Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından sanayi ürünlerinde yerlileştirmeye dayalı bir ekonomik dönüşümün temellerini oluşturmak suretiyle sanayi tabanımızı güçlendirecek “Milli Teknoloji, Güçlü Sanayi Hamlesi”ni tesis etme yolunda kalkınma ajansları yönetim kurulu toplantılarının “Milli Teknoloji, Güçlü Sanayi Hamlesi Yolunda Sanayimizin Geleceği: Sorunlar ve Çözüm Önerileri” konulu gündem maddesiyle toplanması kararlaştırılmıştır.

İlimiz ev sahipliğinde yapılan ve Zafer Kalkınma Ajansı tarafından düzenlenen ‘Milli Teknoloji, Güçlü Sanayi Hamlesi Yolunda Sanayimizin Geleceği: Sorunlar ve Çözüm Önerileri’ toplantısı Vali Mustafa Tutulmaz’ın katılımıyla yapıldı.

Toplantıya Vali Mustafa Tutulmaz’ın yanı sıra Zafer Kalkınma Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Manisa Valisi Ahmet Deniz, Uşak Valisi Funda Kocabıyık, Kütahya Valisi Dr. Ömer Toraman ve yönetim kurulu üyeleri ile kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, ilimizin ticaret ve sanayi odaları temsilcileri, ticaret borsası yetkilileri, organize sanayi bölgelerinin yetkilileri ile işadamları ve işkadınları, sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Manisa Valisi Ahmet Deniz; “Hepinizi en içten dileklerimle selamlıyor; “Milli Teknoloji, Güçlü Sanayi Hamlesi Yolunda Sanayimizin Geleceği: Sorunlar ve Çözüm Önerileri” gündemiyle toplanan Ajansımız Yönetim Kurulu Toplantısı’na hoş geldiniz diyorum.

Gelişmiş toplumlara baktığımız zaman bu toplumların temel özelliğinin bilgiye sahip olmak olduğunu görüyoruz. Bilgi ve teknolojiye sahip ülkelerin kalkındığını, geliştiğini görüyoruz. Bunun tarihte birçok örneği var. Hep verdiğimiz örnek biliyorsunuz, en fazla Dünya’da Almanya örneğini veriyoruz. Almanya 2. Dünya Savaşı’ndan çıktı, mağlup oldu ama yerli üretimle, yerli sanayiyle, güçlü sanayiyle nereye geldiğini görüyoruz. Şu anda 1 trilyon 300 milyar dolar ihracatı ile 3-4 yıl öncesine kadar dünyada birinci sıradaydı. Şimdi Çin 2 trilyon dolarla 1. sıraya geçti. Almanya 2. sırada. Aslında buna benzer örnek verebileceğimiz birçok ülke var. Temel özelliği teknoloji, yerli üretim ve güçlü üretimdir. Hatta son dönemde artık sadece teknoloji üretmek de yetmemeye başladı. Artık katma değeri yüksek ürün üretmek zorundasınız. Başka çare yok, çünkü acımasız bir rekabet çağındayız. Şimdi Almanya 4.0’ı konuşmaya başladı ve uyguluyor. Yani Almanya 4.0 dedi, yapay zeka dedi ve böylece üretimi daha hızlı yapmaya başladı. Bunu bizler de yapmak zorundayız. Bizlerde ülkemizin 2023 hedefleri arasına ciddi hedefler koyduk. 2 trilyon dolar gayrisafi milli hâsıla dedik. 1 trilyon dolar dış ticaret hacmi ve 500 milyar dolar ihracat hedefimiz var. Bu ihracata ancak yüksek teknolojiye yatırım yaparak ulaşabiliriz. Bu yolda hükümetimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok mesafe aldı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, sanayicilerimize ciddi destekler sağlıyor. ARGE yatırımları çok hızlı bir şekilde artmaya başladı. Bu güzel gelişmeler bizlere ümit veriyor. Özellikle 15 Temmuz hain darbe girişiminden bir ay sonra Türkiye olarak, Fırat Kalkanı operasyonu ve daha sonra da Zeytin Dalı operasyonları gerçekleştirdik. Ben daha önce Batman Valisi’ydim, Manisa’ya yeni geldim. İHA ve SiHA’ların ana merkezlerinden bir tanesi de Batman ilidir. Orada yapılan o operasyonları çok yakinen izleme fırsatımız oldu. Yerli ve milli teknolojinin ne kadar kıymetli ve ne kadar önemli olduğuna bir kez daha şahit olduk. Eğer o teknolojiye biz sahip olamasaydık, yazılımlarını kendimiz yazmasaydık ve %90’ a yakın yerli imalat olmasaydı; bizim böyle bir operasyonu kısa sürede başarılı bir şekilde gerçekleştirme şansımız olmazdı. Bizler, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde, yoktan Cumhuriyeti kurmuş bir milletin fertleriyiz. Cihan İmparatorluğu üzerine kurulmuş bir Cumhuriyetin evlatlarıyız. Bu millet isterse yapar. İnşallah 21. yüzyıl bu milletin çağı olacak. Bunu da ancak hep beraber çok çalışarak, gayret ederek ve katma değeri yüksek ürün üreterek yapabiliriz diyorum. İşte Kalkınma Ajansımızın bu çalışmaları onun için önemlidir. Hem sektör temsilcilerimize, hem de sanayicimize ufuk açma açısından önemli ve kıymetlidir. Ben emeği geçen bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu çalışmaların hem illerimize, bölgemize ve ülkemize yararlar getireceğine inanıyorum. Hayırlı olsun diyorum.” dedi.

