Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Türkiye’nin yangınla mücadelede ileri bir teknolojiye sahip olduğunu belirterek, Rusya, Suriye, Gürcistan gibi ülkelere yangınla mücadelede destek verdiklerini bildirdi.   Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, yaz aylarının gelmesiyle birlikte ormanlarda oluşabilecek yangınlarla ilgili alınan tedbirleri değerlendirdi. Orman yangınlarıyla mücadelede Türkiye’nin ileri bir teknolojiye sahip olduğunu belirten Bakan Eroğlu, Türkiye olarak bundan da gurur duyduklarını kaydetti. Bu teknolojiyi pek çok ülkeye, hatta Amerika’ya dahi vermek için gayret ettiklerini anlatan Eroğlu, “Bu konuda bütün dünyanın varlığı ormanlar olduğu için cimrilik yapmak doğru değil diye, biz gerek Suriye’ye, Makedonya’ya, Gürcistan’a, Arnavutluk’a hatta Rusya’ya bu konuda büyük destekler verdik” dedi.   Bu sistemin içerisinde kameralı takip sisteminin bulunduğunu aktaran Eroğlu, kameralar aracılığıyla duman görüldüğünde birkaç saniye içinde en yakın bölge müdürlüğüne ve Ankara’daki yangın hareket merkezine sinyal gönderildiğini ifade etti. Bu sistemi kendi makam odasına da aktardığını anlatan Eroğlu, olaylara yıldırım hızıyla müdahale etme imkanlarının olduğunu bildirdi.   Orman yangınlarında asıl olanın hızlı müdahale olduğuna dikkat çeken Eroğlu, “Geç müdahale edildikten sonra yangın büyüyor ve onunla mücadele etmek çok daha zor oluyor. Bu bakımdan biz geçmişte 45 dakika 1 saat olan yangına müdahale süresini yaklaşık olarak 20 dakikaya indirdik. Hedefimiz 15 dakikadan daha aza çekmektir” diye konuştu.   Kamera takip sisteminin yanı sıra pek çok noktada kulelerin olduğunu dile getiren Bakan Eroğlu, bu kulelerde de gözetleme yapan elemanların bulunduğunu kaydetti. Vatandaşların da ‘Alo 177′ ihbar hattına ücretsiz olarak haber verdiğini söyleyen Eroğlu, böylece yangından da haberdar olduklarını ifade etti.   “BÜYÜK YANGINLARDA BEN MÜDAHALE EDİYORUM”   Yangın yeri belli olduktan sonra gerek bölgeden gerekse de hareket merkezinden yangının yerini, kaç tane yangın çıktığını görebildiklerini anlatan Eroğlu, şöyle konuştu:   “En yakından başlayarak bütün araçlara, gerek arazöz, gerek helikopter, gerekse de yangın söndürme uçaklarına talimat veriyoruz. Bizim 49 tane hava arcımız var. 29 helikopter, 6 tane akrilik uçak, 14 tane yangın söndürme uçağı, 5 bin adet kara araçları var. Bunlar; dozerler, arazözler, yangın söndürme cihazları, acil müdahale ekipleri gibi. Bunun dışında 11 bin 515 tane personel var, yangınla mücadele ediyor. Bunlar bölgelere göre konuşlanıyor ve bölgelerindeki yangınlara da yıldırım hızıyla müdahale ediyor. Bir yangın çıkınca mesele yok ama aynı anda 30-40 tane yangın çıktığını biliyoruz. Dolayısıyla biz bunun sevk ve idaresini Ankara’dan yapıyoruz. Küçük yangınlarda bölge müdürü, daha büyük yangınlarda genel müdür, yangının tipi daha da büyürse o zaman ben müdahale ediyorum. Neticede bütün Türkiye’deki helikopterleri, yangın söndürme uçaklarını ve kara araçlarını ona göre sevk ediyoruz. Hatta öyle bir sistem kurduk ki yangının büyüklüğüne göre hangi yangınlara hangi araçları sevk edeceğimize biz karar veriyoruz. Çünkü, oradaki insan bilemez nerde ne yangını olduğunu ama biz ekrandan görüyoruz ve diyoruz ki şu araçlar şu tarafa gitsin, bu araçlar diğer yangına gitsin diye talimat veriyoruz. Ben şunu gururla ifade ediyorum, havadaki bir yangın mücadelesine giden yangın söndürme uçağının Antalya’da, Muğla’da, Mersin’de o anda nerdeyse, onun havadaki koordinatlarını, o andaki hızını, kaç dakika sonra yangın mahalline ulaşacak onu dahi görüyoruz. Arazözler için keza, helikopterler için keza. Bu konuda dünyada çok önemli ileri bir teknolojiye sahibiz. Bu yüzden yangınlara kısa zamanda iyi müdahale ediyoruz. Ekiplerimiz kuvvetli, eğitimli. Neticede kısa sürede söndürüyoruz.”   