Nevzat Laleli

            70’li yılların gençliği olarak çok okuduğumuz yazar ve şairlerden birisi hiç şüphesiz Necip Fazıl Kısakürek (Allah rahmet eylesin) ti. Onun “Sakarya türküsü” adındaki şiirini gençlere ve çocuklara ezberletir onları da toplantılarda ve hatta mitinglerde halka okumalarını sağlardık. Bu şiirlerinden birisi de aşağıda sizinle paylaşacağın “Durun kalabalıklar, bu yol çıkmaz sokak” başlığındaki şiiridir.

            En son bu şiiri benim yazdığım “En güçlü silah MEDYA” isimli kitabımın arka kapağında yayınladım.

            Medyanın (TV ve gazetelerin) narkozladığı büyük bir çoğunluğa sahip insanımız maalesef kalabalıklar halinde uçuruma doğru hızla gidiyorlar. Durun diyorsunuz anlamıyorlar. Onlar bizi tenkit ediyorlar ve “siz niçin bizimle birlikte koşmuyorsunuz” diyerek bizi alaya almaya çalışıyorlar.

            Bu durumdaki insanlara bir de söz ve kelam ustası rahmetlik Üstat Necip Fazıl Kısakürek ağzıyla hitap edelim. Bakalım kaç kişiye sesimizi duyuracağız. Kaç kişiyi gittiği yanlış yoldan çevirerek hakka dönmesini sağlayacağız. Bilmeden gittiği “mağdup ve dallin yollarından dönüp Sırat-ı müsteğiyme” dönmelerini sağlayacağız.

            Çalışma ve gayret bizden Tevfik Allah’tandır.

           

DURUN KALABALIKLAR

Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:


Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden,


Çekiyor tebeşirle yekûn hattını afet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!


Durum diye bir lâf var, buyrunuz size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!


Bir şey koptu benden, şey, her şeyi tutan bir şey;
Benim adım Bay Necip, babamınki Fazıl Bey;


Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.

Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!


Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!


Allahın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.

Bak, aslan hakikate, ispinoz kafesinde;
Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!


Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?

Necip Fazıl Kısakürek