rnrnAfyon’daki gelişmeleri ulusal medyadan öğreniyoruz.rnrnBilmiyorsanız, sizde öğrenin;rnrnMustafarnNazıroğlu,“İzmir Ankara arasında yapılacak hızlı tren projesinin Afyon-Konyarnhattının işlerini yapacağız. Bunun için 1 milyon TL’lik ek bir yatırımrnyapacağız.” dedi.rnrnDremarrnMermer ...

Gözden kaçırmayın

ERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYORERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYOR

  Afyon’daki gelişmeleri ulusal medyadan öğreniyoruz. Bilmiyorsanız, sizde öğrenin; Mustafa
Nazıroğlu,“İzmir Ankara arasında yapılacak hızlı tren projesinin Afyon-Konya
hattının işlerini yapacağız. Bunun için 1 milyon TL’lik ek bir yatırım
yapacağız.”
dedi. Dremar
Mermer ve Nazıroğlu Mermer’in sahibi Nazıroğlu Ailesi, geçtiğimiz aylarda
kurduğu Bazalto Madencilik ile Afyon’da bazalt madeni çıkarmaya başladı.
Bazalto Madencilik’in sahibi Mustafa Nazıroğlu, İzmir ve Beypazarı’ndan sonra
Afyon’da bazalt madeni çıkarmayı başardıklarını kaydederek, geçtiğimiz aylarda
kurulan şirketleri ile bazalt konusunda faaliyete başladıklarını ifade etti. Nazıroğlu,
“Bazalt
madeni İzmir civarında ve Beypazarı’nda çıkıyor diye biliniyordu ancak biz bu
madeni Afyon’da çıkarmayı başardık. Ankara ve Afyon Kocetepe üniversitelerinden
belgelerimizi aldık ve faaliyete başladık”
dedi. Maden için yaklaşık
olarak 1 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını kaydeden Nazıroğlu, ocak ve
fabrikayı kurduklarını, 4 bin metrekare açık alan üzerinde 2 bin meterakre
kapalı alanda faaliyetlerini sürdürdüklerini vurguladı. Nazıroğlu, ocaklarının
Afyon İscehiar bölgesinde bulunduğunu ifade ederek, Afyon Belediyesi’nden 3 milyon
dolarlık iş aldıkla
rını, çalışmalarına yoğun olarak devam ettiklerini
söyledi. İstanbul
Büyükşehir Belediyesi’nde bazalt bordür işi aldıklarını ve İstanbul’da bazı
caddelere bordür döşeyeceklerini dile getiren Nazıroğlu, “İzmir Ankara arasında yapılacak
hızlı tren projesinin Afyon-Konya hattının işlerini yapacağız. Bunun için 1
milyon TL’lik ek bir yatırım daha yapacağız.”
dedi. Nazıroğlu, Dremar
Mermer ve Nazıroğlu Mermer olarak, Muğla’dan, Suudi Arabistan, Suriye ve
Lübnan’a yaklaşık 1 milyon dolarlık ihracat yaptıklarını kaydetti. Ne
kadar güzel gelişmeler… Bilemediğim
iki şey var; Afyon
Belediyesinden 3 milyon dolarlık hangi işi ne zaman aldıkları… Belediyenin
dolarla mı ihale yaptığı… Bir
yanlışlık olduğunu sanıyorum. Ya
Afyon Belediyesi, Mustafa Nazıroğlu’nun bu demecine açıklık getirmeli. Ya
da Mustafa Nazıroğlu… Kaynak;
http://www.kobiden.com/bazalto-madencilik-hizli-tren-projesi-icin-yatirim-yapacak_10449_haber.html Hafızamdaki kopuk
bilgiler toplanmaya başladı. Birleştirince ne
çıkacak merak ediyorum. HACI RAFIKLAR… Bu köşede yazılan
gerçeklerden rahatsızlanlar oldu. Mesela Hüseyin Efendi, evine bağlılığını göstermek için
eşini alıp sık sık ortalıkta dolaşmaya başladı. Güya; harama el sürmediğini gösterecek. Güya; değişik camilere gitmekle, dini bütün olduğunu
ispatlayacak. Ki, ocak batıran olmadığı anlaşılsın. Anlaşılıyor da… Bakın, ekonomik açıdan dar boğaza düşen Çayırbağ’lı bir
vatandaşa, “kendisini kurtasın” diye
borç para vermiş. Çayırbağlı’nın tarlasını-takkasını, malını-mülkünü ipotek
almış. Birde katlanmış borç senedi… Vatandaşta, ne mal kalmış ne mülk, ne tarla nede takka.. Hüseyin Efendi hala alacaklı… Vatandaş, aldığının üç katını ödemiş ama hala borçlu, Ahirette hesaplaşacaklar… Ancak; Hüseyin Efendi “hesaplaşma
bu dünyada olur”
diyenlerden… İbrahim Efendiye gelince… İki ev arasında sıkışıp kaldı… İkincinin masrafı çok, istekleri bitmiyor. Kelebekli küpeden, kelebekli kolyeye bileziğe kadar… Takım olacak.. Ortak eşeği kullandığı Hüseyin Efendi imdadına yetişiyor
da, iki numaranın istekleri kısmende olsa karşılanıyor. Bunlar, güya itibarlı sayılan koca koca adamlar… Tanıyanlar diyor ki;
“Yazıklar olsun…”
Öte yandan, hacı rafıklar geçen akşam Erkmen’de bir bağda
toplandı. Rafıklardan Abdullah Ağa(!) yoktu. Hasan, Hüseyin, İsmail, Bekir, Şakir beyler yuvarlak
masaya oturdu ve tartışma başladı… Konu; Hüseyin Efendi’nin hal ve hareketlerine dikkat
etmesi ve kendisinin ikaz edilmesi. Görev, ağır abilerden Bekir Efendi’ye verilmek istendi,
ancak Bekir Efendi;  “beni karıştırmayın, ne İsa’ya nede Musa’ya yarıyorum..” dedi. Diğer ağır abi, “ne
desek fayda etmez, Hüseyin’in dini imanı paradır, kim eline düşse düdükler.
Davet eder yedirir içirir, hesabı misafire ödetir. Bu tiynette adamdır. İnsaf
yoktur, bunu ancak teneşir paklar…”
dedi. Bu arada saat gecenin ikisi olmuş ve kılıbık rafıklardan
birine evinden “hacıyatmaz, nerdesin
daha”
diye telefon gelmişti. Hacı “Hüseyin
Efendi’nin pisliklerini konuşuyoruz, rafıklar olarak onu Erkmen’deki hocaya
uçuruyoruz..”
dedi. Demek ki, Hüseyin Efendi’nin pislikleri evlerde bile
konuşulup tartışılıyor… Yazıklar olsun mu?