Jin. Op. Dr. Mürüde Çakartaş Dağdelen “mikroenjeksiyon” hakkında bilgiler verdi;

 

Çocuk sahibi olmak pek çok kişinin hayali olup, günü geldiğinde bu hayalini gerçekleştirmek ister. Ancak bazı durumlarda kişiler çocuk sahibi olamama ile karşı karşıya kalmaktadır. Günümüzde sıklıkla görülen bir sorun olmasına rağmen genellikle tedavi edilmektedir. Çocuk sahibi olmak konusunda zorluk yaşayan kişilerin neredeyse yarısında kısırlık sorunu yaşanmaktadır. Kısırlığın nedeni ise erkek bireyin spermlerinde yaşanan sorunlardır. Mikroenjeksiyon yöntemi ile erkek bireyde yaşanan kısırlık sorunu giderilebilir ve spermin kalitesi arttırılabilir. Tüp bebek tedavisinin yanı sıra uygulanan mikroenjeksiyon işlemi, spermin doğrudan yumurtaya enjekte edilmesiyle uygulanır. Tüp bebek tedavisi sırasında sorun yaşayan erkekler mutlaka bu yöntemi tercih edebilir.

 

Detay için: Mikronejeksiyon nedir?

 

Mikronejeksiyon yöntemi nedir?

 

Mikroenjeksiyon (ICSI, intrasitoplazmik sperm enjeksiyonu) yöntemi, bebek sahibi olmak isteyen ancak normal yollardan çocuk sahibi olamayan kişiler için uygulanan yöntemlerden biridir. Mikronejeksiyon yöntemi, tüp bebek tedavilerinde sık sık kullanılan yöntemlerden biri olup, yumurtanın spermle birleşmesini ve sağlıklı bir şekilde döllenmesini sağlayan bir işlemdir. Basit bir şekilde tanımlamak gerekirse, yumurtaya sperm enjekte etme yöntemidir. Daha önceleri, erkek adaydan alınan sperm, laboratuvar ortamında yumurta ile birleştirilir ve kendiliğinden spermi döllemesi beklenir. Bu işleme  IVF (in vitro fertilizasyon) adı verilir. Mikroenjeksiyon yöntemi ise yine erkek adaydan alınan spermin iğne yardımıyla kadınının yumurtalıklarına bırakılması ve döllenmenin gerçekleşmesini sağlayan yöntemdir.

 

Mikroenjeksiyon kimlere uygulanır?

 

Mikroenjeksiyon yöntemi, bebek sahibi olmak isteyen ancak tüp bebek yöntemi ile başarı elde edemeyen kişiler için kullanılır. Mikroenjeksiyon, genellikle embriyo transferi, genetik araştırmalar ve gen terapisi gibi uygulamalar için kullanılır. Bu teknik, hücrelerin veya genlerin doğrudan hücrelerin içine enjekte edilmesini sağlar. Bu, hücrelerin genetik yapısını veya hücrelerin özelliklerini değiştirmek için kullanılabilir. Mikroenjeksiyon yöntemi ile bebek sahibi olmak konusunda yetersiz kalan yumurta hücresi ile spermin sağlıklı bir şekilde döllenmesi sağlanır. Erkekten alınan spermin, anne adayının yumurtalıklarına iğne yardımıyla yerleştirilmesi şeklinde uygulanır. Genellikle tüp bebek yöntemi ile bebek sahibi olamayan kişilere uygulanan bir yöntem olup, başarı oranı oldukça yüksektir.

 

Mikroenjeksiyon uygulanabilecek durumlar hangileridir?

 

Sağlıklı erkek bireylerde sperm sayısı, her bir mililitre ejakülasyon başına 15 milyon ve üzeri şeklinde olmalıdır. Erkekte sperm sayısının düşük olması, bebek oluşumunu zorlayan bir durumdur. Sperm sayısı düşük olan ve çocuk sahibi olmak isteyen erkek adaylar için mikroenjeksiyon yöntemi uygulanabilir. Düşük sperm sayısı sorunu, mikroenjeksiyon yöntemi ile yüksek ihtimalle çözülen bir sorundur. Mikroenjeksiyon uygulanabilecek durumları şu şekilde sıralamak mümkündür;

