rnrn rnrnBugünlerde açıklanacak olan bakan yardımcılarırniçin Ankara’da kulis çalışmaları var.rnrnDört yıl görev yapacak bakan yardımcılarınınrngörevi seçimle birlikte otomatik olarak son bulacak.rnrnBakan, bakan yardımcısı ve müsteşar,rnbakanlıkların "icra ...

Gözden kaçırmayın

ERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYORERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYOR

  Bugünlerde açıklanacak olan bakan yardımcıları
için Ankara’da kulis çalışmaları var. Dört yıl görev yapacak bakan yardımcılarının
görevi seçimle birlikte otomatik olarak son bulacak. Bakan, bakan yardımcısı ve müsteşar,
bakanlıkların “icra kurulu” gibi çalışacak. Dışarıdan atanacak bakan yardımcıları, eski
milletvekili, eski bürokrat veya özel sektörde görev yapan biri olabilecek. Sayın Bakan’ın belirlediği iki aday olduğu
söyleniyor. Bu adaylardan birinin uzun yıllardır özel kalem
müdürlüğünü yapan Cihan Pektaş, diğerinin ise eski milletvekili Ahmet Koca
olduğu kulislerde konuşuluyor. Kimin bakan yardımcılığına atanacağına Başbakan
karar verecek. Muhtemelen, başbakan atamadan önce ilgili bakanın
görüşünüde alacaktır. Sayın Eroğlu’nun uzun yıllardır birlikte
çalıştığı Cihan Pektaş’ı tercih etmesi gayet doğaldır. Bu arada, Ahmet Koca seçim listesinde her ne
kadar liste sonuna konulsada güçlü lobiye sahip MÜSİAD üyesi olduğu ve
Başbakan’a yakın çevrede bulunduğu biliniyor. Ahmet Koca, bakan yardımcılığına atanmasa da,
eski milletvekili Zekariya Aslan gibi bakan beye çok yakın çalışacağı kesindir. Ki, Zekeriya Aslan’ın bakanlık başmüşavirliği
atanması hususunda kararnamenin yazıldığı ve köşkün onayına sunulduğu
bilinmektedir. Sayın Bakan’ın ne kadar vefalı olduğunun kanıtı
da budur. ********* Dünkü yazıda Belediyenin yaptığı iyi çalışmaları
anlatırken, “Eski yönetimlerin sorunları
göz ardı ettiği..”
ibaresini kullanmam eski yönetimde olanları kızdırmış. Geçen dönemde defalarca aspestli ve pik borularla
şebekeye su dağıtmanın halkın sağlığı ile oynamak olduğunu, arızaların sadece
vana değiştirmekle giderilemeyeceğini yazmıştık. Şebekeye arsenikli su verildiğini ilk defa biz
ortaya çıkarmış ve bunu kanıtlamıştık. Açıklamamızdan sonra eski yönetimin
birkaç kuyuyu kapatmıştı. Bu boruların değişmesi Afyon için bir milattır. Borular kazı yapılmadan değişmeyeceğine göre,
trafik sıkışsa da, toz toprak olsa da geçiçidir, katlanmak gerekir, yapılan
hizmet insan sağlığını en çok etkileyen su şebekesinin değişmesidir, kalıcı ve
büyük bir hizmettir… Yeni yönetimin şehri şantiyeye çevirmesinden
rahatsız olanlar, eleştirenler Afyon’un sorunlarını göz ardı eden zat-ı
muhteremlerdir. Alt yapısı olmayan şehir, temeli olmayan binaya
benzer. Eski başkan kalıcı hangi eseri yaptı ki, eleştiri
yapmaya hakkı olsun? ******* Şehirde toplu taşımacılık yapan Turex firması
minibüsçülerin kendilerine ve müşterilere verdiği rahatsızlığı her ortamda
kamuoyu ile paylaşıyor. Birkaç gün önce kameralardan yansıyanları
kısmende olsa izledik ve çok üzüldük. Minibüs esnafının ve bağlı olduğu oda
temsilcilerinin gıkı çıkmıyor. Eğer savunacakları bir şeyleri varsa, çıksınlar
açıklasınlar. Ki, bilmediğimiz birşey varsa bilelim. Susmakla, haksız oldukları görüşü ağırlık
kazanıyor. Minibüse binen vatandaş parasıyla rezil mi
olacak? Kimsenin kimseye rahatsızlık vermeye hakkı yok. Bu tatsız sorun daha ciddi boyutlara ulaşmadan
çözülmelidir. İlgililerden de beklenen budur. ******* KANKALAR MI, NE? Ben size Hüseyin Efendinin ve Damat Paşa’nın ekonomiden iyi
anladıklarını söylemiştim… Nerden biliyordum derseniz, çünkü bunların yolları aynı,
kankalar mı, ne? İkiside terlemeden milyon, milyon kazanıyor, bu gibi gibi
para birimleri artık yeterli değil, yetmiyor… Diyelim ki ne kadar gerçek kazançları var?.. Zebil… Verdikleri vergi?.. Zırnık… İkiside tefeden-kefeden ne miktar kazanıyor. Zebellah… Benzer sistemleri şöyle işliyor; Hüseyin Efendi terazinin kefesine 14 ayardan koyuyor 24
ayardan tefeye bağlıyor. Damat Paşa, iş bitirmeyi ayara bağlayıp kefeye koyuyor. Külliayatlı miktarda komisyon alıyor. İkiside kayıt dışı… Hüseyin Efendinin bataklığı geleni emiyor, eritiyor,
yutuyor… Damat Paşa’ya kaptıran ise mahkemelerde sürünüyor… İbrahim Efendi’ye gelince… Yediği haltların ezikliğinden evine boynu bükük gidiyor
ama ikinci adresini asla ihmal etmiyor. Ne yardan vazgeçiyor ne serden… Hem kel hem fodul… Diğer taraftan; Dün eski bir bakan aradı. “Valla, lokumcuyu
o kadar doğru tarif etmişsinki, harfiyen uyuyor. Bizim partinin il yönetiminde
iken bütün hizipler bunun başının altından çıkardı. Kendisini bakan gibi havaya
sokardı.. Hala aynı devirde mi yaşadığını sanıyor bu keşkekçi?..”
dedi. Ben o kadar tanımıyorum…. Rafıklarına soracağım…