Toplumun bir ferdi olarak kadın da erkek de “oku” emrinin muhatabıdır. Buna karşın birçok toplulukta geçmişte var olan ve günümüzde de zaman zaman varlığını hissettiren kadın konusundaki yanlış zihin kalıpları, kadının sosyal hayattaki yerini ve konumunu olumsuz etkileyebilmektedir. Kadının toplum içindeki konumuna İslam penceresinden bakmanın zihinlerdeki yanlış kalıpların önüne geçeceği ve bir toplumun eğitiminde kadının rolünü zihinlerimizde daha da anlamlı kılacağı kanaatindeyiz. Nasıl mı?

 

Öncelikle Sevgili Peygamberimiz döneminde ve O’nun (s.a.s) vefatından sonra da topluma örnek olan ve rehberlik eden kadın sahabileri tanımakla... Sonrasında ise Sevgili Peygamberimizin yaşadığı toplum başta olmak üzere asırlara örnek olan nebevi uygulamalarında, kadının hak ettiği değeri bulduğunu müşahade ederek...

Hz. Hatice; kadınların sosyal hayatta yer almasını bırakın, hiç değer görmediği cahiliye zihniyetine rağmen, Kureyş’in en kabiliyetli tacirlerinden olmayı başaran çalışkan kadın. Kıymetli eşi Resûlullah’ın (s.a.s) en değerli hazinesi, en büyük destekçisi.

 

Hz. Aişe; zekâsını Allah yolunda kullanıp kendini ilme adayan ve en çok hadis rivayet eden kadın unvanıyla bugünün gençliğine örnek... Sevgili eşi Hz. Peygamber ile koşu yaptığı rivayet edilen, anlayışı, kuvvetli hâfızası, Kur’ân-ı Kerîm’i ve Hz. Peygamber’i en iyi şekilde anlamaya çalışması gibi vasıflarıyla müstesna bir kadın. (Mustafa Fayda, “Aişe”, DİA,  C. 2, s. 201)

 

Hz. Peygamberin “O, benden bir parçadır, O’nu sevindiren beni sevindirmiş olur. O’nu üzen beni üzer.” (Buhârî, “Feżâʾilü aṣḥâbi’n-nebî, 12, 29) dediği, yanına geldiğinde ayağa kalkacak kadar saygı duyup düşkün olduğu fakat “Ey Muhammed’in kızı Fâtıma! Allah katında makbul olan sâlih ameller işle! (Aksi hâlde, babanın peygamber olduğuna güvenme!)” (Buhârî, Menâkıb, 13-14) uyarısını da ihmal etmediği Peygamber kızı Fatıma ve daha niceleri...

 

Medine’ye hicret gerçekleşir gerçekleşmez Sevgili Peygamberimizin erkeklerle yaptığı gibi kadınlarla da biat yapması, içinde bulunduğu toplum için ne kadar manidardır. Devam eden süreçte Mescid-i Nebevide gerçekleşen eğitim faaliyetlerinde kadınların aktif bir şekilde yer alması insanlığın eğitimi noktasında çarpıcı bir örnektir. Bunun yanında Peygamber Efendimiz kadının herhangi bir sosyal statü kazanması için maddi varlığının, soylu bir aileye sahip olmasının ya da bir mesleğinin olmasından öte onun, insan olmasından dolayı zaten değerli olduğunu vurgular. İslam tarihinde bu hususu doğrulayan birçok olay mevcuttur. Mescid-i Nebevinin temizlik işleri ile ilgilenen bir siyahi kadının vefatını daha sonra öğrenen Hz. Peygamber, ashaptan kendisini bu hizmetkâr kadının kabrine götürmelerini ister. Yine o dönemin algısıyla zaman zaman sırf renginden dolayı dışlanabilen o siyahi kadın için kabrinin başında dua eder ve ona özel cenaze namazı kılar (Buhârî, Cenâiz, 67; Müslim, Cenâiz, 23). O dönemin kadınlarının “Resûlüllah bize bizden daha hoşgörülü ve merhametliydi.” sözleri 20. yüzyılda bile ne kadar kıymetlidir. Tüm bunlardan hareketle kadının toplum içindeki misyonunu, kendisi değerli olduğu gibi etrafına da değer katan olarak nitelendirmek, İslami referanslarla uyumlu bir anlatım olacaktır. Öyleyse Nevzat Tarhan’ın deyimiyle: “Günümüz kadını hüzünlü prenses olmaktan çıkıp, bilge kadın olmalıdır.” Dolayısıyla bilge kadınları artırma yolundaki her çaba çok kıymetlidir.

 

Afyonkarahisar Valimiz Gökmen Çiçek’in talimatları ile ilçelerimizde açılmaya başlanan Kadın Kültür Evleri Sayın Valimizin de sık sık vurguladığı gibi yakın geleceğin kadın akademileri olmaya aday. Kaymakamlıklar ile belediyeler koordinesinde açılmaya başlanan bu mekânlarda kitap okuma salonu, sohbet odası, çocuk oyun alanı, mescit, spor ve toplantı salonları yer alıyor. Çalışanlarının da kadınlardan oluşacağı bu evlerde kadınlara yönelik sunulan tüm hizmetler ücretsiz. Zaman zaman sosyal hayattan soyutlanan kadınların Hz. Peygamber dönemindeki gibi ilim ve kültürün tam merkezinde yer almasını ve yukarıda saydığımız kadın sahabiler örnekliğinde manevi değerlerinden ve mukaddesatından kopmadan topluma yön vermelerine rehberlik etmeyi de hedefleyen söz konusu evler, bu kısa sürede bile gerçekleştirdiği etkileşimle diğer illerde de açılmaya başlandı. Sanattan estetiğe, spordan sağlığa kadar birçok alanı ilgilendiren konularda eğitim ve etkinliklerin yer aldığı bu özgün ve güvenli mekânlarda; Müftülüklerimiz bünyesindeki Aile ve Dini Rehberlik Bürolarımızda ve il/ilçe Gençlik Koordinatörlüklerimizde görevli uzman personelimiz marifetiyle “Peygamber Efendimizin Hayatı, Tefsir, Hadis ve Aile” konularında eğitimler verilmeye başlandı. Sözü edilen eğitim ve etkinliklerin yanında üretime katkı sağlayacak kurslar da bulunuyor. Çoğunlukla atıl kalmış binaların yeniden kamuya kazandırıldığı bu mekanlar, başta Afyonkarahisar’daki üniversitelerimiz ile de işbirliği içerisinde akademik birikimin sahaya aktarılmasıyla bir irfan merkezi olma yolunda ilerliyor.



Sevdegül Çekiç

Afyonkarahisar İl Müftü Yardımcısı