Otuz kırk yıl önce sınır boylarında yaşayan halkın tek geçim kaynağı kaçakçılıktı.

Eskisi kadar olmasa da bugün hala var.

Doğu sınırlarımızda bugünün en önemli kaçak kalemi hayvan, batı sınırlarımızda ise insan ticareti.



Doğudaki kaçakçılık kelimesi kapsamında dilimize yerleşen bir de mayın eşeği deyimi vardır.



Geçimini kaçakla sağlayanlar mayınlı araziye önce mayın eşeklerini sürer, varsa, mayınlar patlatılır, mayınlı arazide bu tedbirle koridor bir yol açılır, mal ve can güvenliği sağlandıktan sonra mal yüklü eşek kervanı mayın eşeklerinin bıraktığı izlerden açılan koridor yolla sınırın öbür tarafına geçirilirdi.



Siyaset ve ticaret dahil her yerde ve her alanda gelir farkı, geçim sıkıntısı, fırsat eşitsizliği, kabiliyet eksikliği gibi birçok nedene dayanan gerekçelerle birilerinin şahsî çıkarları için kullandığı diğerleri vardır.



Veya kaçağın diliyle yukarıdaki nedenlerden dolayı biri diğerinin mayın eşeğidir.

Üzücüdür ki sınırın o tarafında da bu tarafında da kaçakçılığın asli sahibi feodal ağalardır.



Maalesef her sektörde/her alanda olduğu gibi medya sektörümüzde de mayın eşekleri üretiliyor.



Basınımızın son mayın eşeğini sözde bir basın toplantısında gördük.



Ertesi gün de bir garibi mayın eşeği olarak kullanan bir ‘mitoman’ın, düşmanımın düşmanı dostumdur ilkesi doğrultusunda nasıl mayın eşeği durumuna düştüğünü cılız birkaç yerde yapılan haberleri ile gördük.



Üzücü olan; kişilerin düştüğü durum kadar kendilerini haklı kılmak/intikam duygularını tatmin etmek için “gazetecilik mesleğini” kullanmaları idi.



Üzülerek yazıyorum, gazeteciliğe itibar kaybettiren mayın eşeklerinin ve perde gerisindeki tatlı su kurnazlarının ilkel gazetecilik refleksiyle birbirlerini nasıl kullandıklarını/birbirlerine nasıl sahip çıktıklarını/birbirlerine nasıl nefret kustuklarını iki gün içinde esefle yaşadık.



Gazetecilik adına ortaya güzel bir şeyler koymaya çalışan arkadaşlarıma, evine gazetecilik ile ekmek götürmeye çalışan arkadaşlarıma, gazeteciliği hakikat yolunda meslek görüp idealler ve ilkeler ile hareket eden arkadaşlarıma diyorum ki; kimsenin mayın eşeği olmayın, zayıf ve kuvvetli yönlerinizle kendiniz olun. Kendiniz oldukça, kendiniz olma yolunda dik durdukça kendi köklerinizde büyüyecek, kendi köklerinizde serpileceksiniz. Kendi köklerinizde hareket ettikçe varsın hatalarınız olsun. Hatalarınız köklerinizi kuvvetlendirdikçe dallarınız ve meyveleriniz daha güçlÜ, gölgeniz daha büyük olacaktır.



Kendinden zayıfları mayın eşeği olarak kullanıp, kendinden daha güçlülerin mayın eşeği durumuna düşenlere/düşürülenlere de diyorum ki; kişisel çatışmalarınız için gazetecilik mesleğini kullanmayın.



Yaptıklarınız Gazetecilik Etiğine uygun değil.



Gazeteciliğe zarar veriyorsunuz.



Hata üzerine hata yaparak kendinizi eşek durumuna düşürdükten sonra mitoman tavırlarla toplumun gözünde aslan mı olacağınızı sanıyorsunuz?



NOT:

Mitoman: Yalan söylemeyi, zihninde oluşturduklarını gerçekmiş gibi anlatmayı (anlattırmayı) hastalık durumuna getirmiş olan kimse.


 


  •