Türkeli Gazetesi Sahibi H. Hakkı Özsoy, yerel gazetelerin fişlenme konusunu kaleme aldı. Özsoy, sahibi olduğu gazete hakkında da çarpıcı açıklamalarda bulundu.rnrn rnrnİŞTE HAKKI ÖZSOY'UN O YAZISI:rnrn rnrnÜlkemiz ...

Gözden kaçırmayın

ERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYORERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYOR

Türkeli Gazetesi Sahibi H. Hakkı Özsoy, yerel gazetelerin fişlenme konusunu kaleme aldı. Özsoy, sahibi olduğu gazete hakkında da çarpıcı açıklamalarda bulundu.   İŞTE HAKKI ÖZSOY’UN O YAZISI:   Ülkemiz rejim açısından kritik yıllar yaşadı. Demokrasinin sunni kurgu irtica tehlikesi, şeriat tehdidi benzeri olmayan tehlikeler, tehditler öne sürülerek demokrasinin askıya alındığını, geri plana itildiğini, dönem, dönem acılarıyla yaşadık. Milletin acı, ızdırap çekmesi, zulüm görmesi bir tarafta, diğer taraftan rejim gel gitleri ülkeyi sosyal, kültürel, siyasi özellikle de ekonomik açıdan perişan etti. Bugün çektiğimiz açlık, yokluk, işsizlik, eğitimde, sağlıkta, yargıdaki bir kısım sorunların, tek nedeni rejimdeki dalgalanmalardır. Milli iradenin müdahale dönemlerinde tanınmamasıdır. Neyse geçmişin sorumluları bağımsız yargıda hesap veriyor. Cenab-ı Hak necib millete bu güzel günleri gösterdi. Ergenekon, balyoz, danıştay saldırısı ve benzeri davalar da, milletimiz acı gerçeklerle bir daha yüzleşiyor. Etme bulursun,almamazlumun ahını davalarıdır Silivri’deki yargı süreci. Konuyu uzattık, yazmak istediğimiz asıl konu, yerel bir gazetenin bilineni yazmasıdır. Zihin karışıklığı olmaması için açıklama gereğini duyduğumuz konudur. Malum Ergenekon, Balyoz, Danıştay Saldırı benzeri davaların belgeleri, elektronik ortamda uçuşuyor. İletişim çağının gereği isteyen merak ettiği, öğrenmek istediği konuya ulaşabiliyorda. Bilinen konu o karanlık, demokrasinin askıya alındığı dönemlerde, yerel basının da fişlendiğidir. İlgili zevatin basının görüşüne göre tavır, tepki koyması, o dönemde yargıda açılan davalarda yaşanılan acı gerçeklerdir. Örneğin bizim dolayısıyla Türkeli’nin demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü savunma özelliğinin dava konusu olması. Dönemin isimleri Yekta Güngör Özden ve Vural Savaş’ın açtığı davalar sonucu 2-3 yıl yargıda sürünmemiz, benzeri sıkıntılar unutulmadı… Elbette bu arada Afyon’da da fişleme, gayri yasal uyarı düzeni de resmen vardı. Bahse konu olan o fişlemelerdir. Efendim açıklanan belgeye göre biz F tipiymişiz. Fettullah Gülen’ci açıklaması var belgede. Biz önce Müslümanız, Türküz. Milliyetçiyiz, Muhafazakarız. Çağdaşız, özellikle Atatürkçüyüz. Laikliğe saygılıyız. Her zaman düşünceyi ifade, din ve vicdan özgürlüklerini, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü savunduk. Savunmaya da devam edeceğiz. İnanan, inanmayan, dindar, dinsiz ayrımcılığına da karşıyız. Demokrasi gereği herkesin inancının gereğini hür biçimde yaşamasından yana tarafız. İsteyen başını örtmeli, isteyen açmalıdır. Manzumeyi uzatabilirizde. Bu değerlere saygılı, cemaatlere de özel saygımız ve sevgimiz vardır. İster Fettullah Gülenci, ister Nurcu, ister Süleymancı, ister Nakşi olsun. Cemaat Demokrasiye, hukuka saygılıysa, başımızın üstünde yeri vardır. Devletin denetimine açık cemaatlerin hayırlı eğitim hizmetleri verdiklerini biliyoruz ve görüyoruz. Onun için gerçeği yansıtmayan belgeler değil, bizim vicdani belgemiz sicilimiz hep ön planda olmuştur. Olmaya da devam edecektir. Buna Afyon halkı şahittir.”