Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Türkçe Topluluğu Kulübü tarafından düzenlenen “Saraybosna’nın Gülleri” isimli konferans, 20 Mart 2013 tarihinde ANS Kampüsü 1. Eğitim Binası Konferans Salonunda gerçekleştirildi.
AKÜ Eğitim Fakültesi öğretim üyesi ve AKÜ Genel Sekreter Vekili Doç. Dr. M. Hilmi Uçan tarafından verilen “Saraybosna’nın Gülleri” isimli konferansa, AKÜ Türkçe Eğitimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Celal Demir’in yanı sıra öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.
Saraybosna görüntüleri eşliğinde sunum yapan Doç. Dr. Uçan, “Geçen hafta içerisinde Saraybosna’ya bir gezimiz oldu. Saraybosna’da gördüklerim beni çok etkiledi. Gördüklerimi sizlerle de paylaşmak istedim. Konferansımızın ismi “Saraybosna Gülleri” gül denince insanın aklına aşk, sevgi ve güzellikler gelir. Bizim konferansımızın adındaki gül ise daha çok özgürlüğü anlatan, sevgiden çok savaş olmasın diye bir feryadı ifade eden bir deyim. Bu benim koyduğum bir isim değil, orada da bu isimle ifade ediliyor” dedi.
Doç. Dr. Uçan, “Saraybosna daha önce Yugoslavya’nın içinde yer alan bir bölgeydi. Tamamen karışık bir ülkeydi, her milletten insanlar bulunuyordu. Saraybosna, Osmanlı’nın Balkanlardaki en büyük ve en önemli şehirlerinden birisiydi. Saraybosna gerçekten çok etkileyici ve büyük bir şehir. 1943’lü yıllarda Almanya Saraybosna’yı işgal etmek istiyor. Yugoslavya buna izin vermiyor, direniyor. Direnenlerin başında Tito var. Batıya biraz daha yakın ama kendince bağlantısız birisi. Bu savaşta gösterdiği direnişten dolayı da başkan olarak seçilmiştir. Tito’nun döneminde yapılmış birçok tünel var” şeklinde konuştu.
Saraybosna’nın şehir merkezinde üç tür mimarinin bulunduğunu belirten Doç. Dr. Uçan, “Bu mimariden birisi çok eskilerden Sovyet Rusya döneminden kalan kalın duvarlı yapılardan oluşuyor. Bunlardan başka Müslümanların yapıları var ve Sırpların kendilerine özgü olan yapıları var. Bizim ev anlayışımız ile onlarınki çok farklı. Biz Türkler olarak çok odalı, geniş, yüksek tavanlı evleri severiz. Ancak orada iki odalı evlerden başka ev bulunmuyor. Bu da komünist Sovyet Rusya döneminden kalan bir alışkanlık. Bir taraftan da çağımızın simgesi haline gelen gökdelenler var. Ama insanı asıl üzen binaların yapıları değil gidilen her yerde hala kurşun izlerinin olması. Saraybosna dağlarla çevrili bir bölge. Savaş sırasında bu dağlardan ülkeye atılan güllelerin açtığı hasarlar var. Bunlar unutulmasın diye reçinelerle bu güllerin düştüğü yerleri çiçek şeklinde pembe renklerle doldurmuşlar. “Saraybosna Gülleri” denen tabir buradan geliyor. Gül denilince insanın aklına seven insanların çok olduğu yer geliyor ancak Saraybosna’daki güller öyle değil bunlar savaş simgesidir” diye konuştu. Konferans, Doç. Dr. Uçan’ın katılımcıların sorularını yanıtlamasıyla sona erdi.