Bundan tam 103 sene önce gerçekleştirilen harekâtın  yıldönümünde şehitlerimizi andık. Onlarla birlikte üşüdük, onlarla birlikte donduk!. Sonucu itibariyle, başarısızlıkla sonuçlanan ve binlerce kişinin şehit olduğu askeri Sarıkamış Harekatı'nın hikayesiİ;  her dinlediğimizde, okuduğumuzda, hatırladığımızda yüreğimizi dağlıyor.

SARIKAMIŞ HAREKATI NEDİR?

1914 yılının Kasım ayında Azap ve Köprüköy, Rus orduları tarafından saldırıya uğradı. Ancak saldırıyı 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa püskürtmüş ve Rus ordusunu dağıtmıştır. Harekatın amacı, dağılan Rus ordusunu tamamen yok edip, Bakü petrollerine ulaşmak ve Alman İmparatorluğu'nun sanayi ihtiyacını karşılamaktı. Aynı zamanda 1877 yılındaki 93 Harbi'ni Osmanlı İmparatorluğu kaybetmiş ve Batum, Sarıkamış, Kars, Ardahan ve Artvin Ruslara verilmişti. Toprakları geri almak amacıyla 1914 yılında dönemin Başkomutan Vekili olan Enver Paşa, 19 Aralık tarihinde "Sarıkamış Harekatı" planlarını kurmaylarına sundu. İlk iki günü başarıyla geçen taarruz sonrasında olumsuz hava koşulları nedeniyle seyrini değiştirdi. Kış, 3-4 Ocak 1915 gecesi daha da şiddetlendi. Fırtına ile yağan kar, yolları tıkayıp, çadırları yıktı. Arkasından da dondurucu soğuklar bastırınca, 60 bin Osmanlı askeri donma, dizanteri ve tifo gibi hastalıklardan dolayı hayatını kaybetti. Bu harekatta Ruslar da 32 bin askerini kaybetti.

Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı’na göre Sarıkamış’ta Osmanlı zayiatları 60.000 ve Rus zayiatları 32.000’dir. Savaşın en hazin kısmı ise Osmanlı kayıplarının bir çoğunun Ruslar ile yapılan çarpışmalarda değil de ağır soğuk hava koşulları yüzünden ölmesidir. Ruslar; Türklerden 200 subay, 7000 eri esir, 20 makineli tüfekle 30 topu ganimet olarak almışlardır. 5000 kişi civarında esir alınmıştır.

1914 yılının 15-22 Aralık tarihleri arasında, Sarıkamış yakınındaki Allahuekber dağlarında, Kars’ı Ruslardan geri almak için harekata katılan 60 bin askerimiz maalesef kurşun bile sıkamadan donarak öldü.

Başkumandan vekili Enver Paşa büyük bir güçle, Rusları hiç beklemedikleri bir yerden, Allahüekber dağlarından aşarak vurmayı ve Kars‘ı yeniden vatan topraklarına katmayı hedeflemişti.

Allahuekber dağlarının yer yer 2-3 bin rakımlı geçitlerinde, ısı sıfırın altında 30 dereceye kadar düşüyordu. Türk askerlerinin büyük bölümü ise çölden gelmişti ve üzerlerinde yazlık üniformalar vardı. Kışlık elbiseler çeşitli nedenlerle gelememişti.

Sarıkamış’ta dondurucu soğuk altında askerlerimizin durumunu Kurmay Subay Şerif Bey “Sarıkamış” adlı kitabında şöyle anlatıyor:

“Yol kenarında karların içinde çömelmiş bir asker, bir yığın karı kollarıyla kucaklamış, titreyerek, feryat ederek dişleriyle kemiriyordu. Kaldırıp yola sevketmek istedim. Beni hiç görmedi, zavallı çıldırmıştı. Bu suretle şu lanetli buzullar içinde biz belki on bin kişiden fazla insanı bir günde karların altına bıraktık ve geçtik”.

