunulması gerektiğinin altını çizerek, “Emsal fiyatlar ve belgelerle artışın ölçüsüzlüğü kanıtlanmalı, aksi halde davanın kazanılması zordur” dedi.
Her Artış Haksızlık Sayılmaz
Dr. Yazıcıoğlu, mevcut rayiç bedelin piyasa değerinin çok altında olduğu durumlarda yapılan artışların adil bir güncelleme olarak değerlendirilebileceğini belirtti ve ekledi: “Dava açmadan önce mutlaka uzman görüşü alınmalı.”