HER ÇOCUK, YETENEĞİYLE ÖZELDİR
(GARDNER'İN ÇOKLU ZEKA TEOREMİ)
“Senin sözelin mi iyidir, sayısalın mı?” cümlesini çoğumuz duymuştur. Bu ifade, aslında zeka olayını “sözel ve sayısal boyutlarda” değerlendiren bir anlayışın sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
Ünlü ve çok para kazanan futbolcuların, yani yeni tabirle, “bedensel zekası yüksek” olarak düşünebileceğimiz kişilerin bir çoğu, öğrenim hayatlarında, puan-not olarak başarısız kabul edilmişlerdir. Peki, eğitim öğretim hayatlarında çoğunlukla başarısız olduğu düşünülen, hatta sınıfta kalmış kişiler, nasıl hepimizden daha iyi şartlarda yaşayan, daha çok para kazanan, daha başarılı kişiler oluyor?..
Cevap açık, bedensel zekalarını kullanarak, daha doğrusu bedensel zekalarını en üst düzeyde kullanmasına ve kendilerini gerçekleştirmelerine imkan tanılarak…
Aynı durum, kendilerini ispatlamış müzisyenler için de geçerli olabilir, şairler için de, ressamlar için de...
Her çecuk, her birey farklıdır..
Ve her çocuk, her birey kendine has yetenekleriyle özeldir, başarılıdır...
Hâlen Harvard Üniversitesi'nde çalışmalarına devam eden Amerikan psikolog Howard Gardner, anlattığımız bu olayı “Çoklu Zeka Teoremi” ile ortaya koymuş.
Eğitimde devrim niteliğinde bir etki yapan "çoklu zeka tanımlaması" ile Gardner aslında birer yetenek olarak kabul edilen dil zekası, matematiksel zeka, uzamsal zeka, bedensel zeka, müzik zekası, sosyal zeka, benlik zekası, doğa zekası ve duygusal zeka gibi alanları zeka türü olarak ifade eder. Böylece sayısal ve sözel zeka gelişimine odaklanmış olan eğitim anlayışı değişmiş olur. Kısaca bu zeka türlerinden bahsetmek gerekirse, Gardner’in ortaya koyduğu zeka alanlarını şöyle özetleyebiliriz:
Dil Zekası: Bireyin anadilini veya başka bir dili kullanma kapasitesi ve düşüncelerini anlaşılabilir bir şekilde ifade edebilme yeteneğidir.
Matematiksel Zeka: Neden-sonuç ilişkisi kurabilme, bir şeyin çalışma ilkelerini ortaya koyabilme ve sayılarla oynama yeteneğidir.
Uzamsal (Şekil-Uzay) Zeka: Boşluğu zihinde canlandırabilme yeteneğidir. En önemli özellikleri üç boyutlu düşünebilmeleridir.
Bedensel Zeka: Bedeni bir bütün olarak son derece duyarlı ve etkili kullanabilme yeteneğidir. Zihin ve beden bağlantısı çok başarılıdır. Bu bireyler dokunarak, duyularla ve hareket ederek düşünürler.
Müziksel Zeka: Ritimleri algılama ve tekrar yeni şeyler ortaya koyma yeteneğidir. Ritimlerle, melodilerle ve seslerle düşünürler.
Sosyal Zeka: Kendisi dışındaki insanları algılayabilme yeteneğidir. Başkalarının düşünce ve duygularını bağdaştırarak düşünürler
Benlik Zekası: Bireyin kendi duygu ve düşüncelerini fark etmesidir. Kim olduğu ne yapabileceği, neyi yapamayacağı ve sınırlılıklarının farkındadır. Kendi ilgileri, ihtiyaçları ve amaçlarıyla ilişki kurarak düşünürler.
Doğa Zekası: Doğayı tanıyabilme, anlayabilme ve bu noktada üretkenliktir. Ekolojik çevre, doğa ve doğa formlarıyla düşünürler
Duygusal Zeka: Özdenetim, azim, sebat ve kendi kendini harekete geçirebilme gibi yetenekleri ifade etmek için kullanılmaktadır.
Çoklu zeka teorisinin kabulü eğitim alanında insanları sadece iki temel alanda sınıflandırmaktan kurtararak, bireylerin sahip oldukları yetenekleri keşfedebilme gibi önemli bir katkı sağlamıştır.
Yapılan çalışmalarda bu nokta baz alınırsa daha iyi nesiller yetiştirilebilecektir.
Konunun önemli ve can alıcı bölümünü, Gardner’in teorisinde belirttiği zeka alanlarını, bu alanlarda zeka seviyesi yüksek olanların beklenti, davranış ve eğitim ihtiyaçlarını ve durumlarını detayı ile birlikte yarına bırakıyorum…
Devam edeceğiz.
[email protected]