Akıllı telefonların hayatımızda bu kadar yaygınlaşması ile birlikte, sosyal medyanın kullanıcılar arasında vazgeçilmez bir yeri var. Sosyal medya kavramıyla ilk tanıştığımızda sadece bir iletişim aracıyken şu anda kendimizi ifade edebilmemizin en etkili yolu haline geldi. Bunun yanı sıra artık görünür olma isteği ile birlikte belki de insanların içinde var olan başkalarının hayatlarını takip etme isteği ( hani magazine çok meraklıyız ya)  diğer yandan yaptığımız paylaşımlarla, takipçi sayısıyla, sosyal medya ifadesiyle takipçi kasmayla, kendi kendimizi sosyal anlamda tatmin edebilir hale geldik. Bir diğer husus ise başkaları tarafından takip edildiğini bilmek, insanları başka bir tatmin eden iç doyum haline geldi. Fakat bazı insanların günde en az 4 saat kadar bir aşırı kullanımıyla birlikte sosyal medya artık bir bağımlılık haline geldi ve hayatımızda ‘ Sosyal Medya Bağımlılığı ’ diye bir terim var.





 

Sosyal medya bağımlısı olmak demek; herhangi bir iş yaparken, bu iş yerinizdeki profesyonel hayatınız da dahil, ya da arkadaşlarınızla sohbet ederken, aklınızın sürekli sosyal medya hesabınızda olması durumudur. Aslında gerçek hayattan kopup hayatınızı sosyal medyalardan aldığınız beğeni sayılarına göre veya kim nerede kiminle ne yapıyor diye hayatınızı devam ettirmek demektir.

 

Herşeyin aşırısı zararlı olduğu gibi sosyal medyanın da fazlası zararlıdır. Ölçülü olan günde yarım saat ile 1 saat civarıdır.





 

Sosyal medya bağımlılığı insanı gerçek hayattan koparır, sanal bir alemde yaşatır. İnsanların takibi ve beğeni merakını celbettirir. Takipçi sayısıyla diğer arkadaşlarına hava! attırır.

 

Sosyal medya bağımlılığı insanda birçok davranış bozukluklarına da yol açar. Güvensizlik, sosyal denge bozukluğu, dikkat dağınıklığı, siber zorbalık veya siber zorbalığa maruz kalma, yorgunluk ve stres, duygu durumunu gizleyip kendini olduğundan farklı gösterme isteği gibi..

 

Bunların hepsi ciddi durumlardır, ciddi davranış bozukluklarıdır, psikolojik ve psikiyatrik bir sorundur.





 

Sosyal medya bağımlılığının sonuçlarını önümüzdeki süreçte çok daha net göreceğiz. Lakin çok olumlu anlamda göreceğimizi düşünmüyorum. Bu konuda karamsarım, olmamak gibi bir şansım da yok zaten bu ortamda.

 

Sosyal medya bağımlılığı yüzünden annesinin babasının istediği çok küçük işleri dahi yapamayan çocuklar, sosyal medyayı ders çalışmaya, kitap okumaya tercih eden gençler, bozulan Türkçemiz, argo ve hakaret içeren sözlerin kullanılması..  hemen aklıma gelen olumsuz örnekler.

 

Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de günlük olarak internette geçirilen ortalama süre 7 saatin üzerinde, çok çok yüksek bir rakam.

 

 

 

Facebook, Twitter, Instagram, Youtube,Tik Tok gibi..  sosyal medya uygulamaları en çok zaman geçirilen sitelerin başında geliyor. WhatsApp messenger gibi mesajlaşma uygulamaları da önemli bir yüzdeye sahip. Genel anlamda bakıldığında, genç yaşlı çocuk yetişkin her kesimden insanı kapsadığında; sosyal medyada geçirdiğimiz günlük ortalama süre ise 2.5 saatin üzerinde. Bu sürelerde neler yapılmaz ki. Kitap okunur, ev işlerine yardımcı olunur, öğrenciler ders çalışır, faydalı hobby alanları ile meşgul olunur, geleneksel oyunlardan oynanır, diyerek listeyi uzatabiliriz. Demek ki zamanın belli bir kısmını gereksiz alanlarda harcıyoruz sonucu ortaya çıkıyor.

 

Evet sosyal medya bağımlılığı insanımız için ciddi bir tehlike. İnsanları birbirinden koparan, aileleri ayıran, ailedeki birlik beraberlik ortamını dinamitleyen! hiç masum olmayan bir bağımlılık. Bu bağımlılık üzerine gerek yetkililer, gerekse de;  bilim insanlarımız, eğitimciler, sivil toplum kuruluşları, ebeveynler hep birlikte çözüm bulmalılar, taşın altına ellerini koyup bu zararlı bağımlılıktan; çocuklarımız, gençlerimiz ve her yaştan insanımızı korumalı ve kurtarmalılar. Bu sorun sadece toplumun bir kesimini değil tamamını ilgilendiren kitlesel bir sorundur.

 

Lokman ÖZKUL

 

Eğitimci-Yazar

 

[email protected]