Ülkemizde eğitim politikaları ne zaman “siyasi ve ideolojik bakış açısına göre” değil de pedagojiye göre belirlenirse o zaman başarı kazanacağız.   Malum süreçle birlikte eğitime ve devletin bazı eğitim kurumlarına duyulan kin ve nefretle birlikte icra edilen uygulamalar binlerce öğrencimizin geleceğini kararttı, binlerce ailemizin canını acıttı.   Salt kin ve nefret duyulan, mensubu ve mezunu olmaktan şeref duyduğum İmam Hatip Okullarını bitirmek için siyasi hayatlarını riske atanlar katsayı zulmünü ve kesintisiz dayatmasını uyguladılar.   Üniversiteye giriş sınavlarında lise ve meslek lisesi statüsündeki okullar arasında uygulanan katsayı uygulaması ile zorunlu eğitimin kesintisiz uygulanması icraatlarının pedagojik olarak bakılarak hayata geçirilmediğini bu uygulamayı ortaya koyan arkadaşlarımız da gayet iyi biliyorlar.   Katsayı adaletsizliği kaldırıldı, şimdi ortaöğretimdeki bütün çocuklarımız eşit şartlarda üniversite giriş sınavlarına girip ter döküyorlar.   Kesintisiz zorunlu eğitim uygulaması ise tartışılıyor.   Olaya pedagojik olarak bakacağız, çünkü işimiz ideoloji ve siyaset değil.   4+4+4 formülü tartışılıyor. Bu formülün karşısında olaya ideolojik olarak yaklaşıldı ve her zaman olduğu gibi hemen “istemezük” cephesi oluşuverdi.   Ancak olaya salt pedagojik ve ülke gerçeklerine göre bakan başka formüller maalesef görmezden geliniyor ve bu görüşler tabiri caizse gümbürtüye gidiyor.   1 (ana sınıfı) + 5 (ilkokul) + 3 (ortaokul) + 3 veya 4 (lise) sisteminin şu an ülkemizin eğitimde altyapı, donanım, tecrübe durumuna göre ve pedagojik olarak daha uygun olduğunu düşünüyorum.   Ana sınıfı da zorunlu eğitimin içine mutlaka dahil edilmelidir, çünkü okul öncesi eğitimde büyük aşamalar kaydedilen bu ortamda ana sınıfını zorunlu eğitim kapsamının dışında tutmak bu ivmeyi yavaşlatacaktır.   İlkokul dediğimiz ilk 5 yıllık temel eğitimde ülkemizin yıllardan gelen çok büyük tecrübeleri var, altyapısı ve donanım buna uygun. Bu yapıyı sağlıklı ve daha verimli bir şekilde kullanmak ve bozmamak en doğrusu olacaktır. Ayrıca, 4 yıllık ilkokul uygulaması ile binlerce sınıf öğretmeni açığa çıkacak, binlerce branş öğretmenine ihtiyaç duyulacaktır.   Ancak, 5 yıllık ilkokul eğitiminden sonra hem çıraklık eğitimi, hem de dini eğitim’in (hafızlık müessesesi) nasıl verileceği tartışılmalıdır. Çünkü çıraklık ve hafızlık eğitimi için erken yaşların gerekli ve önemli olduğu biliniyor. Onun için bu sorunun da çözümü gerekmektedir.   Zorunlu kapsamına alınacak olan 3 yıl ortaokul ve 3 veya 4 yıl olabilecek lise öğrenimine, olaya objektif bakan zaten kimsenin itirazı olamaz.   Lise öğrenimine, çıraklık eğitimi alan çocuklar için mesleki eğitim merkezleri, hafızlık eğitimi alanlar için İmam Hatip Liseleri de müdahil edilebilir. Böylece hem mesleki eğitim, hem de dini eğitim almak isteyen çocuklar açıkta bırakılmayacak, onlar da devlet denetiminde eğitimlerine devam edebileceklerdir.   Umarım ki, yeni uygulanacak olan sisteme, “eğitim olayına” objektif ve bilimsel olarak bakan meslektaşlarımız tarafından sağlıklı bir şekilde tartışıldıktan sonra karar verilir ve uygulanır.   Şimdiden hayırlı olsun…   —–     [email protected] www.ustunveozel.com www.idrisozek.com facebook.com/idrisozek twitter.com/idrisozek