Yıllardır dilimiz Türkçe üzerinde çalışmalar yapan ve Türkçe’nin düzgün kullanılması ve geliştirilmesiyle ilgili fikirler üreten Gazeteci-Yazar Ahmet Tunca yazılı bir açıklama yaptı.

Gözden kaçırmayın

Bugünkü Cuma HutbesiBugünkü Cuma Hutbesi

Tunca: “Dilimize sahip çıkalım”

 

Yıllardır dilimiz Türkçe üzerinde çalışmalar yapan ve Türkçe’nin düzgün kullanılması ve geliştirilmesiyle ilgili fikirler üreten Gazeteci-Yazar Ahmet Tunca yazılı bir açıklama yaptı.



Tunca, “Dilimiz Türkçe, kendini Türk sayan ve Türk olanlar tarafından binlerce yıldır kullanılan, dünyanın en eski ve en köklü dillerinden biridir. Tarih boyunca yüzlerce belki binlerce dil çeşidi yok olup giderken Ural Altaylardan bu yana çeşitli ağız farklılıklarıyla da olsa, gittikçe zenginleşen bir hale gelen Türkçemizi kullanıyoruz. TDK ve benzerlerinin çalışmalarında Türk dilinin bir konuşma, kültür ve bilim dili olduğu dünyaca da kabullenilmiştir. Bugün tespit edilebilen kelime, deyim, atasözü sayımız 700 binden fazladır. Ne yazık ki bu kadar zengin bir dilin ancak 300-500 sözcükle konuşanlar olduğu gibi, eğitimli insanların bile 2 bin-3 bin sözcük dağarcığıyla günü geçirdiğini üzülerek gözlemliyorum. Dilin zenginliği kültürün zenginliğini gösterir. Son yıllarda çocuklarımız ve gençlerimiz arasında kendini ifade edemeyen çok sayıda kişiye rastlamak biz yetişkinleri üzüyor. Gençler sadece internetteki kuru, yavan ve yetersiz bilgiyle, dille yetinmemeli. Ders kitaplarının da dışına çıkıp Türk ve dünya edebiyatından da eseler okuyup kendilerini geliştirmeli. İfadedeki en önemli unsur olan dillerini, konuşmalarını geliştirmeli” diye değerlendirmede bulundu.



“Türkçemiz durmadan güç kaybettiriliyor”

“Olay evlerde başlamalı” diyen Tunca, “Sokakta ve okulda devam ettirilmeli, aileler çocuklarını bu yönde teşvik etmelidir. Son yıllarda ülkenin dünyaya açılmasıyla birlikte, yabancı dil, yabancı kelimeler kullanma, günlük hayatta moda, salgın haline geldi. Önce düzgün bir Türkçe, sonra yabancı diller öğrenilmeli. İkinci, hatta üçüncü bir dil elbette günümüzde çok önemli. Ama bu güzel Türkçemizin yabana atılması için sebep olmamalıdır. Tabelalar, mallar, ürünler, giyecekler, içecekler, yazı ve programlar da kullanılan İngilizce kelime ve deyimlerle Türkçemiz durmadan güç kaybettiriliyor. Burası Türkiye. Öncelikle Türkçe. Elbette herkesin ana diline de saygılıyız” şeklinde görüşlerini ifadelendirdi.



“Konuşma esnasında yanlış kelimelere müdahale etmeliyiz”

Türk dilinin geliştirilmesi ve korunmasıyla ilgili Devletimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından ciddi dil çalışmaları yapıldığını belirten Tunca, “Türk Tarih ve Türk Dil Kurumu Atatürk zamanında kuruldu. 1980 öncesinde dili yeniliyoruz diye Ulusal Düttürü (İstiklal Marşı), Otlangaç (Lokanta) benzeri yüzlerce kelime üretilmesi ifrata kaçar nefret doğururken, bugün ise dilimize giren yüzler-binlerle ifade edeceğimiz İngilizce kelimelerin Türkçe karşılığı olarak kelime üretmeleri milletimizi üzüyor. Çocuklarımızın kullandıkları Türkçe’de konuşma esnasında yanlış kelimelere müdahale etmeliyiz. Onları akıcı arı ve duru bir dil kullanmaya, hatta ağız farklılıklarını da ortadan kaldırarak ikazlar yapmalıyız” diye değerlendirmede bulundu.



“Ne mutlu Türküm diyene”

“Dilimizi, dinimizi, şarkımızı, türkümüzü, ağıtlarımızı, uzun havalarımızı da sevdirmeliyiz” diyen Araştırmacı-Yazar Ahmet Tunca, “Dil milletin en büyük tanıtım unusurudur. Bugün ayrık otu gibi büyüyen yabancı kelime işgali karşısında tedbir alınmalıdır. Cumhurbaşkanımız ikinci yüz günlük programına dilimizi de dahil ederek tabela kirliliğini dahil etmiş ve yüreğimize su serpmiştir. Devletimiz büyüyor ve güçleniyor. Türki Cumhuriyet dediğimiz kökü Türk olan devletler arasında dilimizi yaygınlaştırmalıyız. Anam Türk, atam Türk. Ne mutlu Türküm diyene” şeklinde görüşlerini açıkladı.