Koronavirüs, Ülkemizi ve bütün Dünyayı ciddi biçimde tehdit ediyor. Maalesef hızla yayılma gösteriyor. İlk çıktığı Çin, yavaş yavaş etkilerinden kurtulma eğiliminde. İnşallah çok sürmez biz de eski güzel günlerimize döneriz.



Bu süreçte sokağa çıkmama önemli olduğu için tedbirler alınıyor ve doğru bir yaklaşım olarak da çıkmamak gerekiyor. Hal böyle olunca birçok sektör işine ara verdi, faaliyetini sonlandırdı belirli bir süreye kadar. Birçok esnaf işyerini kapatmak durumunda kaldı. Haliyle işsiz kalan insanlar, ücretsiz izin ve çıkış verilen özel sektör işçileri, dükkanını, geçim yerini kapatmak durunda kalan insanımız zor durumda. Devletimiz elbette ki önlemleri alacaktır lakin vatandaşlar olarak bizim de taşın altına elimizi koymamız ve bu zor zamanları dayanışma ile atlatmamız gerekiyor.

 

Efendimiz (s.a.v.) ‘Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir’  derken, bir başka sözünde de ‘Kendisi için istediğini Müslüman kardeşi için de istemeyen gerçek anlamda mü’min değildir’ buyuruyor. Biz nasıl ki müreffeh bir yaşam istiyorsak, yurttaşlarımızın da o şekilde yaşamasını istemeli ve ona göre davranmalıyız. Bu virüs olayı ekonomik sıkıntıları had safhaya çıkardı. Gelirinden olan aileler, maaşı kesilen özel sektör çalışanları cidden zor durumda. Sosyal medya aracılığıyla kampanyalar başlatılıyor. Fenerbahçe kalecisi Altay Bayındır, tweeter üzerinden arkadaşlarına da çağrıda bulunarak bir yardım akımı başlattı. Kendisi 1.000 ailenin iki aylık gıda masrafını üstlenerek genç yaşında öncü oldu. İlerlemiş yaşına rağmen dünyanın parasını bu milletin sırtından kazanan lakin bir işe yaramayan ünlülere! de adamlık dersi verdi. Bu çığır oldu ve diğer önde gelen isimler de, bu işi daha organize yapan sanatçı Haluk Levent’in kurucusu olduğu AHBAB oluşumu üzerinden destek vermeye başladılar ve devam ediyor. Yeterli mi değil, iş adamları taşın altına elini koymalılar,  1 milyon lirayla Sadettin Saran’ın koyduğu gibi..  Acun ılıcalı bu konu için de bir yardım programı yapmalı ve paralar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalı.





 

Futbolcular, sanatçılar, fabrikatörler, holding patronları, kalburüstü insanlar hepsi.. bu kampanyalarda güçlerinin yettiğince yer almalı ve zor günler dayanışma ile aşılmalıdır. Zekatlar bu zamanda verilmeli ve ihtiyaç sahiplerine mutlaka ulaşılmalıdır. Umre planları yapanlar, tatil planları yapanlar..  bu planlarını rafa kaldırmalı ve bu paralar ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmalıdır. Bundan daha elzem bir durum yoktur şu anda. Bütün yardım dernekleri, sivil toplum kuruluşları bu süreçte mutlaka aktif rol almalılar. Yardımlar genelde gıda paketleri üzerine kuruluyor. Zorunlu harcamalar gıdadan ibaret değil, faturalar, kiralar vs.. sırada duruyor.





 

Vatandaş olarak bizim ödeyemeyenler için yetkililerden talebimiz, bu süreç içerisinde faturaların, sgk ödemelerinin ötelenmesi. Kiraların da aynı şekilde ötelenmesi ve esnafa kira desteği verilmesi. Daha farklı çözümler de getirilebilir, konunun uzmanları bu konulara kafa yoracaklardır. Ekonomik sıkıntılar evde kalması gereken insanlarımıza, Allah muhafaza buhran getirebilir. Evde sağlıklı kafalarla kalınması gerekir. Devamlı ödemelerini düşünen insanlar rahat olamazlar. Okulları zorunlu tatil ve uzaktan eğitime tabi oldukları için çocuklarımıza bu sıkıntılar yansıtılmamalı ve olabilecek en sağlıklı şekilde bu süreç atlatılmalıdır. Yaşlılarımıza hürmetle yaklaşılmalı, onları rencide etmeden ihtiyaçları giderilmelidir. Bugünlerde milletimizin fedakarlık duygularını yakından müşahade ediyoruz. Yaşlılarımızın ihtiyaçlarını giderip parasını almayan, kendi aralarında pay yapan polislerimiz, askerlerimiz, dedelerimizin odununu kıran görevliler, ninemizin evinde beslediği kuzularına kendi ceplerinden yem alan gönüllü insanlar, vefa dayanışma guruplarını oluşturan insanlarımız, bu millet sizi ayakta alkışlıyor ve takdir duygularını belirtiyor. Bizi biz yapan değerler bunlardır. Türk Milleti hamiyet duygularını hiçbir zaman yitirmemeli, bu zor günleri dayanışma ve yardımlaşma içinde el birliği ile atlatmalıyız. Ayrılık gayrılıklar, görüş farklılıkları, ben sencilikler bir tarafa kaldırılmalı, biz duygusu ve anlayışı harekete geçirilmelidir.





 

Bizim de içinde bulunduğumuz, toplumun önünde olan öğretmenler bu süreç içerisinde aldıkları ek ders ücretlerini, en azından bir kısmını ihtiyaç sahiplerine ulaştırıp topluma örnek olmalılar. Bu konuda üzerime düşeni yapacağımı ifade etmek isterim. Kamuda çalışan her aile, en az bir aileye destek olsa herhangi bir ekonomik sıkıntı çekilmeyeceğini ifade etmek isterim.





 

Ey Türk insanı, ben sen yok, biz varız. Bu ülke ve bu millet için birlikte hareket etmeliyiz.

Saygılarımla..

 

Lokman ÖZKUL

Eğitimci-Yazar

[email protected]