Teknolojinin çözmediği sorun kalmadı. Zafer Müzesi’nin taşınması da yapı teknolojisinin yardımı ile gerçekleşecek. Taşınmadan önce en ufak parçasına kadar numaralandırılıp, sonra taşındığı yerde montaj yapılacak. Fikir iyi. Niyet tartışmalı… Kent meydanı genişleyecek ama en belirgin en gözde tarihi bina eski belediye ile Dumlupınar Okulu’nun arasında sıkışıp kalacak. Vali Balkanoğlu ve Başkan Çoban’ın taşıma konusunda ki düşünceleri doğru olabilir… Ancak, o tarihi bina taşındıktan sonra tarihi özelliği kalır mı, işte orası tartışılır. Zafer Müzesi, kent meydanın ortasında kalacakmış… Kalsın, bu tarihi binanın ortada kalması kent meydanına daha bir önem ve değer ve kazandıracaktır. Ayrıca, tarihe sahip çıkıldığının da ilanı olacaktır. Zafer Müzesi, ilk belediye binası olmakla tarihi bir önem daha taşıyor. Öte yandan; şehrin simgesi olan Utku Anıtı’yla Zafer Müzesi’nin karşılıklı olması o tarihi bütünlüğü tamamlıyor. Biz ne kadar dile getirirsek getirelim; Büyüklerimiz, büyük düşünür. Ancak bu önemli konuda mini de olsa bir referandum veya kamuoyu araştırması yapılmasında fayda vardır kanaatindeyim. *********** GAZLIGÖL’DE DURUM… Gazlıgöl’de mısır gibi patlayan termal tesisler, devre mülkler sonucunda su rezervinin ölçülmesine karar verildi. Bizim doğamızda vardır; Önce yaparız, sonra hesaplarız. Gazlıgöl havzasında kullanılan termal suyun geri dönüşümü yok. Mesela Afjet ısıtmadan dönen suyu tekrar yer altına geri gönderiyor. Gazlıgöl’de böyle bir işlemin yapılması mümkün değil. Termal su arteziyenle yer yüzüne çıkartılıyor, ne kadar çıkartıldığı da bilinmiyor. Vali Balkanoğlu’nun isabetli kararı ve yerinde müdahalesi ile İhsaniye Kaymakamlığı, İtalya’dan ölçüm uzmanları getirterek rezervi tespit çalışmalarına başladı. Muhtemelen, yeni tesislere bu ölçümlerden sonra izin verilecek. Ki, en doğru karar da budur. Gazlıgöl büyük bir rant kapısı durumundadır. Devre mülk sistemine göre 2 artı 1 daire, 10 günlük dönem için 15-20 bin lira gibi rakamlara alıcı bulmaktadır. Maksimim maliyeti 50 bin lira olan bir daire yılda 32 ayrı müşteriye pazarlanıp, satılıyor. Muazzam bir rant var. Harcanan termal su miktarı kesin bilinmiyor. Tesisler kullandıkları termal su için devlete ne kadar ücret ödüyor? Özel İdare’ye ödedikleri sembolik bedel dışında, belediyeye katkı parası ödüyorlar mı? Eğer işe dokunur bir pay ödeniyor olsaydı, Gazlıgöl Belediyesi ihya olurdu. Ki, beldede doğru dürüst görünen bir kalkınma yok. ************ DİZİ’YE DEVAM… Ali Hoca’dan yine olumlu haber yok. Bizde de durmak yok, diziye devam. Geçenlerde, büyükleri İbrahim Efendi’yi ikaz etmiş; “Üniversite’nin camisiyle, fakir fukarasıyla uğraşma.. Ağzına yüzüne bulaştırdın..” diye. Ne anlam çıkarırsanız çıkarın. Demek ki, rahatsızlık büyüklerin kulağına kadar gitmiş. Mübarek Ramazan bitsin, daha ileri derecede ki olayları sizlerle paylaşacağım. Hüseyin Efendi ve keşkekçi üçlüsünün birlikteki marifetlerini de… Ayrılmaz üçlü bunlar… ********* Damat Efendi’ye gelince… Özel sektörden hangi güçle aldıkları belli olan ihalesiz dekapaj ve mıcır işini, hemen Güney doğulu taşerona devrettiklerini yazmıştık. Taşeron büyük silindir temininde zorlandığında Damat Efendi, silindir bulabileceği yerlerin kapısını aşındırmış. Ancak, taşeronuna Afyon’dan silindir temin edememiş. Bektaş Efendi’nin yardımı ile Ankara’dan üç adet silindir temin edilip şantiyeye indirilmiş. Tereyağdan kıl çeker gibi iş bitiren Damat Efendi, gömlek değiştirir gibi araba değiştiriyor. Şantiyeleri kontrole gidip gelmek üzere Hammer marka yeni bir jeep almış. Vergi ödemeyen, hayır hasenat yapmayan, Emsal’iyle imam nikahsız oturan Damat Efendi, sık sık jetonlu telefonlardan bizlere küfür yağdırtır. Küfürbazımın şivesi de, Güneydoğu şivesi… Devam, Damat Paşa devam…