Toplantıda Zafer Kalkınma Ajansı yetkilileri tarafından yapılan “Sanayicimizin Geleceği, Sorunlar ve Çözüm Önerileri” adlı sunumun ardından, Finansmana Erişim (İşletme ve Yatırım Sermayesi), Beşeri Sermaye, Kurumsal Yapılanma, Fiziki Altyapı, Ulusal ve Uluslararası Pazara Erişim ve Tutunma, Üretim Maliyetleri, Devlet Destekleri, Kalite ve Markalaşma, Profesyonel Danışmanlık Gereksinimi, Mevzuata Dair Sorunlar, Ekonomik Belirsizlik gibi gündem maddelerinin değerlendirilmesi, çözüm önerilerinin sunulması ve değerlendirilmesi konularının yer aldığı sunum gerçekleştirildi.

Toplantının son bölümünde konuşan Vali Mustafa Tutulmaz; “Teknolojiyi üretmek sadece ticaretimizi geliştirmek için değil, bağımsızlığımızın da kalıcı ve egemen bir devlet olabilmemiz için gereklidir. Terörle mücadelede bugünkü geldiğimiz başarıyı kullandığımız silahları kendimizin üretmesine borçluyuz. Şu an görüyoruz ki neredeyse tüm savaşlar teknoloji savaşı haline geldi. Meydanlarda gerçekleştirilen savaşlar bin dokuz yüz yetmişler ve en fazla seksenlerin ortasında kaldı. Ondan sonra meydanda savaş kalmadı. Ama dünya şu anda savaş halinde, işte bu savaş teknolojide oluyor. Bizim milli teknolojimizi kendimiz geliştirmemiz, bu yönüyle çok çok önemlidir. Ancak burada bizim bir zihniyet değişikliğine gitmemiz lazım. Mevcut zihniyetle milli teknolojiyi tam olarak kurabilmemiz mümkün değildir. Adamlar yapar, adamlar yapmış, nasıl bir teknoloji vb. düşüncelerini bizim aşabilmemiz için bir kere zihniyet değişikliğini gerçekleştirmemiz lazım. Bu zihniyet değişikliğinde de birinci öncelik bana sorarsanız üretmek kültürünü oluşturmamızdır. İkincisi ters mühendislikten vazgeçmemiz lazım. Sanayicimize çok teşekkür ediyoruz. Gerçekten çevremizdeki ülkelere baktığımızda çok çok ileri bir noktaya geldik. Ama hala bir Almanya’nın, Amerika’nın, Çin’in çok gerisindeyiz. Herhangi bir makine, herhangi bir ürün alınıyor. Daha sonra bu makine bozuluyor, hemen benzerini yapıyoruz. Bunda çok başarılıyız. Ama biz, bizim dediğimiz ürünü şu ana kadar çıkarabilmiş değiliz. Savunma sanayimizde buna dâhil. Biraz önce başarılıyız dedik ama diğer ülkelerin yaptıklarını taklitle, belki taklidide kendimize uydurarak bu başarıyı elde ettik. Sonuç olarak bizim bir kere zihniyet olarak üretme kültürünü ve iş ahlakımızı geliştirmemiz lazım. Tabi bunlar kendi başına, birden bire oluşan şeyler değil. Eğer biz üretme kültürünü, çalışma kültürünü ve iş ahlakını geliştiremezsek teknolojide de ilerlememiz çok fazla mümkün olmaz. Bu zihniyet değişikliğini ilkokuldan başlayarak üniversite