23-26 Ekim 2018 tarihleri arasında Akşehir Belediyesi tarafından Nasreddin Hocanın vefatının 734.yıl dönemi hasebiyle düzenlenen etkinlikler kapsamında Afyon Kocatepe Üniversitesinde (AKÜ) Nasreddin Hocayı Anma Paneli gerçekleştirildi.

Gözden kaçırmayın

Etem Tem Fotoğraf Yarışması 6. kez düzenlenecekEtem Tem Fotoğraf Yarışması 6. kez düzenlenecek

23-26 Ekim 2018 tarihleri arasında Akşehir Belediyesi tarafından Nasreddin Hocanın vefatının 734.yıl dönemi hasebiyle düzenlenen etkinlikler kapsamında Afyon Kocatepe Üniversitesinde (AKÜ) Nasreddin Hocayı Anma Paneli gerçekleştirildi.

Sabri Bektöre konferans salonunda düzenlenen anma etkinliğinin selamlama konuşmasını yapan Akşehir Belediye Başkan Vekili Özgür Kaçar, vefatının 734. yıldönümünde Nasreddin Hocayı daha geniş kitlelere tanıtmak istediklerini kaydetti. Kaçar, “Nasreddin Hocayı daha geniş kitlelere duyurmak, tanıtabilmek, onun düşüncelerini ve nükteleri yoluyla insanlara ulaştırdığı mesajlarını iletebilmek, Nasreddin Hocanın torunları olarak bizlere düşen en önemli görevdir. Bu amaçla desteklerinden dolayı üniversite yönetimine, emeği geçen herkese ve siz katılımcılara ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu etkinlik vesilesi ile bütün katılımcılarımızı güzel Akşehirimize davet ediyorum” dedi.

Nasreddin Hoca ete kemiğe bürünmüş bir insandı

Etkinlik kapsamında gerçekleştirilen panelde konuşan Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sinan Gönen ‘Nasreddin Hocanın Hayatından Önemli Çizgiler’ adlı sunumu gerçekleştirdi. Gönen, sunumunda şehir ve insan hayatında Akşehir ve Nasreddin Hoca konusu üzerinde durarak Akşehir deyince insanların aklına Nasreddin Hoca’nın geldiğini söyledi. Nasreddin Hoca’nın bir güldürü karakteri olarak hayallerde yer aldığını kaydeden Gönen, “Oysa Nasreddin Hoca ete kemiğe bürünmüş bir insandır. Devrinin imamı, hocası, müderrisi yani günümüzün üniversite hocasıdır” diye konuştu. Gönen, Türk kültüründen birden fazla fıkra türü olduğunu belirterek, “Bunların içerisinde en bilinen ve tanınan isim Nasreddin Hoca ve fıkralarıdır. Bunun birçok etkeni vardır. Akşehir de bu etkenlerden biridir.  Nasreddin Hocanın yaşadığı 13. yüzyılı düşünüp Anadolu’yu göz önüne alırsak, o dönem Anadolu’nun ilim irfan kenti ve başkenti Konya karşımıza çıkıyor” ifadelerini kullandı. Gönen, ayrıca Nasreddin Hocanın hayatı incelendiğinde tarihi vesikalarda çok fazla bir bilgi olmadığını ifade ederek, “Kaynaklardan yola çıkarak Nasreddin Hocanın 1208 ya da 1209 tarihlerinde Hortuk köyünde doğduğunu öğreniyoruz. 1237 ya da 1238 yılında Akşehir’e göç ederek ömrünün yaklaşık 45 yılını Akşehir’de geçirmiştir” dedi.

Nasreddin Hoca bütün dünyanındır

Prof. Dr. Saim Sakaoğlu ise ‘Nasreddin Hocanın Hayatına Yeni Bir Bakış, Belgeler, Bilgiler ve Yorumlar’ konulu sunumunu gerçekleştirdi. Sakaoğlu, babasından eğitim alıp daha sonra babası gibi doğduğu köy olan Hortuk köyünde imamlık yapan Nasreddin Hoca’nın eğitime doymadığını bu nedenle de Akşehir’e gelerek yaşamını orada sürdüğünü belirtti. Sakaoğlu, “Hocamızın fıkraları bizim tarihimizde çok önemli rol oynamıştır. Fıkra öyle bir olaydır ki siz farkına varmadan onu ortaya atarsınız. Nasreddin Hocamız bir komedyen ya da komiklik yapan biri değildir. Nasreddin Hoca tam bir nüktedandır. Bu bakımdan hocayı nüktedanlığını ortaya koyan fıkralar ile tanımamız gerekmektedir. Nasreddin Hoca bizim değil aslında bütün dünyanındır” dedi.

Prof. Dr. Ali Berat Alptekin ise ‘Nasreddin Hocanın Türk Dünyasındaki Torunları’ konulu sunumunda Nasreddin Hoca geleneğini devam ettiren kişilerden bahsetti. Alptekin, “Maksim Gorki şöyle bir cümle kullanır, ‘eğer bir ülkenin yazarları halk edebiyatını ve halk bilimini bilmezlerse iyi yazar değildirler’ demiştir. Nasreddin Hocamızı bilmeyen çok ama çok okuryazarımız var. Hepiniz bir yazar adayısınız ve bu yüzden başta Nasreddin Hoca olmak üzere Dede Korkut’u, Karacaoğlan’ı, Âşık Veysel’i ve bu çerçevede gelenek ve göreneklerimizi bilmeniz gerekmektedir” dedi.

Panel, öğrencilerin sorularının cevaplanmasının ardından sona erdi.