rnrn rnrnCumhurbaşkanı aynı zamanda “Başkomutan”dır.rnrnDolayısıyla 30 Ağustos kutlamalarında tebrikleri kabul etmesi gayet doğaldır.rnrnMuhalefet medyası bu sivilleşme hareketini;rnrnGenelkurmay Başkanı “selam durdu”.rnrnGenelkurmay Başkanı “ayağa kalktı”.rnrnGenelkurmay Başkanı “hanfendinin elini ...

Gözden kaçırmayın

ERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYORERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYOR

  Cumhurbaşkanı aynı zamanda “Başkomutan”dır. Dolayısıyla 30 Ağustos kutlamalarında tebrikleri kabul etmesi gayet doğaldır. Muhalefet medyası bu sivilleşme hareketini; Genelkurmay Başkanı “selam durdu”. Genelkurmay Başkanı “ayağa kalktı”. Genelkurmay Başkanı “hanfendinin elini sıktı”. Gibi, yakışıksız başlıklarla kamuoyuna haber yaptı, duyurdu. Ancak, askeri vesayet bitti-bitiyor diye yazamadılar. Evet, askeri vesayet bitiyor. Türkiye normalleşiyor. Gidin Avrupa Birliği ülkelerine sorun bakalım, Genel Kurmay Başkanı’nın adını bilen var mı? Genel Kurmay Başkanı’nı tanıyan olmadığı gibi gazetelerde televizyonlarda savaş hali olmasa resmi bile yayınlanmaz. Bizde tam tersiydi. İşte, bugünlerde Türkiye normalleşmeye başladı. Olması gerekende buydu. Geçmişe bakalım. Sovyetler Birliği’nin komünizmi yaymasına engel olabilecek Nato’nun en önemli güçlerinden biri Türk ordusuydu. Süper güç Amerika o dönemde siyasal iktidarı değil Silahlı Kuvvetleri muhatap alıyor, düzenlemeleri birlikte yapıyordu. Nitekim, 1960 ve 1980 ihtilalleri de, Amerika’nın verdiği destekle gerçekleşmişti. Komünizmin göçmesinden sonra, Amerika’nın askerle olan işbirliği bitmiş oldu. Amerika, artık atanmışlarla değil seçilmişlerle yani sivil iktidarlarla işbirliği yapmak zorunda olduğunu kabullendi. Askeri vesayetin ağırlığı her geçen gün azaldı ve bugünlere gelindi. Gerçek ve doğru olan budur. Türkiye sivilleşme, demokratikleşme sürecinde ağır davrandı. Şimdi o süreç hızlandı ki, görüp yaşıyoruz. Olması gerekeni alkışlamak varken, çeşitli sebeplerle muhalefet etmek doğrulardan uzaklaşmaktır. Biz alkışlıyoruz… ************** NİKAH TAMAM… Efendilerle ilgili iki haber aldım. Önce iyi haberi vereyim; Tefeci Hüseyin ve İbrahim Efendi, ikinci eşleriyle nikah kıyma kararı almış. Ama, gevşek bir birleşme olacakmış. Gevşek birleşmenin ne demek olduğunu anlamamış olmama rağmen, nikah kıyma kararları gayet olumlu… Şahit de hazır… Kötü haberse şöyle: Şıracı Hüseyin’in şahidi bozacı İbrahim.. Bozacı İbrahim Efendi’nin şahidi de şıracı Hüseyin olmuş oluyor. Anlaşıldığı kadar; Nikahı da Haydar Dümen kıyacak… Koca jeepin önüne ‘‘Evleniyoruz’’ arkasına ise ‘‘Mutluyuz’’ yazılır. Sevenleri için mutlu bir haber. Ben bir tek bu ‘‘gevşek birleşmeyi’’ anlayamadım. Yani nasıl gevşek?.. Afyon’a geldiklerinde İbrahim Efendi evine gidecekse, kelebekte öbür eve gidecekse zaten ‘‘birleşme’’ kısmı gidiyor, geriye ‘‘gevşek’’ kalıyor. Ki ara sıra buluşacakları da, muhtemelen “gevşek” anlamını taşıyor. Anlaşılan bu… Tefeci Hüseyin’e gelince… Masrafları ikinci eşine bindirmeye ve ondan bile tefe almaya çalıştığı haberi geldi. Yüzsüz adam… Daha ne diyim? Damat Efendi’ye gelince… Yarı gününü kendi evinde yarı gününü Emsal’le birlikte geçiriyor. Cep telefonunu da Sümbül Serkan Efendi’ye bırakıyor. Nikah kıymak için hala karar verememiş. Eminim ki, Emsal ağır basacak ve imam nikahı gerçekleşecek… Ali Hoca olmazsa yedekte Haydar Dümen var…