Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Ahmet Necdet Sezer Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde ilk defa bir hastaya lazerle varis tedavisi uygulandı. Hastanenin Kalp ve Damar Cerrahisi Servisi’ne bacak ve ayak ağrısı şikayeti ile gelen Ayfer Karaca’ya varis teşhisi konuldu. Tedavi için de Afyonkarahisar’da ilk defa yapılacak olan lazer yöntemi önerildi. Hastanın onay vermesinin ardından yapılan operasyonda yaklaşık bir saat gibi bir sürede lazerli tedavi uygulanarak hasta sağlığına kavuştu. Cerrahi müdahaleye göre birçok avantajları olan lazerli tedavinin hasta konforu yanında, hastane maliyetlerini de önemli ölçüde düşürdüğü belirtildi. HASTA KISA SÜREDE İYİLEŞİYOR, KESİ YOK Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Aldemir, Türkiye ortalamasına bakıldığında varisin yüzde 20’lere kadar çıktığını belirterek, bu alanda uygulan lazer tedavisinin cerrahi müdahaleye göre birçok avantajları olduğunu söyledi. Aldemir, lazerle varis tedavisinin poliklinik koşullarında bile uygulanabilecek pratik bir tedavi yöntemi olduğunu, müdahale sonrası varisten kaynaklanan ağrının az ve toparlanma süresinin de kısa olması nedeniyle hasta memnuniyetinin oldukça yüksek olduğunu ifade etti. Cerrahi girişimlere nazaran enfeksiyon komplikasyonu riskinin daha az olması ve genellikle hastanede yatış gerektirmediği için tercih edilebilecek bir yöntem olduğunu belirten Aldemir, bu yöntemle yapılan varis tedavisinde sadece lokal anestezinin yeterli olduğunu ve hastaların genel ya da spinal anestezinin olumsuzluklarından etkilenmediklerini kaydetti. Lazerle varis tedavisi yönteminin Afyonkarahisar’da ilk olarak AKÜ’de uygulandığını ifade eden Aldemir, “Varis tedavisinin cerrahi tedavisi de var. Lazerin kesi olmaması, kalış süresinin kısa olması, tedavinin kısa süre olması, hastane maliyetlerini düşürmesi, hasta konforunun yüksek olması gibi üstünlükleri var.” diye konuştu. Aldemir, varisin bacaklardaki toplardamarların genişlemesi ve kapaklardaki geri kaçırma nedeni ile ortaya çıkan toplardamar hastalığı olduğunu, ayakta çok hareketli kalmanın yanında genetik ve geçirilmiş toplardamar pıhtısından kaynaklandığını dile getirdi. (Cihan Haber Ajansı)
