Heyecanlı ve keyifliyim bugün….Selanik’ e gideceğiz…Sanki Atatürk bizi orada bekliyor, evinde bizi misafir edecek. Hepimiz birer Afyon sevdalısıyız… Büyük bir parçanın küçücük bir pırlantası olan Afyon’u Afyonumuzu tanıtacağız… Günay,Mustafa,Hüseyin,Mehmet,Ali……Ve onlara destek veren Afyon Ticaret ve Sanayi Odası.. Hep birlikte İstanbul’dayız elimizde çantalarımızda otellerimizin broşürleri,lokumları ,içimizde heyecan ve mutluluk.. Bir anda binmeye çalıştığımız uçağın adının Afyonkarahisar olduğunu görüyoruz…Ve hep birlikte bu kadar da olamaz demeye başlıyoruz sanki uçakta bizimle birlikte bu tanıtıma katılmış diyor ve diğer taraftan da yok canım Hüsnü Başkan bize jest yapmış özel uçak kaldırıyor diye başkanımızı anımsıyoruz. Selanik’teyiz …Otele yerleşiyoruz… Başkonsolos ziyareti var ilk sırada….Giyinip hep birlikte kendilerini ziyaret ediyoruz.. Şaşkınlığım,heyecanım,keyfim hepsi birbirine karışmış durumda… Karşımızda protokolden uzak, sıcacık, samimi, Türkiye sevdalısı, pırıl pırıl, dinamik, heyecanlı ve de enerji dolu bir insan görüyoruz….Bize olabildiğince yakın, adeta bizler için çırpınan bir insan…Bize anlattığı her şeyin son derece dürüst ve içten olduğunu düşünürken,eşinin bize yaptığı nefis bir keki yemeğe başlıyoruz….Söz bize geldiğinde şehrimizi ve şehrimizin sahip olduğu tüm güzelliklerini ticari ve termal zenginliklerini anlatıyor…Bu arada konsolosluk çalışanlarına broşürleri veriyoruz… Sonunda şehrimizin Mevlevi kültürünü simgeleyen keçe çalışmasını hediye ederken,lokum lezzetini sunmaya çalışıyoruz…. Aldığımız övgüler ve yapmamız gerekenler konusunda biriktirdiklerimizle binadan ayrılıyoruz. Akşamında Başkonsolos Sayın Tuğrul Biltekin, Ticaret Ateşesi   Sayın Kemal Sinan  Tüzün,THY  Genel Md . Utku Yazan ile akşam yemeğinde buluşuyoruz.. Selanik’te farklı olarak akşam yemekleri saat 22:30 civarında yenmeye başlıyor…Doğal olarak bizde bunun içindeyiz… Başkonsolusumuzun ilk defa bir heyetle yemeğe katılıyor olması gururumuzu okşuyor ve verilen değerin önemini hatırlamamızı sağlıyor.                                                                                                                  Akşam yemeğinde Selanik’ in bize verebileceklerini bizim onlara verebileceklerimizi ve karşılıklı beklentilerimizi dürüst, samimi bir şekilde konuşuyor, tartışıyor ve kendimize göre çıkarımlar elde etmeye başlıyoruz… Selanik THY Gn. Md  bu çalışmalarımız  ve  Afyonkarahisar’ı tanıtma çabamıza   … sizlere belli sayıda ücretsiz uçak bileti sağlayabilirim bizimde bu çorbada tuzumuz olsun demesi inanın kafiledeki herkesi çok etkiliyor. Veda ve otele dönüş yapıyoruz. Sabah Ticaret Ataşemizi ziyarete gidiyoruz…Bizi düşündüğümüzden daha samimi ve sıcak karşılıyor.. Kendisine Afyon’dan getirdiğimiz hediyeleri veriyoruz önce…daha sonra Ataşemiz Mevlevi ve afyon bağlantısını ilk defa heyetimiz sayesinde öğreniyor, bu da bize tanıtımlarımız konusunda daha fazla ders çalışmamız ve daha çok çabalamamız konusunda minik bir tüyo veriyor. Konuşma esnasında Kozani Ticaret Odası’nın bizlerle kardeş oda olma isteğini Ataşemiz iletirken ülkemizin ne kadar güzel bir yol aldığını hissetmek içimizi okşuyor. Lokumumuzun kapış kapış yenmesi ve gösterilen ilgi inanılmaz..Derken Ataşe Bey hazırladığı raporları ve istihbaratları bizlerle paylaşıyor ve ticari anlamda böyle bir ziyaretin Selanik’ e ilk defa yapıldığını öğrenmek bizlere soğuk duş etkisi yapıyor diğer taraftan da ilk olmanın haklı keyfini hissediyoruz. Görüşme sonunda karşılıklı bir köprü inşasının başlatılması gereğine inanarak ayrılıyoruz. Selanik gerçekten çok dinamik bir şehir, kendimizi Türkiye’ nin bir şehrinde yaşıyor gibi hissediyoruz..Ama Afyonumuzla kıyasladığımızda ,hemşehrilerimizin turizm algısı ve yaklaşımlarıyla oranladığımızda daha çok fırın ekmek yemeğe ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz.. Turizm önemli ve  elimizde çok fazla imkan var çalışmalıyız, satmalıyız ve sunmalıyız..Daha da