Orman ve Su İşleri eski Bakanı, Afyonkarahisar Milletvekili Prof. Dr. Veysel Eroğlu "Ankara’da Yaşanan Kuraklıklar ve Yapılan Muazzam İçmesuyu Yatırımları" ile ilgili bir açıklama yaptı.

AÇIKLAMA ŞÖYLE:




Ankara, ülkemizin başşehri olup, özellikle Cumhuriyetin kurulduğu şehir olması ve Türkiye Büyük Millet Meclisine ev sahipliği yapması sebebiyle ayrı bir ehemmiyet arz etmektedir. Ankara, 84 milyon vatandaşımızın göz bebeği, Seymenler ve kahramanlar diyarıdır. Ankara’nın Başkent olmasıyla birlikte nüfusu hızla artmıştır. Başkent Ankara küçük bir şehirken, bugün Dünya’nın sayılı şehirlerinden biri olmuştur. 2020 yılı sonunda Ankara şehir merkezinin nüfusu 5.040.000’dir.

Ankara’nın başkent olması, çok sayıda kamu kurum ve kuruluşunun açılmasıyla birlikte şehrin nüfusu yükselmiş ve buna paralel olarak su ihtiyacı da artmıştır. Şehrin artan su ihtiyacını karşılamak için Cumhuriyet tarihimizin ilk barajlarından biri olan Çubuk Barajı inşa edilmiştir. Esasen Ankara’nın barajlarına benim ilgim büyüktür. Rahmetli babam askerliğini Çubuk Barajında nöbet tutarak yapmış. Bana askerlik hatıralarını anlatırdı. Dolayısıyla benim de çocukluğumdan itibaren Ankara’ya karşı bir gönül bağım oluşmuştur. Bu sebepten dolayı Ankara’ya ve burada yaşayan Aziz vatandaşlarımıza içmesuyu temin etmeyi, şehre baraj, gölet, sulama tesisleri inşa etmeyi kendime bir vazife addettim. Geçmişte Ankara’ya bazı barajlar yapılmıştır. Bu barajları yapanlardan Allah razı olsun. Ancak gelişen bir şehrin her daim yeni su kaynaklarına ihtiyacı olmuştur ve olacaktır.

İSKİ Genel Müdürlüğüm zamanında, o dönem Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olan Sayın Melih Gökçek, beni ziyarete gelmişti. Kendisiyle gerçekleştirdiğimiz istişare ve sohbetten sonra “Sayın Başkanım, siz Büyükşehir Belediyesi ve ASKİ olarak, devletten beklemeden Çamlıdere Barajından Ankara’ya ikinci bir isale hattı inşa edin. Yoksa Ankara susuz kalır.” diye kendisine ifade etmiştim. O da sağ olsun benim tavsiyelerimi dikkate alarak takriben 60 km uzunluğunda ve 2,2 metre çapında olan ikinci isale hattını inşa etmişti. Söz konusu bu isale hattı, Çamlıdere Barajından İvedik İçmesuyu Arıtma Tesisine suyu ileterek şehrin su ihtiyacını karşılaması bakımından son derece isabetli bir proje olmuştur.

Daha sonra ben DSİ Genel Müdürü olunca, rahmetli babamdan dolayı Ankara’ya olan gönül bağım sebebiyle şehrin su mes’elesini şümullü bir şekilde ele aldım. Çünkü DSİ Genel Müdürü olduğum dönemde, 2007 yılında Ankara’da büyük bir kuraklık yaşanmıştı. Bu kuraklığın aşılması ve Ankara’nın su mes’elesine köklü bir çözüm olması için Gerede suyunun mutlaka Ankara’ya getirilmesi ve Kavşakkaya Barajının inşa edilmesi gerekiyordu. Bu düşüncelerimi Sayın Melih Gökçek ile de paylaşmıştım.

Ankara’nın 2050 yılı içmesuyu ihtiyacını karşılayacak Gerede Sistemini DSİ olarak biz, Kavşakkaya Barajını ise DSİ’nin kontrolünde Büyükşehir Belediyesinin inşa etmesine karar verdik.



Gerede Projesi 32 km uzunluğunda dev isale hattı ve regülatörü içerisinde bulunduran muazzam bir projedir. Japon kredisi ile yapılacak olan Gerede Projesi, Dünya’nın en büyük içmesuyu tünelini de içinde bulundurmaktaydı. Gerede İçmesuyu Projesi büyük bir proje olduğu için ihale edilmesi, inşaatının başlaması ve tamamlaması belli bir süre alan bir işti.

