rnrnKitabı, kıblesi, peygamberi bir olanlar Cuma namazlarını aynı yerde aynı camide kılarken, alternatif Cuma namazı kılınır mı?rnrn rnrnEtnik Kürtler kıldılar…rnrn rnrnAynı zamanda mübarek Ramazanın mübarek Cuma’sında kan ...

Gözden kaçırmayın

ERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYORERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYOR

Kitabı, kıblesi, peygamberi bir olanlar Cuma namazlarını aynı yerde aynı camide kılarken, alternatif Cuma namazı kılınır mı?   Etnik Kürtler kıldılar…   Aynı zamanda mübarek Ramazanın mübarek Cuma’sında kan döktüler, kinlerini kustular…   Alçaklıkları günden güne ilerliyor.   Her gün şehit haberleriyle yüreğimize ateş düşüyor.   Ülkede yaşayan insanların devletinden talebi varsa, şikayeti varsa, beklentisi varsa, bunun yolu kan dökmek, kin kusmak, hayır mübarek günde masum insanları hayattan etmek değil, onların ocaklarına ateş düşürmek değildir.   Demokratik kanallardan ne talep edeceklerse adam gibi meclise girecekler ve talep edeceklerdir. Tek çözüm yeri meclistir.   Ancak, meclise gelmiyorlar, yemin etmiyorlar.   Kalleşçe masum insanları, Mehmetçiği, polisi şehit ediyorlar.   Dış güçlerden aldıkları destekle ülkemizde kaos yaratmak istiyorlar.   Kan dökenler, kin kusanlar, bu ülkenin hiçbir vatandaşını da, temsil etmiyorlar.   Onlar güya Kürt halkını temsil ettiklerini söylüyorlar.   Bu nasıl temsildir ki; iki yaşındaki çocuğu katlediyor?,   Bu nasıl temsildir ki; hamile kadınları katlediyor, yaşlı insanları kurşuna diziyor, bir alışveriş merkezinde, bir pazarda bombanın pimini çekiyor, masum bir sürü insanın kanına giriyor?   Utanmıyorlar partilerinin adına “barış, demokrasi” sözcüklerini ekliyorlar.   Kangren olan bu sorun mutlaka ve acilen çözülmelidir.   Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 9 yıllık performansına baktığımız zaman çok başarılı olduğu, halkın teveccühünden belli oluyor.   Eksikler, eleştirilecek noktalar yok mu?   Var ama geçmiş iktidarlarla karşılaştırıldığı zaman çok başarılı görünüyorlar.   Ancak, Kürt sorununda bu başarıya gösteremediler.   Çünkü tek taraflı iyi niyetle çözüm aradılar.   Karşısındakiler ise etnik Kürt politikasını yürütenler ve ne istediklerini bilmeyen PKK eksenli politika yapanlardı.   Sonuçta çözümden uzaklaşılmaya başlandı.   Çözüm istemeyenler, hükümeti zor kullanmaya yönlendirilmek istiyor.   Amerika, AB var onun için zor kullanmakta zor, diye düşünüyorlar.   Ancak; Başbakan Erdoğan’ın kararlılığını ve Türkiye’nin öylesine vazgeçilmez ve öylesine güçlü bir konumda olduğunu unutuyorlar.   Artık iyi niyetle çözülmeyen kangren olmuş Kürt sorunu, hangi yolla çözülecekse çözülmelidir.   Türk kanı taşıyan her vatandaş, bu kararlılığa mutlak destek verecektir.   Öte yandan;   “Kürtler vergi vermesin” gibi anlamsız tartışmalarla, Türk milletine üstünlük taslayamaya çalışanlara söylenecek tek söz vardır;   Devlet içinde devlet olmaz, gidin başka yere…   Türk milletiyle, Türk devletiyle yedi düvel baş edemez…   **********   Birkaç okurum, Gazlıgöl’de kapatılan otelin yasaklanmasına rağmen hala devre mülk satışı yaptığını, sahibinin ise Antalya’da otel satın almaya çalıştığını iddia etti. İlgililere duyurulur.   ***********   EĞLENCELİK…   Hüseyin Efendi ile İbrahim Efendi cesaretlerini ölçmek için mezarlıkta bir gece yatmayı düşünmüşler.   Teravihten sonra mezarlıkta buluşmuşlar.   Gece yarısı gürültüler gelmeye başlayınca korkudan ne yapacaklarını şaşırmışlar.   Ancak erkekliğe söz getirmemek için olayın üstüne gitmeye karar vermişler.   Gürültüye doğru yaklaşınca yaslı bir adamın mezar taşına birşeyler yazmaya çalıştığını görünce de rahatlamışlar.   Daha cesurca olan İbrahim Efendi ihtiyarın yanına gitmiş;   “Ya amca korkuttun bizi. Ne yapıyorsun gece vakti burada?” demiş.   İhtiyar yavasça dönüp tıslayan bir sesle cevap vermiş;   ”Yanındaki güve, adımı yanlış yazdırmış onu düzeltiyorum…”   *********   Lokumcu Ramazan’da köye imamlık yapmaya gitmiş.   İftar saati yaklaşmış.   Bütün köylü de oturmuş iftar açmak ezanı bekliyormuş.   Lokumcu çıkmış minareye açmış mikrofonu:   “Allahuekber Allahuekber”   Köylü lokumcunun sesini duyunca bismillah deyip oruçlarını açmışlar.   Biraz sonra minareden lokumcunun sesi gelmiş:   “Allahuekber Allahuekber ses deneme 1-2-3 ses deneme..”   ************ Damat Efendi bir gün ormanda geziyor ve etrafındaki güzelliklere bakıyormuş.   “Evrim ne güzellikler yaratıyor!” diye düşünüp mest oluyormuş.   Birden arkasında kocaman bir ayı belirmiş ve onu kovalamaya başlamış.   Damat Efendi bütün gücüyle kaçıyormuş ama her arkasına bakışında ayının daha hızlı olduğunu fark ediyormuş. Dakikalarca süren bir kaçışın sonunda Damat Efendi’nin ayağı yerdeki bir dala takılmış, ayı Damat’ın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış, tam vurmaya hazırlanırken Damat “Allahım!” diye bağırmış.   Bir anda zaman durmuş ayı donmuş, ormandaki nehir bile akmaz olmuş bir anda orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık huzmesi Damat Efendi’nin üzerine parlamış.   Çok derinden gelen ilahi bir ses Damat’a;   “Yıllarca inancını işe-güce alet ettin.. Sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulum mu saymalıyım?” demiş.   Damat Efendi utanç içinde: “Biliyorum bunca yıldan sonra dindar biriyim demek yalan olur ama hiç olmazsa ayıyı dindar yapabilir misin?” demiş.   “Peki” diye karşılık gelmiş ve ışık kaybolmuş.   Nehir tekrar akmaya başlamış her şey eski haline dönmüş.   Ayı iki pençesini de göğe doğru çevirmiş ve konuşmaya başlamış;   “Allahım, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamdolsun bana verdiğin nimetlere…”