Saadet Partisi (SP) Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan partide düzenlendiği basın toplantısında gündemi değerlendirerek iktidar politikalarına yönelik eleştirilerini dile getirdi. Toplantıda partililer de hazır bulundu.

Gözden kaçırmayın

Belediye Başkanı Mehmet Zeybek’in Veda MesajıBelediye Başkanı Mehmet Zeybek’in Veda Mesajı

Saadet Partisi (SP) Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan partide düzenlendiği basın toplantısında gündemi değerlendirerek iktidar politikalarına yönelik eleştirilerini dile getirdi. Toplantıda partililer de hazır bulundu.





Van da yaşanan depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet yaralılara acil şifa dileyen Arslan, “Libya ve Suriye de şehit olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve tüm ülkemize sabırlar dilerim. Bir kaç şehidimiz var diyerek ciddiyetsiz, duygusuz ruhsuz açıklama yapanları Allah’a havale ediyor milletimizin takdirine bırakıyorum. Yarın (bugün) ‘Üç Aylar’ diye adlandırdığımız Recep, Şaban, Ramazan’ın başlangıcıdır. Üç Ayların ülkemize ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini diliyorum. Bizleri, Recep ve Şaban aylarını sağlıklı, huzurlu ve bereketli bir şekilde yaşayarak, Ramazan ayına ulaştırmasını, yüce Allah’tan niyaz ediyorum.” dedi.





Üç ayların herkesin bildiği üzere manevi olarak kazanç iklimi bir ay olduğuna temas eden Arslan, “Hepimizin bildiği gibi Üç Aylar, manevi olarak kazanç iklimidir. Yapılan ibadetlerin karşılığı, diğer zamanlara göre daha fazladır. Bu sebeple, bu zaman dilimini daha ibadet ve tefekkür ederek geçirmek gerekir. Özellikle Ramazan ayı daha çok ibadet ve daha çok tefekkürle geçirilmelidir. Oyunla, eğlenceyle geçirilmemelidir. Geçen hafta Belediye Başkanımız Mehmet Zeybek’in bir açıklamasında, Ramazan ayında, Zafer Meydanı’nda, etkinlikler ve eğlenceler yapılacağını açıklamış. Belediye Başkanımızı bir kardeşlik vazifesi olarak uyarıyoruz. Ramazan eğlence ayı değil, ibadet ayıdır. Yapılacak olan etkinlikler, mutlaka bu çerçevede planlanmalıdır. Yoksa iyi bir iş yapalım derken, kötülüğe sebep olmuş olursunuz.” diye konuştu.





Teleferiğe 140 bin yolcu garantisi verilmesinden diğer siyasi partilerin de rahatsızlık duyduğunu kaydeden Arslan, “Teleferiğe 140 bin yolcu garantisi verilmesine, diğer siyasi partiler de rahatsızlığını dile getirmeye başladılar. MHP İl Başkanı Sayın Mehmet Kocacan’da teleferiğe sıcak bakmadığını bildirdi. Basında çıkan haberlere göre, teleferik ihalesi oylamasında karar, oy birliği ile alınmıştı. Yani MHP de evet demişti. Sayın Kocacan’ın bir açıklama yaparak kamu oyunu aydınlatması uygun olacaktır diye düşünüyoruz. Geldiğimiz noktada, Sayın Kocacan’ın, teleferik hakkındaki düşünceleri doğru buluyoruz. MHP’nin Belediye Meclis Üyeleri var. Bu üyeler konuyla ilgili bir teklifte bulunabilir. Bu teklifle de bu hata düzeltilebilir. Bu yolcu garantisi, araç garantisi, müşteri garantisi, hasta garantisi olan işler, hep milletimizin zararına olan işler oluyor maalesef.” şeklinde konuştu.





Geçen hafta Zafer Havalimanı’nın zararından söz ettiğini hatırlatan Arslan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir başka örnek Avrasya Tüneli. Sözde vatandaşın cebinden bir kuruş çıkmayacak diyerek yapılan tünele, yıllık 25 milyon 125 bin araç garantisi verilmiş. Bu garanti nedeniyle 2018 yılında işletmeci firmaya 155 milyon lira ödenirken. 2019 yılı için bu tutar 177 milyon lira. Yaklaşık 8 milyon aracın parasını ödemek yine vatandaşa kaldı. Hani bir kuruş çıkmayacaktı? Biz teleferikte de bizi aynı neticenin beklediğini düşünüyoruz. Hem işletmeci firma, müşteri garantisi varken, neden müşteri çekmek için uğraşsın ki? Nasılsa belediyeden tıkır tıkır alacak parasını. İster müşteri olsun, ister olmasın. Müşterinin memnuniyetini bile düşünmez. Hatta memnun etmek için uğraşmaz bile. Bir kere daha ifade edelim ki, biz teleferiğe karşı değiliz, yıllık 140 bin müşteri garantisine karşıyız.”





