SANDIKLI KULİSLERİ…  Dün, Ak Parti ilçe teşkilatından iki üyenin istifa etmesi gündeme oturdu. İlçe Başkanlığı kongresinde seçilen, ancak daha sonra Genel Merkez tarafından yönetimi oluşturmakla görevlendirilen Ahmet Özeski’ye genel merkez tarafından yazdırılan yedi üyeden ikisinin istifası, teşkilatta çatlak olduğunu gösterdi.. Ki, genel merkezin önerdiği isimlerden dördünün daha istifa edeceği söylentisi dolaşmaya başladı… Olayın perde arkasında yatan neden, ilçe başkanlığına seçilen kişinin belediye başkanı aday seçiminde ki rolüydü… Belediye Başkanlığına en hevesli aday olduğu söylenen de Mustafa Çöl… Muhtemelen Mustafa Çöl, Ahmet Özeski’nin ilçe başkanlığı süresince aday olamayacağı düşüncesine kapıldı, parti yönetiminde yardımcı pozisyonunda kalmaktansa ilçe başkanı olmayı, yerel seçimlere altı ay kala ilçe başkanlığından ayrılarak belediye başkan adayı kafaya koydu… Ki, dün akşam Öğretmen Evi’nde, on kişilik kurmay heyetiyle toplanarak ilk adımını attı. Toplantıya, Mehmet Öztopbaş, Nihat Koçpınar, Ahmet Saylık, Vedat Armağan, Süleyman Yıldız, Mustafa Ünsal, Eşref Ünsal’da katıldı. Toplantıdan, Mustafa Çöl’ün aday olması kararı çıktı… Ancak, Mustafa Çöl bütün hayalini belediye başkanı olabilmek üzerine kurduğu için, kurmay heyetten az bi süre istedi… Muhtemelen, Mustafa Çöl “sine-i delegeye dönmenin” ne olduğunu bilmiyordu. Ki o “sine-i delegeyi” koltuk-moltuk gibi bir şey sanıyordu. Kararsızdı, ilçe bakanlığı ile belediye başkanlığı arasında dönüyordu. O anda yakın arkadaşına sordu; “Biz nereye dönecektik, neydi o?..” “Sine-i delegeye…” “Gidip oturuyorsun demi?..”  “Nereye?..” “Sine-i delegeye..” “Hayır… Ak Parti’den aday olacak Mustafa Baştuğ’un yanına gidip oturuyorsun ve onunla anlaşıyorsun…” Durum tam böyle olmasa da, buna benzer konuşmalar ve düşünceler… Evet.. Mustafa Çöl’ün akşamdan sabaha kararı değişmezse, ilçe başkanlığına aday ve öncü kadrosu da yukarıda yazdığım isimler… Ancak, ilçe başkanları belediye başkan adayı olamayacağı için eğer ilçe başkanlığından, süre başlamazdan önce istifa etmesi çözüm olursa plan tutacak… Bu arada, ikinci sorun Ak Parti’den aday olmayı düşünen akrabası Mustafa Baştuğ’u da ikna edebilmekte!.. Zaten, bunlar kendi iç meseleleri, aralarında çözerler… Sonuçta Ak Parti teşkilatı kendi aralarında birlik ve beraberlik sağlayamazsa, belediye başkanlığı seçiminde Ak Parti’nin şansı azalır… ********* Belediye Başkanı İsmail Elibol, Sanjet konusunda rakiplerinin gözünü morartmış ve devamlı aynı yere vurarak nakavt etmek istiyor… İlçe Başkanı Ahmet Özeski’nin kayınbiraderi Vedat Özdemir’in “Orkide” davasını, belediye icra masraf ve faizleriyle olan 350 bin liralık borcu gündeme taşıması, Ak Parti yönetiminin yumuşak karnı olarak değerlendiriliyor… Ki bu davanın vebali Ahmet Özeski kadar Mustafa Özpınar’dadır… Bir Ak Partili belediye başkanı, partisinin ilçe başkanına zarar vermiş ve Özeski’nin bugün “Orkide” davasıyla anılmasına sebep olmuştur… Ayrıca, Ahmet Özeski’nin bugün bilinen mali durumu ile başkanlığı sonunda “zekat verecek param bile yok” dediği iddia edilen Mustafa Özpınar’ın bugünkü büyük varlığı arasında dağlar kadar fark vardır… Öte yandan; kim ne derse desin, ilçe başkanlığı ekonomik güç gerektiren bir hizmet makamıdır. Yanlış anlaşılmasın, paran varsa hizmet de vardır, huzurda… Paran yoksa huzur İslam’dadır.. İslam’ın şartlarına sarılacak, dine hizmetini yapacak ve ibadetle huzur bulacaksın… Siyasetin yanından bile geçmeyeceksin… ************ Sonuç olarak, Sandıklı’da Ak Parti sıkıntılıdır… Mustafa Çöl, Mehmet Öztopbaş, Ahmet Özeski arasında bir uzlaşma olmazsa, parti zarar görecektir… Bir yandan Özeski’nin “orkide” davasıyla yıpratılması, diğer yandan, genel merkez talimatına uymayan Mustafa Çöl ve Mehmet Öztopbaş’ın Özeski’ye karşı aldıkları tavır ne sonuçlar doğuracaktır, bilinemez… Bilinen, Ak Parti’yi içerden birilerinin karıştırdığıdır…