Ey kara cübbeli, senin gündüzün gece;
Taş atma dünyayı bilmek isteyenlere.
Onlar Yaradan’ın Hikmeti peşindeler:
Senin aklın fikrin abdest bozan şeylerde
Ömer HAYYAM
Hazreti Ömer bir gün yepyeni elbisesiyle hutbeye çıkmış tam vaaz verecek, cemaatten biri kılıcını çekerek:
-Dur ya Ömer önce sen ben benim sorumun cevabını ver demiş.
Hazreti Ömer buyur demiş.
Adam elinde havaya kaldırdığı kılıcını indirmeden sormuş:
-Sen bu üzerindeki yeni elbiseyi nasıl aldın, önce onun hesabını ver demiş.
Hazreti Ömer, cemaatte oturan oğlunu göstererek;
-Bu soruya oğlum cevap versin demiş.
Oğlu Abdullah elinde kılıçla dikilen adama bakarak;
-Ganimetten babamla benim hisseme düşeni birleştirdik, öyle aldık. Çünkü babam her banyo yapmasından sonra elbiseleri kuruyuncaya kadar çıplak kalıyordu demiş.
Adam kılıcını indirerek:
-Şimdi vaazını verebilirsin ya Ömer demiş.
***
Hep söyledik, yazdık, çizdik: Bizim Afyonkarahisar mütedeyyindir, dinci değildir; milliyetçidir ırkçı değildir; demokrattır ama hoyrat değildir.
İçinde bulunduğumuz günler bazılarının kafasındaki Kur’an ile alakası olmayan yakıştırma dini düşünceleri topluma dayatmaya çalıştığı günler görünümüne büründü.
İş o hale geldi ki insanlar artık ya Cuma namazı tam tamına başlarken camiye giriyor, ya da verilen vaaz adı altındaki siyasal içerikli konuşmaları dinlememek için Cuma namazını terk ediyor.
Örnek mi?
Allah’ın emrince görev yapan imamlara sorun, alacağınız cevabı görün.
***
Vaiz adı altında devletin maaşlı memuru kalkmış cemaate bağıra çağıra güya vaaz veriyor, yetmiyormuş gibi ahlaksız bir şekilde milletin üniversitede okuyan kızını potansiyel fahişe, oğlunu da hovarda ilan ediyor.
Öfkesine yenilmesi muhtemel cemaat, camide problem çıkmasın diye Cuma namazını kılamadan camiyi terk etmek zorunda kalıyor.
Bak sen şunun yaptığı işe…
Olacak iş mi…?
Devletin kürsüsünde milletin çocuklarını itham ede ede kafasında yarattığı bir inancı vaizlik makamına sığdırarak Kur’an ile alakası olmayan bir din, bir inanç dayatıyor.
***
Araf suresi 31. Ayet “Ey Ademoğulları, her mescid yanında ziynetlerinizi takının. Yiyin, için ve israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez” diyor.
Buradaki ziynet sözcüğü hakikatı söyleme mescit sözcüğü de insanı da kapsar.
Sen vaizlik makamı adı altında bağıra çağıra insanları ve hakikati tahrif ve israf etme hakkını kimden alıyorsun?
Kim verdi sana böyle bir yetkiyi…?
Siyaset yapacaksan bırakacaksın o makamı…
Zaten o konularda siyaset mekanizması yeteri kadar çalışıyor.
Sen hangi hakla dini siyasete alet ediyorsun?
***
Eğer insanlar Hazreti Ömer’e dahi üzerindeki elbisenin nasıl alındığını sorgulayan bir dine sahipse, hiç şüphesiz oğlunu kızını vaaz adı altında potansiyel zinacı ilan eden vergisinin maşlı memurunu da sorgulamalıdır.
Gerçekler karşısında susan dilsiz şeytandır.
Bazılarının ilmi ve irfanı, amincilerin önüne koyduğu güveç tenceresinden daha çok olmalıdır.
Umarım söylemek istediklerimiz birinin yerden kesilen ayaklarının tekrar yere basmasını sağlar.
Fehmi Coşkuner – Denge Gazetesi