Karahisar TV’de yayınlanan ‘Yerel Gündem’ programına konuk olan AK Parti Milletvekili Halil Ürün gündeme ilişkin soruları cevapladı. İhsaniye ilçesinde yaşanan son gelişmeleri değerlendiren Ürün, “Afyon değneksiz köy değil” diyerek yaşanan olayların takipçisi olduğunu bildirdi.Ürün, Karahisar TV Genel Yayın Yönetmeni Murat Emre’nin hazırlayıp sunduğu ‘Yerel Gündem’ programına konuk oldu.  Ürün, programda Kocatepe Gazetesi Haber Müdürü Murat Arısoy, Türkeli Gazetesi Haber Müdürü Volkan Gündüz ve Anahaber Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mejnun Sancak’ın sorularını cevapladı. Ürün, 2002 yılından itibaren komşu ülkelerle sıfır sorun politikasıyla yola çıktıklarını ve bunda da büyük ölçüde başarılı olduklarını ifade etti. Ortadoğu’da demokratikleşme adına atılan adımların oldukça sancılı geçtiğini kaydeden Ürün,  şöyle dedi: “2002 yılından bu tarafa komşularımızla ilişkilerimizi düzeltmeye başladık. Bu anlamda sıfır sorun diye bir nihai hedef koyduk ve ilerlemeye devam ettik. Bugün en çok sorunlu olduğumuz ülke gibi görünen Suriye ile sorunları o kadar azaltmıştık ki, iki ülkenin bakanlar kurulu ortak toplanabiliyordu. Ve bütün komşularımızla gümrük duvarlarını kaldıracak noktaya gelmiştik. Geçtiğimiz 1-2 yıl içersinde Orta Doğuda bir takım gelişmelere oldu. Tunus’ta başlayan hareketlenme dalga dalga diğer komşulara da yayıldı. Sonuç itibarıyla Mısır’daki yönetimde de değişiklik oldu. Arkasından Libya çok ciddi sorun çıkardı. Arkasından en son Suriye’de sıkıntılar çıktı. Suriye’ye de biz tavrımızı insan hakları ve hukuktan yana net koyduk.  Suriye’nin anlaşılmaz tavrı devam ediyor. Ama inşallah sonu hayır olur. Bu Arap baharı dedikleri şeyde eğer demokratikleşme ise insanların kendi gelecekleri hakkında söz sahibi olma kendi yöneticilerini kendi seçebilmeyse yavaş yavaş o bölgelerde de hareketlenme başladı. Bizim dışarıdan görebildiğimi kadarıyla sonunun iyi olacağını düşünüyoruz.” -AB’NİN TÜKİYE’YE İHTİYACI VAR Türkiye’nin artık Avrupa Birliğine ihtiyacı bulunmadığının altını çizen Ürün, kriz içindeki AB’nin Türkiye’ye ihtiyacının olduğunu kaydetti. Önemli olanın Avrupa Birliği’ne girmek değil, kanunlarımızı onların seviyesine çıkarmak olduğunu belirten Ürün, şöyle devam etti: “Avrupa birliği şuan bir kriz içerisinde. Ekonomik ve siyasi krizleri bir türlü çözemediler. Öyle bir hata yaptılar ki kendi putlarını kendileri yıktılar. Avrupa Birliği ilke koymuştu. Komşularıyla sınır sorunu yaşamayan ülkeler ancak Avrupa Birliği’ne üye olabilir dediler. Ancak Kıbrıs Rum Yönetimi 2012’nin ikinci döneminde başkanlık edecek. Yarım bir ülkenin AB’ye dönem başkanlığı yapması kendileriyle nasıl çeliştiklerinin en büyük göstergesidir. Türkiye Cumhuriyeti ve devleti çok net bir şekilde politikasını açıkladı. AB’nin dönem başkanlığını 6 ay boyunca Kıbrıs Rum Kesimi’nin yürüttüğü müddetçe asla biz gidip gelmeyeceğiz ilişkilerimizi askıya alacağız. Biz AB’yi medeniyet projesi olarak görüyoruz. Onlar kendi getirdikleri standartlara uymuyorlar. AB’ye girmemiz çok önemli değil. Biz o standartları yakalayalım almasınlar bizi. Girmek zorunda değiliz.” Program esnasında Karahisar TV Genel Yayın Yönetmeni Murat Emre’nin son dakika haberi olarak duyurduğu Cumhurbaşkanı Gül’ün şike yasasını veto etmesini büyük bir memnuniyetle karşıladığını söyleyen Ürün, “Sporda şike yasasını veto eden Cumhurbaşkanına teşekkür ediyorum. Bu yasa çıkıncaya kadar ben meclisteydim, bu yasanın veto edilmesi çok iyi olmuş, inşallah dikkate alırlar.  