  • Çocuk sahibi olmak isteyen erkek adaylarda anormal derece düşük sperm sayısı olması halinde mikroenjeksiyon yöntemi uygulanabilir.
  • Erkek adaylarda sperm morfolojik bozukluk olması halinde normale yakın düzeyde olan sperm formları seçilerek mikroenjeksiyon yöntemi uygulanır.
  • Düşük sperm sayısının yanı sıra erkek adaylarda, normalin üzerinde yüksek antisperm antikorları görülüyorsa, bu durum kısırlığa sebep olabilir. Bu durum karşısında kadın adayın vücudu, spermi bakteri veya virüs olarak algılayabilir ve spermi yok etmek için çabalar. Erkekten alınan sperm hücreleri yıkama işleminden geçirilir ve mikroenjeksiyon yöntemi uygulanarak yumurta hücrelerine enjekte edilir.
  • Erkek adayların sperm üretmesi ancak spermi dışarı çıkaramaması halinde mikroenjeksiyon uygulanabilir. Sperm, bu yöntem ile testislerden çıkarılarak yumurtalığa yerleştirilir ve döllenme sağlanmaya çalışılır.

 

Mikroenjeksiyon aşamaları nasıl uygulanır?

 

Mikroenjeksiyon, çocuk sahibi olmak isteyen ancak normal yöntemlerle çocuk sahibi olamayan kişiler için uygulanan bir yöntemdir. Aşağıdaki adımlar genel olarak mikroenjeksiyon işlemi için uygulanır:

  • Mikroenjeksiyon yöntemi uygulanacak adaylar öncelikle bu sürece hazırlanır. İlk adım olarak yumurtalıkların uyarılması sağlanır. Kadınlarda sağlıklı yumurta döngüsünde, her ay bir tane yumurta olgun hale gelir. Mikroenjeksiyon yönteminin başarılı sonuç vermesi için olgun yumurta sayısının yüksek olması gerekir. Birden fazla olgun yumurta elde etmek için yumurtaların olgunlaşması sağlanır. Bunun için yaklaşık olarak 8 ila 14 gün boyunca folikül uyarıcı hormon (FSH) ve luteinize edici hormon (LH) ilaçları takviye edilir. Son adım olarak ise koryonik hipofiz hormonları (hCG) enjeksiyonu yapılır ve yumurtaların olgunlaşma süreci tamamlanır.
  • Olgunlaşma sürecinin ardından yumurta alımı adımına geçilir. 20 dakika süren bu işlem, ağrısızdır.
  • Yumurta olgunlaştırma işleminin ardından erkek adaydan ejakülasyon yoluyla sperm numunesi alınır ve yıkama işlemi uygulanır. Spermler arasından en sağlıklı olan seçilerek döllenme aşamasına geçilir.
  • Toplanan sperm ve yumurtalar bir araya getirilir. Normal yolla döllenme sağlanmaya çalışılır ve döllenme gerçekleşmemesi durumunda ise mikroenjeksiyon yöntemi uygulanır. Bu yöntem sırasında tüm yumurtalara tek bir iğne ile sperm yerleştirilir. Sonrasında ise döllenme gerçekleşip gerçekleşip gerçekleşmediği kontrol edilir.

 

Mikroenjeksiyon riskleri nelerdir?

 

Mikroenjeksiyon yöntemi ile çocuk sahibi olmak isteyen kişiler riskleri hakkında bilgi edinmek ister. Uygulanması kolay bir yöntem olan mikroenjeksiyon tedavisinin ilk aşamalarında yumurtalıkların uyarılması işlemi yapılır. Bu sırada kadın adaylarda baş ağrısı, vajinal akıntı, sıcaklık hissi, göğüslerde hassasiyet gibi durumlar yaşanabilir. Tedavi için kadın adaya verilen hormon ilaçları, nadiren de olsa yumurtalıkların aşırı uyarılmasına neden olabilir. Bu gibi durumlarda doktora danışılması ve tıbbı destek alınması gerekebilir. Mikroenjeksiyon yöntemi ile gebe kalınması halinde düşük yapma riski yaklaşık %20’dir. Birden fazla embriyo yerleştirilmesi üçüz veya ikiz bebek oranını artırır. Üçüz bebek oluşumu %1’in altındayken, ikiz bebek riski ise %10’un üzerindedir. Çoğul gebelik düşük yapma riskini artırdığı gibi doğum kilosu ve erken doğum riskini de artırmaktadır.

 

Kaynak: https://ivoxtupbebekmerkezi.com/