rnAfyonspor’un Cuma günü bilmem kaçıncı genel kurulu var.rnKulüp, istikrarlı bir başkan ve yönetime kavuşacak.rnMedyanın karşısına çıkıp devamlı yardım talebinde bulunmayacak bir yönetim gelecek.rnŞükrü Balık ve ...

Gözden kaçırmayın

ERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYORERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYOR


Afyonspor’un Cuma günü bilmem kaçıncı genel kurulu var.
Kulüp, istikrarlı bir başkan ve yönetime kavuşacak.
Medyanın karşısına çıkıp devamlı yardım talebinde bulunmayacak bir yönetim gelecek.
Şükrü Balık ve yönetime girecekler, daha görevi almadan kulübün sorunlarını tespit edip çözmeye başladılar.
Hatta transfer görüşmeleri bile yapıyorlar.
Ben, Şükrü Demirayak’ın başkan olmasını çok istemiştim.
Ancak, “Ben spordan anlamam, müzikten anlarım..” demiş.
Olsun, Şükrü’mü yok?
Afyon sevdalısı Şükrü, yani Şükrü Balık kulübe sahip çıktı.
Oysa, Şükrü Demirayak başkan olsaydı kendi televizyonlarında yaptığı reklamdan çok reklam yapmış olur, hemde Afyon’un gönlünde taht kurardı.
Müzik odasında bangır bangır müzik dinlemeyi, icra etmeyi; halkın içinde olmaya, heyecanı halkla birlikte yaşamaya tercih etti.
Belki, gün gelir tercihleri değişir…
Afyonspor’a sahip çıkan Şükrü Balık ve ekibine sporseverler minnettar kalacaktır. Şimdiden başarılar.
Afyon sevdalısı olmak bir başkadır.
*********
Başkan Çoban, basın bayramında çok doğru ve yerinde bir konuşma yapmış.
Çoban; “..40 yıldır yapılmayanlar bizim zamanımızda yapıldı. Bunların hiçbiri görünmüyor, varsa yoksa kazılar ve alt yapı. Bende alt yapıya hiç girmeden direk parklar, yeşil alanlar yapmasını bilirdim. Ancak alt yapı dururken bunları yapmak Afyonkarahisar’a yapılacak en büyük ihanettir..”
Bu konuşma eleştirilere verilebilecek en güzel cevaptır.
Afyon sevdalısı olmak bir başkadır.
Başka bir konuya geçiyorum:
Geçenlerde Nazıroğlu mermer lokanta işletmeciliği şirketinin ortaklarından Mustafa Nazıroğlu’nun “Afyon Belediyesi’nden 3 milyon dolarlık ihale aldık.” demeci, belediye tarafından yalanlanmıştı.
Mustafa Nazıroğlu demecinin arkasında olduğunu, işi direk belediyeden değil belediyenin bir kuruluşu olan YÜNTAŞ’dan aldığını, hatta kaldırım işi yapanların tüm hammadesini kendisi verdiği için böyle bir söyleşi yaptığını anlatmış.
Olabilir.
Önemli olan işin boyutu değil Afyon’a giren katma değerdir.
Kısa sürede zirveye çıkan işadamlarını, takdir etmek gerekir..
Yine de, doğruları bilmek hepimizin hakkıdır.
*******
ÇEKİRGELER…
Akıllı olan, başarılı olan, zengin olur diye bir kaide yok.
Önce şanslı olacaksın.
Damat Efendi gibi…
Geçenlerde büyük bir taş ocağı aldılar.
Mıcır yapacaklar.
Akıllılar… Önce müşteriyi buluyorlar.
Başarılılar, hemen müşterinin ihtiyacını tespit ediyorlar.
Şanslılar, her aradıkları ellerinin altında.
Kütahya yakınlarında aldıkları taş ocağını hemen işletmeye sokacaklar.
Mustafendi, Bekir Efendi, Halil Efendi gibi finansörleri olduğu için finans sorunu yok.
Adam bu kadar işin arasında Sümbül Ağa’nın ofis yanındaki terası garsoniyer olarak kullanıyor.
En hareketli yerde, göz önünde…
Damat Efendi’nin bu cesaretini de eklerseniz dört dörtlük olduğu ortaya çıkıyor.
Perdeleri bari kapat, Efendi bozması…
Karşıda aile var, aile…
*******
Hüseyin Efendi’de deli cesareti var…
Yine bir yıkım yapmış ve adamın evini almış..
Kime güvenir, hangi cesaretle yapar bilinmez.
Bazı yıkımlarda lokumcuyla, ibretin parmağı olduğu söyleniyor.
Bu dünyada işleri iş…
Ancak;
Ocak batıranların gerçek dünyada yatacak yerleri olur mu?
********
İbrahim Efendi’ye gelince…
Anbaryolu’nu alelacele nereye taşıttın?
Asya isimli çocuğun yaşında birisiyle ne ilgin var?
Hepsine birden soruyorum;
Eşeklerden ne haber?