Yasa meclise geldiğinde bütün maddelerine benim gibi hayır oyu veren bir kaç kişi vardı. Çünkü anlaşılmaz bir şekilde bu yasa gelinceye kadar bize muhalefet edenler o gün bir baktım kanunu savunuyorlar. Bir anlatıyorlar bir anlatıyorlar. Hepsi garip bir şekilde savunuyordu.” -BEDELLİ ASKERLİK Ürün, artık Türkiye’de askerlik sisteminin baştan aşağı değişmesi gerektiğini ifade etti. Ürün,  şunları kaydetti: “1111 sayılı Askerlik Kanunu’nun çıkış tarihi 1927’dir. 1927’nin Türkiye’si ile 2012 Türkiye’si aynı değildir. Aynı yasayla biz askerlik hizmetini düzenleyemeyiz artık. Şartlar çok değişti. Birinci sorun bu yasanın kökten değişmesi lazım. 2. Sorun 1927’deki savunma anlayışı ile 2012’lerin savunma anlayışı çok değişti. Evet, Türkiye’deki zorunlu askerlik sorunludur. Niye biz bütün vatandaşlarımızın erkek cinsiyetindeki doğanların hepsini 20 sene sonra askere alıp en az bir yarısına psikopatça işkence etmek mi zorundayız. Hepsinin onurunu gururunu kırmak mı zorundayız. Hepsinin burnunu yere sürtmek mi zorundayız. Analarımız bizi onun için mi doğuruyor. Sorun dediğim bu. Kısaca bedelli askerlikten elde edilen paranın tamamının şehit ve gaziler için harcanacak.” -ESKİ OTOGARDAKİ KONUT PROJESİ İzmir yolunda bulunan olimpik yüzme havuzunun atıl vaziyette kalmasının kendisini de üzdüğünü ifade eden Ürün, üniversite ve il özel idaresinin bu konuda gerekli girişimlerde bulunması gerektiğini söyledi. Ürün, “Olimpik Yüzme Havuzu, İl Özel İdaresi’nin bir yatırımıdır. İl Genel Meclisi’nde çoğunluk AK Parti’ye geçtikten sonra yarım olan projeyi bitirdik. İl Özel İdare bu havuzu üniversiteye verdi. Üniversitemiz ise çeşitli sorunlardan dolayı işletemedi. Sonuç itibarıyla hatalı yapılmış bir yatırımdır. Üniversite ve Afyon İl Özel İdaresi’nin bu konuda gerekli girişimlerde bulunarak burayı aktif hale getirmesi gereklidir” dedi. Eski otogarın yarım kalmasının tamamen müteahhitten kaynaklandığını söyleyen Ürün, “Müteahhit firma vermiş olduğu taahhüdü yerine getiremedi. Çok ciddi bir teminat vermişti. Bu teminat artık belediyeye geçecektir. İnşallah oraya yeşil alan ya da başka bir yatırım gerçekleşir. Belediye Meclisinin bu alan için önemli bir çalışma sarf edeceğine inanıyorum. Ayrıca Bu sorunları gündeme getiren MHP Milletvekili Kemalettin Yılmaz’a da teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu. -KAYMAKAM DEVLETİN GÜCÜNÜ YANLIŞ KULLANIYOR Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan İhsaniye Kaymakamı ile ilgili açıklamaların tamamen doğru olduğunun altını çizen Ürün, o bölgeden gelen şikayetler ve yaptıkları incelemeler sonucu Kaymakam Ömer Faruk İlhan’ın devletin gücünü yanlış kullandığını gördüklerini söyledi. Kaymakam’ın Afyon’u “değneksiz köy” sandığını belirten Ürün, Kaymakam’ın kapattığı kuyuların zaten kapalı kör kuyular olduğunu ifade etti. Hiç kimse ile şahsi bir problemi olmadığını söyleyen Ürün, “Kaymakama karşı bir husumetim yok. Ama işlerin yürümemesinin de birilerinin söylemesi lazım” dedi. Ürün, yerel bir gazetede çıkan yazıların hepsinin kendisine ait olduğunu ve bunların içinin boş olmadığını söyledi. Kaymakam İlhan’ın MP 5 silahla bir domuzun üstüne basarken çekilen fotoğraflarına tepki gösteren Ürün, “Devlete ait bir silahla domuzun üzerine ayağını koyarak fotoğraf çektiriyor ve ben silah kullanmayı bilmem ben vurmadım diyor. Madem sen vurmadım neden ayağını basıyorsun. Silah kullanmayı bilmem diyorsun MP 5 ile ne işin var? Başka şeyler daha var fakat özel hayata girdiği için sınırlı tutuyorum. Eleştirilerimi kamu gücünü kullanması ile sınırlı tutuyorum” dedi. -KAYMAKAMIN SİLAH GÖSTERDİĞİNE BİR GAZETECİ TANIK Bir iş adamına silah gösterme olayına da değinen Ürün, “Bu konuya bir gazeteci arkadaşımız tanık ama ismi vermeyeceğim. Kendisi çıksın söylesin. Seni vururum şeklinde değil fakat nezaket sınırlarını aşan bir şekilden bahsediyorum. Bir Kaymakama bu yakışmaz. Devlet adına ordasınız ve bu gücü kullanıyorsunuz. Diyelim ki yeri geldi lavaboya gedeceksiniz. Silahınızı çıkarmanız gerekiyor belinizden. Bunun usulü çıkarırken kimseyi rahatsız etmeyecek bir şekilde yavaşça olmalı. Herkese göstere göstere, doldur boşalt yaparak çekmeceye koyuyorsanız. Bunun nezaket ile bir ilgisi yoktur” diye konuştu. Bu mevzunun üzerine çok da fazla gidilmemesi gerektiğini söyleyen Ürün, tehdit olayının da kişinin algılaması ile de ilgili olduğunu belirtti.Bütün talebinin kamu yetkilerinin kullanılması ile ilgili olduğunu belirten Ürün,  şunları söyledi: “Hiç kimsenin özel hayatı beni ilgilendirmiyor. Fakat devlet size bir kamu yetkisi verdiyse, size bir makam tahsis ettiyse, emrinize asayişi sağlayın diye kolluk kuvveti de vermiş ise, bu olanakları özel olarak kullanamazsınız” dedi. Ürün, “Kaymakamın demedim dediği bir olayı anlatayım. Entel dantel, geri zekalı kanun yapıcılar demiş. Türk Ceza Kanunu’na göre bir suçtur. TBMM’nin manevi şahsiyetine bir hakarettir. Kaldı ki itiraz ettiği konu da şu; Emre Gölü kenarında ki bir araziyi Mavi Hayat Derneği’ne istiyor Milli Emlak Kurumu’ndan. genelge gereğince ilgili belediye meclisi Döğer’e soruluyor ve olumsuz cevap alıyor. Bu olaydan dolayı Döğerlilere geri zekalı, meclis gayri meşru diyor. Genelgeyi TBMM çıkartmaz. Sayın Kaymakam bütün bunları bilebilecek bir pozisyondadır. Döğer belediye meclisi hayır diyor ve Kaymakam başlıyor baskıya. Duyumlarıma göre, yazılı ve yeminli beyanları var bu iddiaların. ‘Öküzsünüz, Yahudisiniz, entel dantel bu kanun koyucular böyle kanun yaparak işimizi zorlaştırıyor’ diyor. Halbuki Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün genelgelerini TBMM yazmaz. Bütün Türkiye’de uygulanan sistem budur. Anlamıyorum bu işi vakti zamanında neden bu kadar büyütmüş Sayın Kaymakam. Buna benzer onlarca olay var.” Kaymakamın jeotermal kuyuları kapattığı için üzerine gelindiğini iddia