Geçtiğimiz hafta eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yaptığı açıklamada “Siyasal İslam çöktü” ifadesini kullandığını belirten Arslan şöyle konuştu:

“Bir fikrin, bir idealin çöktü denebilmesi için, önce onun hayata tatbik edilmesi gerekir. Onun ilke ve prensiplerinin uygulanması neticesinde ortaya çıkan olumsuzluk sonucunda, ancak bu sözü söyleyebilirsiniz. Mesela komünizm çökmüştür diyebiliriz. Neden? Çünkü Sovyetlerde uygulandı ve yürümedi. Türkiye’de, Siyasal İslam çöktü diyebilmemiz için, İslam’ım ilkelerine göre hareket edip, sonuç alamamanız gerekir. Bunu yapmadan böyle bir söz söyleyemeyiz. Sayın Abdullah Gül’e sormak istiyoruz, iktidarda olduğunuz dönemde, Türkiye’deki hangi düzenlemeleri İslam’ın kurallarına göre yaptınız da, Siyasal İslam çöktü diyebiliyorsunuz? Siyasette, Fransız hukukunu mu değiştirdiniz? Ticarette, Alman Borçlar Hukukunu mu değiştirdiniz? Evlilikte, İsveç Medeni Kanunlarını mı değiştirdiniz? Medya elinizde olmasına rağmen, ahlaksız dizi ve filmleri mi engellediniz? Eğitim sistemini, Amerika’nın direktifleri doğrultusunda düzenlemeyi mi sonlandırdınız? Söyleyin, bunlar ve birçok alanda İslam’ın hangi ilkelerini uyguladınız da, işe yaramadığını gördünüz? Biz söyleyelim, çöken siyasal İslam değil, çöken, güç ve iktidar için, uğruna savaştığı değerleri ihmal ederek, zafer kazanma derdine düşen Müslümanların güvenilirliği ve eminliğidir. Çöken, Allah, kitap, din, dava diyerek ortaya çıkanlara karşı toplumun iyi niyetidir.”





Halkın birinci gündeminin ekonomi olduğunu ifade eden Arslan şunları söyledi:

“Halkın birinci gündemi ekonomidir. Halkımız bir taraftan işsizlikten muzdarip, diğer taraftan geçim sıkıntısından. Türkiye İstatistik Kurumu 2019 Kasım ayı işsizlik verilerine göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı, 2019 yılı Kasım döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre, 327 bin kişi artarak, 4 milyon 308 bin kişi oldu. Aynı dönemde işsizlik oranı 1 puanlık artış ile yüzde 13,3 seviyesinde gerçekleşti. Çalışanlara yapılan zamlar, ihtiyaçlara yapılan zamların çok gerisinde olduğu için, çalışan insanlarımız geçinemiyor. Vatandaşımızın derdi, düşüncesi bu iken, iktidar bir algı peşinde, gündem değiştirme peşinde.



“Neymiş darbe olabilirmiş? Bu gündem değiştirmekten başka bir şey değildir.” diyen Arslan, “Eğer böyle bir tehlike varsa, gereken tedbiri alacak olan sizsiniz. Ne gerekiyorsa yapın. Aslında en büyük darbeyi vatandaşınıza, siz yapıyorsunuz. Elektriğe yapılan zamlar, doğalgaza yapılan zamlar, gıda maddelerine yapılan zamlar, yeni çıkan vergiler ile vatandaşa en büyük darbeyi siz yapıyorsunuz. Ancak unutmayın ki, vatandaşımızın da size darbe yapacağı gün yakındır. Yapılacak ilk seçimde, size en büyük darbeyi, sandıkta yapacaktır.” ifadelerini kullandı.



Geçtiğimiz günlerde Avusturya’ya Büyükelçi olarak Ozan Ceyhun’un atanmasını eleştiren Arslan sözlerine şöyle devam etti:



“Atama kararını imzalayan Sayın Cumhurbaşkanı’na sormak istiyoruz, Geçmişi bir hayli karışık ve kirli olan bu isim, hangi özelliklerinden dolayı büyükelçi olarak atanmıştır? Milli Görüş hareketini, bir terör örgütü olarak niteleyen, öğrenci yurdunun bombalanması ve ülkücü bir gencin ölmesi sebebiyle idamla yargılanan, bu yüzden Almanya’ya kaçıp, Alman Vatandaşlığı alan bir isim hangi gerekçe ile büyükelçi olmuştur? Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 1915 olaylarında kendini ifade etmeye çalışırken, Ermeni Soykırımı diyen bir kişi devletimizi nasıl temsil edebilir? Bu kişi, hangi özelliklerinden dolayı büyükelçi olmuştur? Ülkemizde aynı özelliklere sahip milli ve yerli hiç kimse kalmamış mıdır? Allah sonumuzu hayretsin.”