2007 yılında ülke genelinde büyük bir kuraklık vuku bulmuştu. Bu kuraklıktan Ankara’da önemli oranda etkileniyordu. Ankara Büyükşehir Belediyesi, zaman zaman şehirde su kesintileri yapıyordu. 7 Temmuz 2007 tarihindeki Milletvekili Genel Seçimleri için DSİ Genel Müdürlüğü vazifemden istifa ederek memleketim Afyonkarahisar’dan milletvekili seçilmiştim. Hükümet henüz kurulmamış ve Bakanlar belli olmamıştı. O dönem Başbakan olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’de partimizin seçimlerden sonraki ilk grup toplantısında hitap etmişti. Grup Toplantısından sonra Sayın Cumhurbaşkanımız bana “Veysel Hoca, Ankara’da su kesintileri oluyor, Ankara’nın içmesuyu mes’elesi ile bizzat ilgilenmeni istiyorum.” diyerek talimat vermişti.

Grup toplantısından birkaç gün sonra kabine belli olmuş ve ben de Çevre ve Orman Bakanı olarak vazifelendirmiştim. O dönem Başbakan olan Sayın Cumhurbaşkanımızın AK Parti Grup Toplantısında verdiği talimat üzerine Ankara’nın içmesuyu mes’elesiyle bizzat ilgilenmiştim. DSİ ve ASKİ’yi birlikte koordine ederek şehrin su mes’elesini masaya yatırmıştım. Malum olduğu üzere o yıl (2007 yılı) vuku bulan kuraklık sebebiyle Ankara’ya içmesuyu sağlayan Çamlıdere Barajının aktif hacminde neredeyse hiç su kalmamıştı. Ben, 1994 yılında İstanbul’da Terkos Gölünde yaptığımız gibi Çamlıdere Barajına yüzer terfi merkezleri inşa ederek, ölü hacim diye tabir ettiğimiz tabandaki suyu Ankara’ya vererek su kesintilerini kaldırmıştım. O dönem basın mensupları “Hiç suyun olmadığı barajdan nasıl su verdiniz?” diye sormuşlardı. Ben, kendilerine bunun meslek sırı olduğunu söylemiştim.

İlk etapta Ankara’nın su kesintilerine son vermiştik ancak bu durumu sürekli kılmak için yeni projeleri hayata geçirmemiz gerekiyordu. Ankara’nın içmesuyunun sigortası olan Gerede Sisteminin hemen yetişmesi mümkün değildi. Bu sebeple başka bir proje ile Ankara’nın içmesuyu mes’elesini çözmemiz gerekiyordu. Daha önceden planlarım zaten hazırdı. Kesikköprü Barajından Ankara’ya su vermemiz gerektiğini Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Melih Gökçek’e ilettim. 24 saat içinde su tahsisini yaptık ve ASKİ hemen Kesikköprü Barajından suyu şehre iletecek 128 km uzunluğundaki isale hattı, 5 adet terfi merkezi ve su haznelerinin inşaatına başladı. Kızılırmak Nehrinin suyu, Kesikköprü Barajı ile İvedik İçmesuyu Arıtma Tesisine iletilmiştir. Böylece Gerede suyu Ankara’ya gelinceye kadar Kesikköprü Barajı ile mes’ele çözülmüş oldu ve Ankara rahatlamıştı.

O dönem bazı çevreler, Kesikköprü Barajından gelen suyun sülfat konsantrasyonunun fazla olduğunu iddia ederek vatandaşlarda tedirginlik oluşturmaya çalışmışlardı. Ancak biz Kesikköprü Barajından getirdiğimiz suyu İvedik İmesuyu Arıtma Tesisinde arıtarak şehre veriyorduk. Bu arıtma tesisinin çıkış suyunu laboratuvarlarda analiz ettiğimizde suyun kalitesi standartlar içinde olduğu açıkça görülüyordu.

Ankara’nın Asırlık Rüyası Gerede Sistemi…

Ankara’nın orta vadede su mes’elesini çözmüştük ve artık şehrin bir daha su sıkıntısı çekmemesi için uzun vadeli su sağlayacak Gerede Projesine hız verilmesi talimatını vermiştim.

