Kemik dokusu kalsiyum, mineral ve protein kaynakları ile dolu gözenekli bir dokudur. Kemik dokusu canlı bir dokudur, yaşam boyunca sürekli, bir miktar yıkım ve bir miktar yapım şeklinde dengeli bir süreç devam eder. 30 yaşına kadar yapım süreci yıkım sürecinden daha baskındır ve 30 yaşında kemik yapısının en sağlam olduğu düzeye ulaşılır. Bu yaştan sonra yavaş yavaş kemik kütlesinde azalma başlar. Özellikle kadınlarda menopozdan sonra östrojen (kadınlık hormonu) seviyesindeki azalma ile hızlı bir kemik kaybı yaşanır ve menopozdan sonraki ilk 5-10 yılda kadınlar kemik kütlesinin üçte birini kaybederler. Kemik erimesi nedeniyle zayıflayan kemikler daha kırılgan hale gelir ve en çok kalça, el bileği ve omurgada olmak üzere hafif düşmeler sonucunda kemik kırıkları oluşur.

 

KEMİK ERİMESİ (OSTEOPOROZ) NASIL TEŞHİS EDİLİR?

 

Önemsiz bir düşme sonucu kırık oluşuncaya, boyunuzun kısaldığını, sırtınızın kamburlaştığını fark edinceye kadar osteoporozdan habersiz olabilirsiniz. Kemik erimesi risk faktörlerinden biri yada birkaçı sizde bulunuyorsa doktorunuz tarafından KEMİK YOĞUNLUĞU ÖLÇÜM TESTİ (DEXA) istenir. Özellikle hastalığın erken dönemlerinde kırık oluşmadan kemik erimesi (osteoporoz) ni tespit etmenin en iyi yolu bu testtir. Bu test menopoza giren tüm kadınlarda, kortizon, kumadin ve epilepsi (sara) ilacı alanlarda mutlaka yapılmalıdır. Bu test %1 kemik kaybını bile tespit edebilen çok hassas bir testtir, ayrıca osteoporoz tedavisinin takibinde de belli aralıklarda yapılmak suretiyle kullanılır. Osteoporoz teşhisinde ikinci derecede önemli diğer testler ise serum kalsiyum testi, fosfor,albümin, TSH, ALP, AST ve ALT dir.

 

KEMİK ERİMESİ İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?

 

Kadın olmak ve menopozda olmak (veya herhangi bir nedenle erken menopoza girmek); beyaz ırktan olmak; kalsiyum ve D vitamininden fakir besinlerle beslenmek; ince, narin, minyon yapıda olmak; kemik kalitesini azaltan ilaçlar (kortizon, kumadin, epilepsi ilaçları) kullanmak, romatizmal hastalığı bulunmak; egzersiz yapmamak; fazla alkol tüketmek (günlük 2 kadehten çok) ve sigara içmektir.

 

KEMİK ERİMESİ (OSTEOPOROZ) NASIL ÖNLENİR?

 

1-) KALSİYUM ve D-VİTAMİNİ ALIMININ ARTTIRILMASI:Kanda belirli düzeyde kalsiyum bulunması sadece kemik yoğunluğunun artmasında değil kasların kasılması, kalp atışı ve kanın pıhtılaşmasında da vazgeçilmezdir. Gençlere ve gebe yada emziren kadınlar günlük 1500 mg kalsiyum alımına ihtiyaç duyarlar. D-Vitamini bağırsaklardan emilen kalsiyum miktarını arttırır. Güneş ışığı, karaciğer ve balıkyağı D-Vitamini kaynağıdır.

 

Kalsiyumdan zengin yiyecekler:

 

YOĞURT: 1 su bardağı yoğurtta 300-350 mg kalsiyum bulunur. Ayrıca yoğurt probiyotik bakımından da zengindir. Tereyağı ve yumurta ayrıca D-vitamini yönünden de zengindir..

 

PEYNİRLER: 30 gr peynirde 200-300 mg kalsiyum bulunur.

 

KURUYEMİŞLER: Başta badem olmak üzere ceviz, fındık, fıstık kalsiyum kaynağıdırlar. Susam başta olmak üzere kabakçekirdeği, ayçekirdeği kalsiyumdan zengindir.

 

BALIKLAR: Somon, sardunya ve kılçığı ile birlikte yenen hamsi gibi küçük balıklar özellikle kalsiyumdan zengindir.

 

BAKLİYAT: fasulye, mercimek ve yeşil sebzeler.

 

SÜT: Süt çocuklar ve gençler için kalsiyum ve protein kaynağıdır ancak yetişkinler ve yaşlılar için osteoporozu önlemediğine dair bilimsel yayınlar mevcuttur..

 

2-)SİGARAYI BIRAKMAK:Sigara içenlerde kırık riski içmeyenlere göre daha yüksektir. Sigara içen kadınlar daha erken yaşta menopoza girerler ve osteoporoz riskini arttırırlar.

 

3-) ALKOL ALMAMAK YADA AZ ALMAK: Günde 2 kadehten fazla sürekli alkol alımı kemik erimesine yol açar.

 

4-)DÜZENLİ EGZERSİZ YAPMAK: Hareketsizlik kemik kaybına neden olur. Uzay uçuşlarında, yatalak hastalarda hareketsizliğe bağlı kemik kaybı oluşur. Osteoporozun önlenmesi amacıyla haftada 3-4 kez 30 dakikalık egzersiz önerilmektedir. Ancak fiziksel olarak aktif bir birey değilseniz ve yüksek tansiyon, kalp hastalığı gibi tedavi gördüğünüz hastalıklar varsa egzersize başlamadan önce mutlaka doktorunuza danışmanız önerilir.

 

5-)MENOPOZ SONRASI ÖSTROJEN ALMAK: Doktorunuza danışarak rahim ve meme kanser riski yoksa, tromboemboli (toplardamarlarda kan pıhtılaşması) riski yoksa yararlı olabilir.