önemlisi tanıtmalıyız diye düşünmeden edemiyoruz. Akşam   turizm fuarı çerçevesinde Konsolosluğun  düzenlediği tanışma yemeğine katılıyoruz…Yemekte Başkonsolos, Ateşe, THY Genel Md., Selanik Bölge Valisi, Belediye Başkan Yardımcısı , Türkiye’ den değişik şehirlerden gelen Valiler, Kültür Müdürleri, Turizm acente ve otel sahipleri var.. Güzel ve verimli bir yemek sonrası, sohbetler ve gözlemler kahve içilirken daha da derinleşiyor Ertesi sabah,hızlı ve tempolu bir şekilde tüm verilerimizle ,dökümlerimizle ve getirdiklerimizle şehrin merkezindeki fuara doğru yola çıkıyoruz.. Bize ayrılan standa yerleşiyoruz gerekli düzenlemeleri yapıyoruz ve gelen firmalara, Selaniklilere ve acentelere kendimizi sunmaya başlıyoruz. Elimizdeki tüm dokümanların süratle eridiğini görmek hem keyifli hem de üzücü…Zira elimiz kısıtlı ve ürünlerimiz az…hatta zaman zaman ikram lokumlarımızı saklamak zorunda kalıyoruz…zira daha ilk gün ve önümüzde birkaç gün daha var… Fuar organizasyonunu yapan Büyükelçilik Kültür veTanıtma Müşavirimiz Sayın  Cemal  Tekkanat    ziyaret ediyor ve kendisiyle hoş bir sohbete başlıyoruz ve Başkanın ‘’30 yıldır ilk defa Afyon’ dan talep geldi ve çok mutlu oldum’’ demesi bizleri mutlu ediyor ama bir o kadar da ders veriyor. Bu arada yanımızdan TRT elemanları geçiyor bizde iç geçiriyoruz.. Ama oda ne ekibimizden Hüseyin ve Ali TRT elemanlarını kapmış yanımıza getirmiş ve Afyon’ u anlatmaya başlamış bile… Bu arada diğer çalışmaları izliyoruz ve bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz….. Yanımızda Tenis Kulübü Başkanı ve Milli Antrenörümüz var…Tabiî ki bir tenis kulübünü ziyaret etmeden gitmemiz şık olmaz…Gerekli ayarlamaları yapıyoruz ve ziyaretteyiz.…Şık, nezih bir kulüp ziyaretinde daha önce Türkiye’ de NATO’ da pilotluk yapan şimdilerde emekli Hava Kuvvetleri Tümgenerali   ve çok iyi turkçe konuşan Sn. Pantelis Karagiannidis  ile tanışıyoruz …Bizi çok güzel  ağırlıyor…Adeta bizlerle Türkiye’ deki günlerini yaşamaya başlarken söylediği şu cümle hepimizi şaşırtıyor… “Oğluma İngilizce yerine Türkçe öğretiyorum artık’’!!!… İşte gelinen nokta ; haklı ve şerefli geçmişimizin günümüze yansıyan uzantıları… Etkilenmiş ve mutlu bir şekilde vedalaşıyoruz.. Aldığımız tespit şu…daha çok dersimizi çalışmalıyız…pek çok şeyin konuşarak değil,olaylara sadece gezi ve eğlence boyutuyla yanaşarak değil…..emek vererek ,çaba göstererek, Afyon sevdamızı ülke dışına taşırarak olması gerekliliğine inanıyoruz. Ee tabi gelmişken bir buçuk günde kendimize ayırdık… Bizi heyecanlandıranın , Selanik sözcüğünün altında,pembe boyalı iki katlı diye başlayan bir ev olduğunu hepimiz biliriz…İşte o ev ki çok önemli ve o evi ziyaret etmeli gözlerimizi kapamalı ve milli kahramanımız, liderimiz Atatürkümüzü hissetmeliydik.Ev ziyaret açık değil ve restorasyon çalışmaları hızlı bir şekilde yürüyor.Konsolosluk bahçesi ve etrafı çok güzel düzenlenmiş, gerçekten ülkemize yakışan Atamıza yakışan bir çalışma var… Özel izinle çok yakından binayı gördük…Hislenmemek mümkün değil…İçimiz bir hoş oldu. onun evlatları olmanın haklı ,onurlu ,gururlu ve güçlü duygularıyla oradan ayrıldık.. Şehirde her yerde Osmanlıdan kalma kültür ve binalar var..Yunan komşularımız eskisi gibi değil,artık Osmanlıyı kültürlerinin bir parçası olarak görmeye başlamış nefret yerini hoş görüye ve sıcaklığa bırakmış bile… İklim aynı İzmir… Güzel kordon boyu çok keyifli. Turizmin kendilerine çok şey katacaklarına inanmışlar ve bunun için inanılmaz bir çaba içindeler…Ama herkes  böyle.. Pek çok yerde insanların Türkçe konuşması o kadar güzel ki… Evet..inandım ve inanmalıyız,inandırmalıyız…Turizm şehrimize çok şey katacak….Değerlerimiz ve güzelliklerimiz çok fazla ..Sadece biraz çaba, biraz tanıtım.. İnsanlar Afyona gelmeye hazır… Lütfen şehrimizi sözde değil özde sevelim…Değerlerimizi paylaşalım,tanıtalım..Hosgörüyle, sıcacık… Burası bir Mevlevi şehri ,burası bir dünya termal merkezi….neden olmasın..?   Dr. Mustafa Günel