Gerede Projesi, Ankara’nın asırlık rüyası olan bir proje olup, Başkentin takriben 100 km kuzeybatısında yer almaktadır. Bolu ili sınırları dâhilinde yer alan Gerede ilçesinin kuzeydoğusundan başlamakta, güneye doğru ilerlemekte ve Ankara ili sınırlarında Çamlıdere Barajında son bulmaktadır.

Bu muazzam projenin finansmanı, Japon kredi kuruluşu JICA aracılığı ile temin edilmiştir. Projenin finansmanı için kredi kuruluşu JICA ile yapılan görüşmelerde kredi vermek için müşavir kullanma ön şartı getirilmişti. Ancak; bugüne kadar gerçekleştirilen projelerde, DSİ tarafından edinilen bilgi birikiminin ve bu projeleri başarıyla yürüten uzman personelin Gerede Sistemi’nin hayata geçirilmesinde müşavir olarak kullanılabileceğini ifade ettim. Bunun üzerine firma yetkilileri benim teminatımı kabul ettiler. Böylece Gerede Sistemi’nde DSİ İçmesuyu ve Kanalizasyon Dairesinin müşavir, DSİ Ankara Bölge Müdürlüğü’nün ise uygulayıcı olarak vazife yapması talebimiz JICA tarafından da kabul edilmişti. 

Proje ile Gerede Havzasının menba kalitesindeki suyu, Dünya’nın en uzun içmesuyu tüneli ve Işıklı Regülatörü ile Çamlıdere Barajına cazibe ile iletilecek ve şehrin 2050 yılına kadar ihtiyacı olan içmesuyu sağlanmış olacaktır.

Gerede Projesinde inşa ettiğimiz Işıklı Regülatörü ve 31.592 metre yani takriben 32 km uzunluğunda, 4,5 metre çapında dev tünel vasıtasıyla yılda
226 milyon m3 su Çamlıdere Barajına aktarılacaktır.


Proje’nin en zor kısmı 32 km’lik tünel bölümüdür. Bu kısmı daha kısa sürede tamamlamak için üç ayrı noktadan “Tunnel Boring Machine” yani Türkçesi “Tünel Açma Makinası (TBM)” ya da köstebek de denilen dev makinalarla kazı çalışmalarına başlamıştık.

TBM’lerin biri suyun giriş noktasından, diğer iki TBM ise farklı iki noktadan başlayarak bu dev tünel açılmıştır. Tabi yerin metrelerce altında bazı çökme gibi sıkıntılar da yaşanmıştır. Ancak problemleri yerinde bizzat tespit ederek ve gece gündüz çalışmak kaydıyla bu zor projeyi tamamlamaya muvaffak olduk.

Bakanlığımın son döneminde 2018 yılı Temmuz ayında proje tamamlanmıştı. 2019 yılında Işıklı Regülatörü ve 32 km’lik tünel ile Gerede Suyu, Çamlıdere Barajına aktarılmaya başlanmıştır.

Gerede Projesinden hâlihazırda 170 milyon m3 su Çamlıdere Barajına aktarılmıştır. Son bir aydır ise günlük 180.000 m3 su bu sistem aracılığı ile verilmektedir.

Gerede Projesi, Dünya’nın en uzun içmesuyu tünelini de içinde bulunduran regülatör ve bir takım çevre tedbirleriyle birlikte muazzam bir proje olmuştur. Ülkemizin göz bebeği Başkent Ankara’mızın 2050 yılına kadar olan içmesuyu ihtiyacı bu muazzam proje ile karşılanmıştır.

Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, o dönem Orman ve Su İşleri Bakanlığı, DSİ, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve ASKİ’nin işbirliği ve büyük gayretleriyle Ankara’nın 2050 yılına kadar olan su mes’elesi halledilmiştir.

Tabi burada bu suyun yönetimiyle, işletilmesi de çok büyük ehemmiyet arz etmektedir. Özellikle kayıp kaçakların azaltılması, eksik şebekelerin yenilenmesi gerekmektedir. Bu konuda Ankara Büyükşehir Belediyesine ve ASKİ’ye büyük vazifeler düşmektedir.

Suyun yönetimi kolay değildir. Bilgi, tecrübe, aşk ve heyecan gerektirir. Bugüne kadar Allah’a şükür Ankara’mızı susuz bırakmadık.

Su Gibi Aziz Olunuz…



Prof. Dr. Veysel EROĞLU