Hakan Çelik / Gazete 3 … Türkiye’de gündem fokur fokur, yer yerinden oynuyor. Dünyada haritalar yeniden çiziliyor. Güney yarım küredeki liderlerin yarısı darbelerle devrildi. Avrupa’da büyük ekonomik sarsıntı yaşanıyor. Türkiye çok kısa süre içinde İran, Suriye, İsrail ve Rusya ile ilişkilerde askeri, politik ve enerji konusu bağlamında çok kritik kararlar almak durumunda. Türkiye kendisine yeni bir yol bulmaya çalışıyor. Arap ülkelerindeki gibi büyük bir savrulma yaşamamak ve istikrarı sürdürebilmek için demokrasinin ve ekonominin raydan çıkmaması gerekiyor. Bunun için güçlü bir siyasi iktidar kadar ciddiye alınan, çözüm üreten muhalefete ihtiyaç var. Cumhuriyet Halk Partisi, işte böyle bir dönemde yine tartışmalı bir viraja girmek üzere. Parti, bu virajı alıp yoluna devam edebilir; ancak yoldan çıkıp devrilme ihtimali de var. CHP, pazar günkü çifte kurultayı kronik kötümserler ve hiçbir sorunun varlığını kabullenmeyen Polyannacılar arasında sıkışarak yaşayacak. Türkiye’de klasik bir söylemdir: Cumhuriyet Halk Partisi, ne zaman kritik bir karar arifesine yaklaşsa “Bu CHP’den bir şey olmaz” korosu sesini yükseltmeye başlar. Bu kez de öyle oldu. Tamam, CHP uzun süredir bekleneni veremiyor, güçlü bir iktidar alternatifi olamıyor. Partiye sürekli bir karmaşa hali hâkim. Ama ne yapsın adamlar, istedikleri hedefe ulaşamadılar diye CHP’yi feshedecek değiller ya! Demokrasi düşe kalka öğrenilen bir rejim. CHP de elbet bir gün nerede hata yaptığını fark edecek. Bunu ne kadar çabuk fark ederlerse kendileri ve Türkiye için o kadar iyi olur. Çünkü memleket uzun süredir alternatifsiz bir siyaset atmosferinin içinde. Pazar günkü kurultayın, parti için bir silkinme fırsatı vereceğini umuyorum. Bunu kullanıp kullanamayacaklarını göreceğiz. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisini kucaklayıp ileriye götürebilmek için kritik bir eşikte. Seçmenin kafası karıştı Türkiye’nin önünde önemli bir yerel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçimleri var. CHP, oylarını artırmak ve güven kazanmak için önümüzdeki bu sürece hazır olduğunu göstermek zorunda. Aksi halde yine kaybedecekler. Türkiye’nin en genç siyasi oluşumlarından AK Parti çok iyi motive oldu, içeride ve dışarıda yükselen rüzgârı iyi kullandı; Recep Tayyip Erdoğan’ın karizması eklenince parti iktidar oldu. Normal şartlar altında iktidarda olmanın yıpratıcı etkisine rağmen AK Parti oylarını nispi olarak artırarak bir kez daha iş başına geldi. CHP’de un var, şeker var, yağ var; ama bunu yenebilecek kıvama dönüştürme iradesi yok denecek kadar zayıf. Dikkatimi çeken bir şey ise tıpkı parti gibi CHP’li seçmenin de kafasının karışık oluşu. Bütün araştırmalarda Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, en popüler sosyal demokrat genel başkan adayı olarak öne çıkıyor. Bu sürpriz değil ancak diğer taraftan seçmen, yeni bir sosyal demokrat parti talebinde bulunuyor. Bu sabah saat 10.00’da Kanal 24’teki televizyon programımda CHP kurultay havasını Andy- Ar araştırma şirketinin Genel Müdürü Faruk Acar ile değerlendireceğiz. Yarın da İstanbul ve Ankara’dan canlı bağlantılarla CHP’yi masaya yatıracağız. Branco’nun büyüsü Portekizli fado sanatçısı Cristina Branco’nun çarşamba akşamı Cemal Reşit Rey’de (CRR) verdiği konseri izledim. Bize harika bir gece yaşattı, hatta konser programında olmamasına rağmen “Trago Fado Nos Senditos” isimli şarkısını benim için seslendirdi. Portekiz romantizmiyle sembolleşen Fado, radyo ve televizyon programlarımda sıklıkla yer verdiğim bir tür. Fadonun hüzünlü hikâyeleri ve yumuşak tonu bizim duygusal yapımızı çok iyi yansıtıyor. Hakan Çelik / Gazete 3 … Branco ile gecenin sonunda sohbet ettik. Mütevazı tarzından ve müzik bilgisinden çok etkilendim. 1972 doğumlu sanatçının yeni çıkan “Fado Tango” albümünü şiddetle tavsiye ederim. Bugüne kadar çıkardığı 12 albümün tamamını müzik marketlerde bulabilmek mümkün. Türkiye’de Pasion Turca ajansı tarafından temsil edilen Branco hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için www.cristinabranco.com sitesine de göz atabilirsiniz.