Sezer Küçükkurt, Kocatepe Gazetesindeki köşesinde yazdı: Oralarda öyle, bizde böyle… İŞTE O YAZI… İnanın artık yazmaktan bıktık. Gazetedeki mesai arkadaşlarımızla, tanıdık ve dostlarımızla aynı konuları konuşmaktan gına geldi adeta. Yolda çevirip “yahu yazsanıza” diyenlere, her gün gazeteye arayan okurlara hep aynı şeyleri anlatıyoruz. Şikayetlere karşılık “Yazıyoruz ama, ne yapalım, duyan yok. Bizim de gücümüz bu kadarına yeti-yor” demek zorunda kalı-yoruz. Ne yazık ki Afyonkarahisar şehir olmaktan çıktı. Bu bizim değil, Afyonkarahisar’da yaşayanların yüzde 90’ının görüşüdür. Kalan yüzde 10’luk kesim de görüş belirtmeyenler desek yeridir. Şimdi biz yazıya böyle başlayınca okuyan belli bir kesim, “Ne yapalım kardeşim çalışma yapmayacak mıyız? Bu çalışmayı yapmanın, altyapı hizmetinin başka yolu var da biz mi yapmıyoruz” diyecekler. Bizim aklımız ermez, teknik adam değiliz ama, vatandaşa sorarsanız uygulanan yoldan başka o kadar çok yol var ki… Saymakla bitmi-yor. Nedense çalışmaları uygulayanlarla vatandaşın fikri bir türlü uyuşmuyor. Vatandaş “Bir yer bitsin başka yere öyle geçilsin” diyor. Yetkililer, “Teknik müsaade etmiyor, böyle olmak zorunda” diyor. Vatandaş “Planlama yetersiz, koordine noksan” diyor. Yetkililer, “Gece gündez cansiperane çalışıyoruz. Hakkımızı yiyorlar” diyor. Vatandaş “Kazılan yer aylarca kapatılmıyor” diyor. Yetkililer, “İşimiz biter bitmez kapatıyoruz” diyor. Vatandaş “Hafta sonları tatil yapıyorlar, mesaileri erken bitiyor. Bir an önce çalışıp tamamlasınlar” diyor. Yetkililer, “Bundan daha hızlı çalışmak imkansız” diyor. Vatandaş “Bir yeri yaparken bir yeri yıkıyorlar. Gerekli önlemleri almıyorlar. İşaretleme yapmıyorlar. Şikayetimizi iletecek yetkili bulamı-yoruz” diyor. Yetkililer, “Biz ihale yapıp taşeron firmaya işi verdik. Şikayetler taşeron firma ilgi ilgili. Biz bir şey yapamayız” diyor. Vatandaş “Koskoca memleket iki taşeronun, on beş amelenin keyfine bırakılır mı? Bunun denetlemesi, müeyyidesi olmaz mı?” diyor. Yetkililer, “Yapacak bir şey yok. Bu işler böyle olur” diyor. Her şikayete verilen bir cevap var. Ama ne yazık ki sonuç yok. Sorunlar yumağı ortada duruyor. Şehir merkezinde trafik işlemiyor. Trafik polisleri, ışıklar, tabelalar, cezalar yetersiz kalıyor. İnsanlar trafikte her gün birbirini yiyor. Ambulanslar, itfaiyeler ulaşımda sıkıntı yaşıyor. Toz-duman içindeki insanlar “Kış geldi. Çukurlar ne zaman kapanacak? Asfaltlama ne zaman yapılacak?” diye soruyor. Bu yazın asfaltlama yazı olacağı beklentisi içindeki insanlar hayal kırıklığı yaşıyor. Büyük kentlerde yapılan alt yapı çalışmalarında bir gecede kazılıp, altına metrelerce boru döşenen, sonrasında üzeri kapatılan ve sabaha kadar asfaltlanıp, sabah caddeden geçenlerin hiç bir şeyden haberi olmadan günlük yaşamına devam ettiğini gösteren videolar internette elden ele geziyor. Bir gecede kazılıp, tamamlanıp, asfaltlanan yolların altına, “Orada öyle, bizde böyle” deniliyor. Başka söze, yoruma gerek kalmıyor…