Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk,  velilere ve halkımıza sık sık çağrıda bulunuyor:

 

Okulları birlikte açalım..

 

Bir eğitimci olarak biz de,  Sayın Bakanımızın bu çağrısına destek veriyor ve halkımızı, saygıdeğer velileri, çocuklarımızın okullara dönüp yüz yüze eğitim yapması konusunda  üzerlerine düşen sorumluluğu yapmaya davet ediyoruz. Bu zaten hem bizim kişisel ve topluma karşı da en önemli görevimizdir.  Koronavirüs covid-19 salgınının devam ettiği bugünlerde, normalleşme döneminde;

 

maske, mesafe,  hijyen özellikle el temizliği konularına çok dikkat etmemiz gerekiyor. Bu aynı zamanda kendimize karşı görevimiz ve sorumluğumuzdur. Topluma karşı da hem sosyal sorumluluk, dinen de kul hakkı kapsamında değerlendirilir. Kontrollü normalleşme dönemi, bazılarımız tarafından yanlış anlaşılıyor. Salgın bitmiş, eskiye dönmüşüz, hiçbirşey yok gibi davranmaya devam ediyoruz. Salgın devam ediyor, kayıplarımız var devam da ediyor üzgünüz,  yoğun bakımda ve entübe olan hastalarımız var, karantinaya alınan evler ve yerleşim birimleri oluyor bunları göz önünde bulundurarak hareket etmeliyiz. Düğün törenleri,  asker uğurlamalar, toplu organizasyonlar en çok dikkat etmemiz gereken alanlar. Çarşı pazar ve Avm lerde özellikle sosyal mesafeye,  maske kullanımı ve el dezenfektesine  dikkat etmeliyiz. Çocuklarımızı ve gençlerimizi de ebeveynler ve yetişkinler olarak bu konularda yönlendirmeli  ve örnek olmalıyız.





 

Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’un açıklamasıyla, okullar 2020-2021 Eğitim- Öğretim Yılı için 31 Ağustos itibariyle, uzaktan eğitimle start veriliyor. İnşallah 21 Eylül itibariyle de aşamalı ve seyreltilmiş şekilde yüz yüze eğitime geçeceğiz. 



 



Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’un sosyal medya aracılığı ile velilere ve halkımıza açık çağrısı ile devam edelim:



 



‘’Bir bakan olarak değil, bir öğretmen olarak yazıyorum, lütfen okuyun. Hem de yanınıza gelmişim de, gözünüzün içine bakarak konuşuyormuşum gibi okuyun. Eğitimin, çocuğun iç çekişini, kahkahasını, "Öğretmenim" deyişini duyarak, saçını okşayarak, omzuna dokunarak, kaş göz işaretiyle çaktırmadan uyararak, birlikte eğlenerek ve "teneffüste üşümesin" diye montunun önünü kapatarak yapılır. Uzaktan eğitimde bunlar yok, olmayacak..


 

 

 

Uzaktan eğitime biz her detayıyla hazırız ve en iyisini yapacağız ama sınıf ortamının, okul ikliminin ruhunu ekranlara üfleyemeyiz. Ne yapsak eksik kalır. Bu yüzden eğitim öğretimi layıkıyla devam ettirebilmek için okullara dönmemiz, yüz yüze eğitime başlamamız lazım.

 

Yüz yüze eğitime 21 Eylül'de başlayabilmemiz sizin elinizde. Gece gündüz çalışıyoruz. Teneffüste oynanacak temassız oyunlar bile hazır. Detaylara bu kadar titizlikle hazırlandığımız bu süreçte hala maskesiz ve mesafeyi hiçe sayan insanlar görmek bizleri derinden üzüyor. 'Okulları birlikte açacağız' derken samimiyiz, sizleri bu sorumluluğa ortak olmaya çağırıyoruz. Sizsiz başaramayız. Lütfen maske takın, mesafenizi koruyun ki okulları açıp işimizi yapabilelim, çocuklar okullarına kavuşsun. Çocuklarımız ve öğretmenlerimiz adına rica ediyorum."

 

Sayın Bakanımızın bu içten çağrısına, halkımızdan beklentilerine bizde yürekten katılıyor ve çocuklarımızla, gençlerimizle yüz yüze eğitim öğretim yapmanın heyecanını taşıdığımızı ifade etmek istiyorum.

 

Öğretmensiz, duygusuz, yüz yüze bakmaksızın  eğitim öğretim olmaz, olsa da çok eksik kalır. Asıl eğitim öğretim, okulda sınıf ortamlarında, öğretmen ve öğrencilerin yüz yüze yapmasıyla, karşılıklı etkileşimle  gerçekleşir.

 

Saygılarımla..

 

 

 

Lokman ÖZKUL

 

Eğitimci-Yazar

 

[email protected]