Demokrat Parti Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Genel Merkezdeki makamında görüştü



UYSAL: “Bir devlet olmaktan çıkmış, kişi devleti haline gelmiş, karar alma süreçleri tepetaklak olmuş bir ülke portresi görüyoruz”



KILIÇDAROĞLU: “Türkiye’nin içinde yaşadığı sorunları karşılıklı olarak hem dillendirdik hem kendi çözümlerimizi de aktardık”



CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet, Demokrat Parti Genel Merkezinde Genel Başkan Gültekin Uysal’ı ziyaret etti.



KILIÇDAROĞLU’nu Genel Başkan UYSAL ile beraber Genel Başkan Yardımcıları Devlet Eski Bakanı, 16. Dönem Amasya Milletvekili Muhammet KELLECİ, 20.Dönem Çankırı Milletvekili Ahmet UYANIK, Doç. Rifat Melih AKTAŞ ve 19.DönemTekirdağ Milletvekili Muhtar MAHRAMLI’dan oluşan heyet karşıladı. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na ise yaptığı ziyarette Genel Başkan Yardımcıları; Tekirdağ Milletvekili Faik ÖZTRAK, İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan SALICI, Ordu Milletvekili Seyit TORUN ile İzmir Milletvekili Selin Sayek BÖKE eşlik etti. Bir saat süren heyetler arası görüşmenin ardından liderler kameralar karşısına geçerek açıklama yaptılar.



Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladığı konuşmasında şunları kaydetti:



“Memleketimizin can alıcı meselelerini değerlendirme imkanı bulduk” “Öncelikle Cumhuriyet Halk Partisi heyetini Genel Merkezimizde ağırlıyor olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bunu ifade etmek isterim. Tüm siyasi partilerle medeni ilişkilerimizi sürdürdüğümüz gibi Türkiye’nin iki köklü geleneği olarak özellikle bugün Türkiye’nin içine düştüğü ve derin nefes alması için çabalar sarf ettiğimiz böyle bir iklimde memleketimizin, milletimizin demokrasimizin, temel hak ve hürriyetler başta olmak üzere en can alıcı meselelerini değerlendirme imkanı bulduk. Ben bu vesileyle Sayın Genel Başkana ziyaretleri dolayısıyla, gösterdikleri nezaket dolayısıyla müteşekkir olduğumu tüm arkadaşlarım camiamız adına ifade etmek istiyorum.



“Demokrasi, eşitlik, hukuk problemimiz var, antidemokratik rejim problemimiz var”



Türkiye’nin problemlerini kompartımanlara ayırarak tarif etmeyelim ancak biliyoruz ki; koskoca bir demokrasi problemimiz var, eşitlik problemimiz var, hukuk problemimiz var ve her geçen gün rengi koyulaşan antidemokratik rejim problemimiz var. “Mesela RTÜK’ün Habertürk’e verdiği ceza” Basın olarak temel hak ve hürriyetleri en geniş manada kullanma ihtiyacı duyan sizler bunları yakında bilirsiniz. Son olarak RTÜK’ün Habertürk’e verdiği ceza bunun ispatıdır.



“Bağımsız kurulların yukarıdan talimat almakla övündüğü bir Türkiye var”



Demokrasi dışı rejimlerde tüm yasaklar yazılı değildir, fiili yasaklar da var, oto sansürün işlediği böyle bir süreç var. Bağımsız kurulların yukarıdan talimat almakla övündüğü bir Türkiye var. O açıdan bütün meselelerini demokrasi parantezi içerisinde değerlendiriyoruz. Ve Türkiye’yi ifade ettiğim gibi derinden bir nefes alacak, külfetlerini ve nimetlerini ortak bir paydada paylaşacak, yarınlara güvenle bakacak, herkesin hukukundan emin olduğu bir Türkiye’yi yaratmak noktasında hepimizin çabası var, ben bu açıdan değerlendiriyorum.



“Kişi devleti haline gelmiş bir ülke portresi”



Kademe kademe bir devlet olmaktan çıkmış, kişi devleti haline gelmiş, karar alma süreçleri tepetaklak olmuş bir ülke portresi görüyoruz maalesef. Bir tarafta 200 milyon dolara borsanın yüzde 10’u satılırken diğer tarafta bu ülke 750 milyon dolarını bir lunaparkta kaybetti. Bunu da kayda geçirmek lazım.



“Rezervlerin ekside olduğunu Sayın Ağbal’dan öğrendiler”



Sayın Cumhurbaşkanı Swap anlaşmalarının dışında Merkez Bankası’nın rezervinin eksi 46 milyar dolara geldiğini son dakikada Sayın Naci Ağbal’ın sunumuyla öğreniyorsa bu ülkede büyük bir felaket vardır. O açıdan topyekün bir demokrasi problemi, işlemeyen bir demokratik rejim problemi var ve dörtnala felakete doğru sürüklenen bir Türkiye var. Tüm çabamız meşruiyet içerisinde Türkiye’nin bu sorunları çözmesidir.” “Demokrat Parti, demokrasiyi savunan, tarihsel kökleri olan bir parti”



CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ise yaptığı konuşmada “Sayın Genel Başkan ve heyeti ile Türkiye’nin içinde yaşadığı sorunları karşılıklı olarak hem dillendirdik hem kendi çözümlerimizi de aktardık” dedi.



Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geldiğimiz parti, demokrasiyi savunan, demokrasinin güçlenmesi açısından mücadele eden tarihsel kökleri olan bir parti. Bir televizyon kanalına RTÜK tarafından ağır yaptırımların uygulanmasını asla kabul etmiyoruz. Siz bağımsız bir yayın organını en ağır şekilde cezalandırırsanız bu doğru değildir, doğru olmaz. Dünyaya bizde demokrasi vardır algısını yerleştiremezsiniz. Dünyaya baskıcı, otoriter yönetim olduğu anlayışın güçlendirmiş olursunuz. Zaten biz bunun böyle olduğunu biliyoruz. Türkiye'de baskıcı, otoriter rejim algısını güçlendirmiş olursunuz. Medyanın özgür olması lazım. Yandaş, havuz medyası diye kavram olmaması lazım. Demokratik ve ahlaki olarak böyle bir kavram olmaması lazım. Ama benim gördüğüm kadarıyla, sözünü ettikleri hukuk reformu bu galiba. Yasaları beğenmedikleri medya organları üzerinde bürokratları aracılığıyla acımasızca uygulamak. Söylemek istedikleri hukuk reformu bu galiba. Türkiye'yi daha geriye götürmek, demokrasimizi törpülemek. Bu ülkeye demokrasiyi getirmeye kararlıyız. Ne yaparlarsa yapsınlar Türkiye'ye huzuru ve demokrasiyi getirmeye kararlıyız."