eğitimi ile beraber devam ettirmemiz lazım. Yani okulların açıldığı ilk günden eğitime başlayan bir zihniyeti geliştiremiyorsak, işte bu hafta sınav diye eğitime ara veriyorsak ve sınavdan sonra herkes memleketine gitsin gelsin diyorsak ve eğer biz bunları üniversiteler olarak takip edemiyorsak o öğrencilerin buluş yapmaları zordur. Bunun kesinlikle kabul etmemiz lazım. Ben 2 yıl yurtdışında kaldım. Üniversitede bulundum. Oranın hocaları gece yani 22:00’de 23:00’de gittiğimde laboratuvarda çalışıyorlardı. Şu anda bizim üniversitelerimize gece gittiğimizde kaç tane hocamız çalışıyor. Bilgi üretmeden istediğimiz kadar yönetimde olursak olalım bunun faydası olmayacaktır. Bizim önce bilgi üretmemiz lazım. Üniversitedeki hocalarımızın gece 01:00’de laboratuvarda çalışıyor olması lazım. Hatta bir kısmı ya sabaha kaldım, nasıl sabah olmuş demesi lazım. Bunu demeden bizim bu milli teknolojiye de ancak ters mühendislikle de devam ederiz. Ters mühendisliği çok iyi yapıyoruz, ondan hiç şüphem yok. Toplum olarak da aslında çok zeki insanlarız. Ben yurtdışına gittiğimde gördüm yabancı dil bilgimiz yetersiz ancak, o İngilizlerle de aynı başarıyı da gösteriyorduk ve hatta daha yüksek notlar alıyorduk. Kendi ana dilleriyle zeki bir toplumuz ama bunu bilime, bilgiye çevirmemiz lazım. Fırsatçı bir zeka uygulamasından vazgeçmemiz lazım. Burada üniversitelere çok iş düşüyor. Ben şimdi basında hep görüyorum. İşte İTÜ güneş enerjisi ile çalışan araba çıkardı, yollarda geziyor. Biz yıllardır üniversitelerin, öğrencilerin çıkardığı şeyleri görüyoruz. Örneklerle prototiplerini ama Türkiye bir şeyini üretemiyor. Demek ki orada bir yanlışlık var. Tamam araba yapıldı bir ümitleniyoruz, evet oluyor diye bakıyoruz yine bir şey yok. Bu her alanda böyle. Bizim zihniyet değişikliğini gerçekleştirmemiz lazım. Belki bu sözler biraz ağır sözler, ama hepimiz için bu durum geçerlidir. İdare içinde, sanayicimiz içinde, siyaset içinde hepimizin zihniyet değişikliğini toplum olarak gerçekleştirmeden istediğimiz başarıyı elde edemeyiz. Bizim bunu gerçekleştirip, milli teknolojiyi oluşturup bağımsızlığımızı ve egemen bir devlet olarak daha uzun süre kalabilmemiz için ve hatta lider bir devlet olarak daha uzun süre devam edebilmemiz için bunlar şarttır. İnşallah bu toplantılar bu tür zihniyet değişikliğine vesile olur diyorum.” dedi.

Toplantı katılımcıların konuyla ilgili sorularının alınarak değerlendirilmesiyle sona erdi.

Toplantıda görüşülen sorunlar ve çözüm önerileri, bir rapor halinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na sunulacaktır.