etmesinin doğru olmadığını belirten Ürün şöyle dedi: “Kör kuyuları kapatmış, komik bir durum. Kör kuyu kapatılır mı? Kapatsan ne olur kapatmasan ne olur. Adı üzerinde kör kuyu. İş yaptığını zannediyor arkadaş. Bir daha söylüyorum, kamu gücünü yanlış ve hukuksuz kullanmasına karşıyım. Bu mevzuları içeren dosya bizzat İçişleri Bakanına iletildi. Dosya incelenip buradaki valiliğe gönderildi” dedi. Av partisinde çekilen fotoğrafların ayyuka çıkmasına da değinen AK Parti Milletvekili Halil Ürün, “Bir ortamda 3 vali ile birlikte sohbette bu konu açıldı ve bir Afyon’lu olarak utandım. Bir Kaymakam bir pazar günü sertifikası vardır ava gider, buna bir şey demiyorum. Fakat MP5 ile olmaz. Avlanma kanununa göre yasak. Hadi oldu diyelim bari konuşma. Ben vurmadım başkası vurdu dedi. Madem başkası vurdu, peki neden başkasını vurduğu ava ayağını basarsın. Sana koskoca bir ilçeyi, koskoca bir bütçeyi teslim etmişiz. Bu kadar basit mi başkasının vurduğu domuz ile poz vermek? 21. Yüzyıla gelmişiz. Böyle bir kaymakam istemiyoruz.” Ürün, şöyle konuştu:“237 bin oyu niye aldım ben. Bu millete ne söyleyeceğim. Babasını hükümet konağından dolmuşa bindiren adamı 1.5 saat ağlatmaya hakkı yok bu Kaymakamın. Kapısına gelen muhtarları saatlerce bekletmeye hakkı yok. Babamın oğlu olsa bile yok. Böyle çok ciddi iddiaları ciddiye almayan bir idari makama karşı da fikir beyan etmek zorundayım. Sinirlerimiz falan aldırmadık ne yaptığımızı biliyoruz. Ölü bir kuyu rekreasyon yapıyor Gazlıgöl Belediyesi. Su çekmiyor ama ısıtmada kullandığı suyu oraya rekreasyon ediyor. Bu aslında jeotermal için yapılması gereken işlem. Gelip bunu kapatmanın ne alemi var. Ne yapıyorsun sen? Yapılan sondajlarda su çıkmamış, yakındaki yere sondaj yapmış su çıkmış. Su çıkmayan yerleri kapattım diyerek basını çağırdı oraya. Başkasının vurduğu domuzun üzerine ayağını basıp MP5 göstererek şov yaptığı gibi bu şovu’da yaptı. Kaçak kuyuları kapatıyorum diye.” Konunun yakın takipçisi olduğunu kaydeden Ürün, sözlerini şöyle noktaladı: “Ben bu olayı Sayın Başbakana da taşırım. Sayın Cumhurbaşkanına da taşırım. Bu iş bu kadar basit değil. Bu memleket öyle Ömer Faruk İlhan’ın değneksiz gezeceği yer değil. Bu memleketin vekilleri var, insanları var, sevenleri var. Öyle değneksiz gezilmez. Sen nasıl oluyor da özel firmanın araçlarını takip ettirerek sabahın 06.00’sında ceza yazdırtıyorsun. Kral mısın Kaymakam Ömer Faruk İlhan. Jandarma senin babanın mirasçısı falan değil. Yapılan yanlışları söylemek zorundayız. Hiç kızmayacaksınız gücenmeyeceksiniz. Eğer beceremiyorsanız bırakıp gideceksiniz. Eğer miting yapacaksan geleceksin gireceksin siyasi partiye aday olacaksın karşılıklı miting yapacağız. Bu kadar basit yani. Eğer siyaset yapacaksan gelecek siyaset yapacaksın kardeşim. Ha bunu yaparken o lojmandan çıkacaksın. O arabadan ineceksin. O MP 5’i bırakacaksın.  Benimle birlikte ceketinle geleceksin. Beraber yapacağız. Ha iş mi yapmak istiyorsun. Kuracaksın şirketini geleceksin termal yatırımcılarla aynı o yatırımcılar gibi sen de sıraya gireceksin. Ama devletin gücüne sırtını dayayarak iş yapamazsın.”