Diğer ülkelerle yanan alanlar mukayese edildiğinde Türkiye’deki yanan alanların oranının diğer ülkelere göre 10’da 1, 20’de 1, 30’da 1 gibi son derce küçük değerler taşıdığını ifade eden Eroğlu, Yunanistan’da 200-300 bin hektar yanarken Türkiye’de geçen sene 3 bin 500 hektar alan yandığına yer verdi.   YANAN ALANLARI KULLANANLARA CİDDİ CEZALAR VAR   Yanan alanlarla ilgili olarak, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın özel bir çalışma yaptığını anlatan Eroğlu, şunları kaydetti:   “Yanan alanı ağaçlandırma talimatı veriyorum. Yani bazıları diyor ki, ‘Yanan alanlar kasıtlı olarak peşkeş çekmek için yakılıyor.’ Böyle bir şey yok. Yanan alanlar koordinatlarıyla, santimetre hassasiyetiyle ölçülüyor ve bir yıl geçmeden mutlaka ama mutlaka ağaçlandırılıyor. Bu konuda kesin talimat var. Ağaçlandırmayan cezalandırılır. Ayrıca onlar tespit ediliyor, bu alanların başka bir yere devri veya işgali asla mümkün değildir. Zaten ben hodri meydan dedim varsa, bir santimetrekare işgal edilmiş alan bana söyleyin diye bütün televizyonlarda ilan ettim. Şu ana kadar şurası işgal edildi diyen olmadı. Çünkü işgal edilen alanlar bizden önce geçmiş yıllarda hükümetlerin gevşek davranışlarıyla işgal olmuş, 75 milyonun hakkıdır orası, bir santimetrekare alanı bile işgal ettirmeyiz, hiç kimse kusura bakmasın. Hiç kimseye peşkeş çekemeyiz, çektirmeyiz. Hiç kimsenin de hakkını yedirmeyiz. Bunlar 75 milyonun hakkı. İnsan bir yerden mal çalsa belki pişman olup o kişiyle helalleşebilir, öbür dünyadaki cezadan kurtulabilir. Ama 75 milyonun hakkını nasıl ödeyecek? Hesap, sadece bu dünyada değil öbür dünyada daha büyük hesap var, bunu dikkate almaları gerekir. Bunlar 75 milyonun hakkı olan alanlardır, vatandaşlar buna tenezzül etmesinler.”   “BÜTÜN DÜNYA YARDOP’U TAKİP EDİYOR”   Yangına Dirençli Orman Tesisi Projesi (YARDOP) adı altında dünyada örnek bir çalışma yaptıklarını belirten Veysel Eroğlu, bu projenin çok iyi tuttuğunu söyledi. Eskiden yanan alanlara, boş arazilere tekdüze ağaç dikildiğini hatırlatan Eroğlu, bunu da Muğla’da, Antalya’da gördüğünü ve bunun üzerine çalışma arkadaşlarını toplayarak, “Tek düze karaçam, sedir gibi ağaçlar dikilirse yandığı zaman tam alev verir. Biz bunu bölelim bazı yerlere, yangın riski olan yerlere, köylerin yakınlarına, yol kenarlarına, yapraklı türden yangına dayanıklı bir takım ağaçlar dikelim” dediğini ve bunun üzerine dünyada ilk defa bir plan yaptıklarını bildirdi.   YARDOP’u da uyguladıklarını aktaran Bakan Eroğlu, “Şimdi bütün dünyada merakla bunu takip ediliyor. Hatta şunu özellikle ifade edeyim; biz Antalya’da muhteşem bir yangın eğitim merkezi kurduk. Allah nasip ederse bitti, bu sene açacağız. Sadece Türkiye’deki elemanları değil, dünyadaki bütün yangınla mücadele eden ekipleri davet edip onları eğitmek istiyoruz” şeklinde konuştu.   “SESSİZ YANGINDA DÜNYAYA ÖRNEK OLDUK”   Orman alanlarında yangının yanı sıra bir de böcekle mücadele edildiğine yer veren Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, böcekleri ‘sessiz yangın’ olarak adlandırdı. Bazı yerlerde kabuk böceği diye bir hastalık çıktığını ve bu ağaçları içten içe yemeye başladığını ifade eden Eroğlu, bunlara karşı Türkiye’de bilimsel ve biyolojik olarak mücadele edildiğini söyledi. Biyolojik mücadeleye daha çok ağırlık verdiklerini vurgulayan Bakan Eroğlu, “Bu böcekleri yiyen başka böcekler ürettik ve bu mücadele çok başarılı oldu. Buna biz biyolojik müdahale diyoruz. Ayrıca bazı yerlere kapanlar kurduk, o kapanlara kabuk böceğinin dişisinin kokusunu koyduk, böcekler oraya gelip kapana düşmeye başladılar. Ayrıca bir de kuşlar çok önemli. Böcek yiyen kuşları da biyolojik müdahalede kullandık. Ormanların pek çok yerlerinde kuşların yaşam ortamını sağlamak üzere kuş yuvaları koyduk, göletler yaptık. Kuşlar ve diğer yaban hayvanlarının su ihtiyacını karşılamak ve yangın olduğunda su ihtiyacını karşılamak için göletler yaptık. Bunlar da çok faydalı oldu. Böceklere karşı böcek ve kuşlarla, birtakım kapanlarla mücadele ettik. Türkiye’de bu başarılı oldu. Hatta bu mücadeleleri biz diğer ülkelere de yaydık” diye konuştu.