Gözden kaçırmayın

Fatih Erbakan, AK Parti'ye seslendi!..Fatih Erbakan, AK Parti'ye seslendi!..

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, ABD Başkanı Trump’ın “Ortadoğu Barış Planı” hakkında yaptığı açıklamada “Kudüs ve Filistin meselesinde BM kararlarını önemsiyor, zulmü meşru kılacak bu kararı kınıyoruz” diye konuştu.Kasım Süleymani’ye yönelik ABD’nin gerçekleştirdiği suikast ve hemen akabinde beyan edilen “Ortadoğu Barış Planı”nın birlikte değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Uysal, “İsminde barış kelimesinin geçiyor olması, işgalci mantık devam ettiği sürece buradaki vasatı değiştirmeyecektir. Bu plan asla ve kata barışa zemin teşkil etmeyecektir” dedi.

Genel Başkan Gültekin Uysal, yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:ABD Başkanı Donald Trump’ın “Orta Doğu Barış Planı” olarak lanse ettiği plan, Kudüs hakkında uluslararası hukuku ihlal niteliğindedir. Bu plan, Filistin Devleti’ne dair bir ilhak ve işgali hukuki zemine oturtma gayretlerinin bir uzantısıdır. Aynı zamanda hali hazırda derin çatışmaların yer aldığı coğrafyada çok daha ciddi sorunlar için zemin teşkil edecektir.ABD’nin İsrail Büyükelçiliği’nin Tel-Aviv’den Kudüs’e taşınmasını öngören “Kudüs Büyükelçilik Yasası”nın uygulanmasına dair verdiği kararın akabinde bu plan, muhakkak surette yeni ve ciddi boyutta çatışmalara zemin hazırlayacaktır. Böylece, bölgede tahrik ederek artabilecek saldırılar neticesinde “meşru müdafaa” savı ile İsrail’in zulmü katmerlenecek, bölgede fiziken ve fiilen hakimiyet sahasını genişletmesine imkan verecektir. Görmekteyiz ki İsrail’in başat rol oynadığı “Büyük Orta Doğu Projesi” kademe kademe örülmektedir. “Büyük İsrail Devleti” tezi ise komplo teorileri sekmesinden çıkıp kronolojik tarihin sayfalarına geçmektedir.Bu plan asla ve kata barışa zemin teşkil etmeyecektir. Bu planın isminde “barış” geçiyor olması, işgalci mantık devam ettiği sürece buradaki vasatı değiştirmeyecektir.Kudüs ve işgal edilmiş Filistin toprakları özelinde Orta Doğu’da barış, ancak ve ancak başta İsrail’in, işgalci diğer ülke, medeniyet ve itikatların yayılmacı tutumundan vazgeçmesi ile mümkündür.Bu karar ile ABD; arı kovanına çomak sokmaktadır, bölgedeki yerel dinamikleri hareketlendirmektedir. ABD’nin, İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’ye yönelik gerçekleştirdiği suikast ve hemen akabinde beyan edilen bu plan bir arada değerlendirilmelidir.ABD bölgede Kudüs hassasiyetine sahip çevreleri kriminalize etmeye çalışmaktadır.İki olay birlikte değerlendirildiğinde İran ve hinterlandındaki güçlerin çatışmanın içine çekilmeye çalışıldığı aşikardır.Kudüs hakkında bugüne değin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 6 adet karar imza altına alınmıştır. Sırasıyla 181, 194, 303, 2253, 38/180 ve Trump’ın büyükelçiliğin taşınmasına dair kararı sonrası alınan 10/22 nolu kararlar, geneli itibariyle, Kudüs’ün işgal altında olduğunu teyit ve tespit etmiştir.Ancak gördüğümüz manzarada; BM nezdinde “güçlü haklıdır” mantığı işlemiştir.Kendisi hakkında azil süreci devam ederken bu gibi bir planı dünya kamuoyu ile paylaşan Trump, muhakkak surette ABD’de güçlü olduğu bilinen “İsrail Lobisi”nin desteğini almaya çalışmaktadır. Bunun yanında henüz vekaleten görevde bulunan ve Mart ayındaki seçimlerde bir kez daha yarışa katılacak olan İsrail Başbakanı Netenyahu da, iç politikada “siyasi zafer” konulu bir halka ilişkiler çalışması için bu plandan ve kazanımlarından faydalanacaktır.Denilebilir ki Trump kendini azilden kurtarmak için Orta Doğu’da barışı azletmektedir. İsrail ABD’yi aracı ederek postmodern bir işgali hayata geçirmiştir.Demokrat Parti olarak, adalet ve uluslararası hukuk nazarından değerlendirdiğimiz Kudüs ve Filistin meselesinde BM kararlarını önemsiyor, yanan Orta Doğu’da ateşi körükleyecek ve bir halkın haklarına tasallut edecek, zulmü meşru kılacak bu kararı kınıyoruz.”