Rus Kafkas Ordusu Kurmay Başkan Vekili Dük Aleksandroviç Pietroviç,  Sarıkamış’ta gördüklerine anılarında şöyle yer vermiş:

“İlk sırada diz çökmüş 9 kahraman. Mavzerleriyle nişan almışlar, tetiğe asılmak üzereler ama asılamamışlar… İkinci sırada cephane taşıyanlar var, sandıkları bir avuçlamışlar ki, kainattan hırslarını almak istiyor gibiler. Öylesine kaskatı kesilmişler… Ve sağ başta Binbaşı Nihat. Dimdik ayakta, başı açık, saçları beyaza boyanmış, gözleri karşıda…Allahuekber dağlarındaki son Türk müfrezesini teslim alamadım. Bizden çok evvel, Allah’larına teslim olmuşlardı.”

Allahuekber dağları, 37 bin şehit verilerek aşıldı ve Sarıkamış kuşatıldı. Sarıkamış kuşatma harekatı aşırı soğuk ve açlık yüzünden, hedef ele geçirilemeden, 5 Ocak 1915’de sona erdi.

Osmanlı Ordusu bu dağlarda, 60 bin şehit verdi. Rus birlikleri de bu savaşlarda 32 bin askerini kaybetti.

Sarıkamış Harekâtı sonunda, Doğu Anadolu kapıları, Ruslara açıldı. 13 Mayıs 1915’te Ermenilerin işbirliği yaptığı Rus kuvvetleri, önce Van’a, bilâhare Muş ve Bitlis’e girdi. Ermenilerin harp esnasında Ruslara yaptıkları büyük hizmetin karşılığı olarak, bu illerin valilikleri, Ermenilere verildi. Harpten sonra, Ermeni-Rus işbirliği sonunda, bölge halkına karşı müthiş bir soykırıma girişildi. Van Gölü’nün ortalarına kayıklarla taşınıp öldürülen, suya dökülen çocuk, kadın, genç ve ihtiyar Türklerin sayısı, kesin olarak tespit edilememesine rağmen, çok fazladır. Esasen, bu harp sırasında Ermeni Komitacıları, hemen her tarafta isyana hazırlanarak, birçok yerde depolar dolusu silah ve cephane biriktirdiler. Bu silah, teçhizat ve destekle katliam yapıp, Doğu Anadolu’yu harabeye çevirdiler.

SARIKAMIŞ FACİASINI HAZIRLAYAN ANA ETKEN:

      1914’te Sarıkamış’taki askerlere kışlık giysi, erzak ve mühimmat götürürken 7 Kasım’da Ruslar tarafından batırılan Bezm-i Alem, Bahr-i Ahmer ve Mithat Paşa gemileri eğer zamanında askerlerimize giyim kuşam ve teçhizatı getirebilseydi, belki de Enver paşa büyük bir zafere imza atacaktı. Ancak talihsizlik yakasını bırakmadı. Büyük bir gizlilikle ve hatta kayıtlara bile alınmadan yola çıkarılan bu üç gemi Ruslara istihbarat sızdırılması nedeniyle batırılmıştır. Sanıldığı gibi askerlerimizin teçhizatı düşünülmemiş değildir. Her ayrıntı düşünülmüştü ancak Enver paşanın kendi içindeki vatan hainleri bu üç gemiyi Ruslara ihbar ederek batırılmasını sağlamışlardır. Ayrıca asker kaybımız 60.000 civarındadır,elbette ki her bir vatan evladının kaybı bizim için büyük bir acı ve kayıptır ama ifade edilen gibi de 90.000 değildir.

 Tarihi iyi öğrenmek için tarihi farklı kaynaklardan çok yönlü okumak gerekir.O zaman hakikate ulaşabiliriz.

 Kim üşüyorum derse Sarıkamış'ta donarak şehit olmuş askerlerimizi hatırlasın ve irkilsin! Rahmet ve minnetle...

Lokman ÖZKUL-Eğitimci/Yazar

Yorum ve görüşleriniz için:[email protected]