Özel PARKHAYAT Akşehir Hastanesi Psikoloğu Ayşenur İNAL, Kış Depresyonu Hakkında bilgiler verdi.

Yorgunluk, enerji eksikliği, çok uyku uyuma, konsantrasyon problemleri, karbonhidrata aşırı düşkünlük, kilo alma gibi belirtilerine sahipseniz, kış depresyonunun kapınızı çalmış olabileceğini ifade eden Psikolog Ayşenur İnal ile birlikte mevsim değişikliğinin insanlara olan etkilerinden bahsetti.

Mevsimsel Duygu durum Bozukluğu diye adlandırılan bu depresyon türü her sene, yılın belli bir döneminde yaşanmasıyla bilinir. Genellikle sonbahar aylarının başlangıcıyla bir takım belirtiler gelişir ve ilkbahara doğru bu belirtilerde iyileşme görülür. "Yaz depresyonu" olarak bilinen hastalığın daha nadir bir formu ise ilkbahar veya yaz başında başlar ve sonbaharda sona erer. Hangi tür olursa olsun burada mevsimsel depresyonu diğer depresyon türlerinden ayıran özellik, yılın belli bir dönemde görülüyor olmasıdır.

Peki bu belirtiler nedir?

Çok uyku uyuma, yorgunluk, çalışmak gibi günlük görevler için enerji eksikliği, konsantrasyon problemleri, çok yemek yeme, kilo alma belirtileriyle karşımıza çıkar. Özellikle kilo alma belirtisine dikkat çekmek gerekirse diğer depresyon türlerinin aksine bir değişim gösterir. Normal şartlarda kilo kaybı mevcutken, bu türde kilo alımı söz konusudur. Nadir görülen yaz depresyonunun belirtileri ise kışın aksine uykusuzluk, iştahsızlık, kilo kaybı, ajitasyon veya anksiyete şeklinde ortaya çıkar.

Çoğumuzun hava değişimlerden etkileniyor olması normal olduğuna fakat mevsimsel duygudurum bozukluğu deneyimi yaşayan kişilerin bu etkileri daha yoğun, uzun soluklu yaşadığına vurgu yapan İnal, bunun sebeplerine de değindi.

Bedenimiz, gece ve gündüz yaşamlarına uygun bir şekilde ayarlanmak için ışıktan önemli ölçüde etkilenir, vücutlarımızın normal çalışması için bu ışığa ihtiyaç duyarız ve bu nedenle gün ışığı seviyesi düşükse bu belirtileri geliştirme olasılığı bazılarımızın daha yüksektir. Işık; retina aracılığıyla türlü mesajlar, uyku, iştah, cinsel dürtü, sıcaklık gibi etkileri, beynin hipotalamus kısmına geçirir. Bu kişilerin, özellikle kış aylarında serotonin(mutluluk) hormonunun daha düşük seviyelerde olduğu bulunmuştur. Karanlık olduğundaysa, beyindeki epifiz bezi melatonin hormonu üretir ve bu da çok fazla uyumamıza sebep olur. Araştırmalar tekrar ışık olduğunda, vücudun melatonin üretmeyi durdurduğunu görmüştür fakat bununla birlikte, melatonin seviyelerinin normale dönmesinden sonra bile, çoğu insanın depresif semptomlarını yaşamaya devam ettiğini göstermiştir. Bu da bize melatonin, mevsimsel depresyonda tek neden olmadığını düşündürmektedir.

Kendimize yardım etmek için ne yapabiliriz?

Mümkünse doğal güneş ışığına maruz kalma fırsatları kollayın. Özellikle öğle saatleri açık havada vakit geçirmek, semptomların azaltılmasında etkili olabilir. Bu tanıyı alan kişilere türlü ışın terapileri uygulanmaktadır. Güneşin sizi çok fazla rahatsız etmediği durumlarda güneş gözlüğü kullanmayabilirsiniz. Evin içine güneşi yansıtan açık renk perde seçimlerinde bulunabilirsiniz. Özellikle iş değiştirmek, ev taşımak, dekorasyon yapmak ya da tamir gibi stresli işleri yaz için planlayabilir, kışın hoş aktiviteler yapmak için daha fazla boş zaman ayırmaya

çalışabilirsiniz. Son olarakta vücudunuzu fiziksel olarak aktif tutmaya çalışın. Söz konusu belirtilere sahipseniz, semptomlarınızı kendiniz yönetemediğinizi veya günlük yaşamınızda önemli bir etkiye sahip olmaya başladıklarını fark ederseniz muhakkak profesyonel bir destek almalısınız. Dikkatli olun, kezâ kış moduna girdiğinizi sanarken depresyona girebilirsiniz.