MHP Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz, Türkiye’de hayvancılık konusunda, meclis araştırması yapılması yönünde Meclise önerge sundu. 30 Nisan 2010 tarihinde yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile Et ve Balık Kurumu’na et ve canlı hayvan ithalatı yetkisi verilmesi ile Türkiye hayvancılığının dönüşü olmayan bir yola sokulduğunu iddia eden Milletvekili Yılmaz, “Hayvan varlığı bakımından dünya ve AB’nin sayılı ülkelerinden olan bu ülke Avrupa’nın ve Amerika kıtası ülkelerinin pazarı haline geldi” dedi. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Afyonkarahisar Milletvekili Kemalettin Yılmaz gerek il temaslarında gerek ilçe temaslarında gündeminde düşürmedi hayvancılık konusunu meclise taşıdı. Türkiye hayvancılık konusunda, MHP meclis araştırması istemiyle vermiş olduğu önergede grubu adına konuşma yapan Milletvekili Yılmaz, AK Parti hükümetinin yanlış tarım politikaları uygulayarak ülke hayvancılığını ve hayvansal ürünler üretimini tehlikeye soktuğunu iddia etti. “KÜÇÜKBAŞ HAYVAN SAYISI 5 MİLYON DÜŞTÜ” Hayvancılıkta yaşanan son durumun ise AK Parti hükümetinin yanlış politikaları sonucu tarım sektöründe patlayan bu krizi oluşturduğunu söyleyen Milletvekili Yılmaz, “Dünyada ve AB’de çok önemli üreticisi olduğumuz; daha düne kadar canlı hayvan ve ürünlerini ihraç eden Türkiye’nin durumu, artık hayvan ihraç eden değil, ithal eden bir ülke olduğudur. Bütün dünyada, ülkeler bazında hayvan sayısı artarken son yedi yılda ülkemizde hayvan sayısı düşmüştür. Özellikle, küçükbaş hayvan sayısındaki düşüş çok dikkat çekicidir. Son yedi yıl içinde küçükbaş hayvan sayısı 5 milyon düşmüş, son üç yılda büyükbaş hayvan sayısı da düşmeye başlamıştır” dedi. “SEKTÖR SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMAKTAN ÇIKTI” Gerek et ve süt, gerekse tavuk eti ve yumurta üretim maliyetlerindeki en büyük girdinin yem olduğunu hatırlatan Yılmaz; “Süt sığırcılığının sürdürülebilmesi için 1 lt ham süte 2,5 kg kesif yem alınabilir olmalıdır. Bugün 1 lt süt 65 krş, 1 kg yem 80 krş, 1 çuval yem 40 liradır. 1 lt ham süt ile bugün 810 gr, kesif yem alınabiliyor. Bu sektör sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır. Üretimin diğer gideri mazottur, 2002 yılında 1 lt mazot almak için 1,5 lt ham süt satması yeterli iken bugün 5-6 lt ham süt satılması gerekiyor. Pancar üretiminin de ile hayvancılığa katkısı çok önemlidir. Çiftçinin 2002 yılında 1 lt mazot için 10 kg pancar teslimi yeterli iken bu gün 1 lt mazot için 30-35 kg pancar teslim etmesi gereklidir” diye konuştu. “ÜLKENİN GİDİŞATI 2006 YILINDAN BERİ BELLİYDİ” 2009 yılı ikinci yarısından itibaren et fiyatlarının aşırı derecede arttığına dikkat çeken Yılmaz, AK Parti hükümetinin bu artışın nedenlerini iyi analiz edemediğine vurgu yaptı. Yılmaz konuşmasında şu ifadeleri sıraladı; “AK Parti iktidarı çareyi bir başka yanlış daha yaparak; et ithal etmekte bulmuştur. Hâlbuki bu noktaya gelineceği daha 2006 yılından belliydi. Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Merkez Birliği tarafından Kasım 2006’da yayınlanan Cumhuriyetin 100. Yılında Türkiye’nin Hayvansal Üretimi adlı kitabın 111. Sayfasında; “Türkiye için özellikle kırmızı et üretimi kritik görünmektedir. Hayvan popülasyonlarından sağlanacak süt üretimi ile et üretimi uygun bir noktada dengelenmelidir. Eğer Türkiye kırmızı et açığını ithalatla karşılamaya kalkışır ve bunu uzun süre devam ettirirse, süt ithalatının yolu da açılmış olacaktır” denilmiştir. “GELECEĞE TARİHİNİN EN BÜYÜK DARBESİNİ VURDU” “AK Parti iktidarı bu ülkede et meselesinin süt meselesi, süt meselesinin de et meselesi” olduğunu anlayamamış, yıllarca “sütün sudan ucuza” satılmasına göz yummuş ve süt üreticisinin feryatlarına kulaklarını tıkamıştır” diyen Yılmaz, “2007 yılında yem fiyatlarında yaşanan anormal artış, süt tozu ithalatının artması, süt fiyatlarının maliyetin altında kalması ve bunun sonucu damızlık ineklerin kesime gönderilmesi, sonraki yıllarda et arzında açığa yol açmış ve et fiyatlarının artmasına neden olmuştur. Bu suretle AK Parti Türkiye hayvancılığına ki en önemli istihdam kaynağı olan bu sektöre, Türk çiftçisine ve Türkiye hayvancılığının geleceğine tarihinin en büyük darbesini vurmuştur” şeklinde konuştu. “ÜRETİCİYE, BESİCİYE TASVİYE YOLU AÇILDI” AK Parti Hükümetinin 15 Mart 1995 tarihinden beri tamamen yasak olan et ve kasaplık canlı hayvan ithalatının önünü açtığını kaydeden Yılmaz; “30 Nisan 2010 tarihinde yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile Et ve Balık Kurumu’na et ve canlı hayvan ithalatı yetkisi vermiştir. Bu karar ve bu uygulama Türkiye hayvancılığını dönüşü olmayan bir yola sokmuş ve hayvan varlığı bakımından dünya ve AB’nin sayılı ülkelerinden olan bu ülkeyi tamamen Avrupa’nın ve Amerika kıtası ülkelerinin pazarı haline dönüştürmüş bu ülkenin hayvan yetiştiricisini, üreticisini, besicisini bir daha belini doğrultamayacağı şekilde tasfiyeye götürecek yolu açmıştır” diye konuştu.