VALİ, AFYON’A VİŞNE SEPETİ BİLE OLAMAZrnrnDÜN de İstanbul’da polis karakolunda patlama oldu.rnrnBir polis memuru, canını yitirdi.rnÇok yaralı var.rnrnGünler acı dolu geçiyor.rnTürkiye’nin “bölünmeden, Türk-Kürt kavgasına gömülmeden, ...

Gözden kaçırmayın

ERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYORERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYOR

VALİ, AFYON’A VİŞNE SEPETİ BİLE OLAMAZ DÜN de İstanbul’da polis karakolunda patlama oldu. Bir polis memuru, canını yitirdi.
Çok yaralı var. Günler acı dolu geçiyor.
Türkiye’nin “bölünmeden, Türk-Kürt kavgasına gömülmeden, dünya egemenlerinin (ABD ve İngiltere) Anadolu’da harita yenileme ve etnik temizliğe itekleme zorlamasına sokulmadan” şiddetin egemen kılındığı bu sinsi tuzaktan çıkması mümkün müdür?
Ülke iyi yönetilirse…
Valiler vali olursa…
Başbakanlar da Başbakan…
Mümkündür.
Bu yüzden ben “Afyon’daki patlama olayı henüz soğumamışken” gündemi tavında tutmak isterim. Anadolu’yu tarla tarla, bağ bağ, bahçe bahçe, fabrika fabrika, tezgah tezgah gezerek, inceleyerek, kıyaslayarak, sondajlayarak bilgi biriktiren Rüştü Bozkurt, arkadaşımdır.
Ona Afyon’u sordum.
Kilimle Afyon kalkınır mı?
Anlattı.
Şu sonucu çıkardım.
Patlamadan sonra susta duruşlu softa kurnazlığıyla Genelkurmay Başkanı’nı “kilim hediyeleşmesi tuzağına” düşüren bu Sayın Vali, “Afyon’a vişne sepeti” bile olamaz.
* * *
Bu yargıya ben varıyorum.
Rüştü Bozkurt bilgilendiriyor:
Afyon’un vişnesi ünlüdür.
Dünyada üstüne yoktur.
Afyon, doğal zenginliği vişnesinden bir dünya markası yaratamadı.
Afyon’un sucuğu ünlüdür.
Eti de dünyada eşsiz.
Afyon şehri, geleneksel yerel marka olmuş sucuğunu da “Türkiye’yi ve Dünyayı fethe çıkmış (kapsayıcı) firmalarla” buluşturacak bir önder, bir yol gösteren (bu vali olabilirdi) bulamadığı için Afyon sucuğu, dünya markasına ve ülke markasına dönüşemedi.
Dünyanın 2008’de başlayan ve bugün de sürmekte olan “büyük ekonomik krizi”nde kentler, bölgeler, havzalar: emek yoğun üretim ve sermaye yoğun üretim diye farklılaştılar, ayrıştılar.
Yeniden kümeleştiler.
Türkiye’de de bu yaşandı.
Afyon, kendi topraklarının altında sahip olduğu “doğal taş” (mermer) zenginliğiyle Türkiye’nin emek yoğun mermer üretiminde öncü merkezlerinden biriydi.
Öncülüğünü kaptırdı.
Başka kentler öne geçti.
Afyon’daki yaklaşık 450 mermer atölyesi birbirlerini tamamlayan “ortak iş yapma sinerjisine” kapı açamadıkları için dünyaya pahalı doğal taşı yine İtalyanlar satıyor.
* * *
Afyon şehrinden dünyanın en ünlü heykeltıraşları çıkması gerekirken “heykele ucube” diyen bir damardan gelme softa tavırlı vali, “kilim dokuyarak” Afyon’un zenginleşeceğini, babaları işsiz, yoksul gelinlik kızlarının “üç-beş kuruş kazanacağını” ileri sürüyor.
Bu vali hem softa!
Hem çok bilmiş!
Hem dünyadan habersiz!
Bugün dünyada “elde kilim dokuyarak” kendine iş yaratmaya çalışan ülke, şehir, bölge, havza neredeyse hiç kalmadı.
Dünyanın günlük geliri 2 Dolar ile 5 Dolar arasında olan bölgelerinde “elde kilim dokumacılığı” bir üretim kolu olarak can çekişme halinde debeleniyor.
Ortalama olarak günlük geliri 27 dolara ulaşmış Afyonluları “el dokuma kilimle iş sahibi yapmaya” soyunmak tam anlamıyla ekonomik gericilik.
Afyon’u çağ dışına çekme.
* * *
Sayın Vali, 25 Mehmet’in vücutlarını lime lime yapan patlamanın üzerinden daha 1.5 gün bile geçmeden “kilim hediyeleşmesi fotoğrafını” valilik internet sitesine koyup densiz ve ucuz propaganda yoluna girerek; Genelkurmay Başkanı’nın boynuna “afyon sucuğu” geçirilmiş karikatürlerin gazetelerde yayınlanmasına giden ortamı hazırladı.
Kurmay Başkanı’nı afyonladı.
Afyonluyu da aldatıyor.
Kilim geri ülke üretimi oldu.
Soruyu yeniden soruyorum:
Türkiye’nin “bölünmeden, Türk-Kürt kavgasına gömülmeden, dünya egemenlerinin (ABD ve İngiltere) Anadolu’da harita yenileme ve etnik temizliğe itekleme zorlamasına yenilmeden” şiddetin egemen kılındığı bu sinsi tuzaktan çıkması mümkün müdür?
Ülke iyi yönetilirse…
Valiler vali olursa…
Başbakanlar da Başbakan…
Ordu da güçlü olursa…
Mümkündür.