Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ömer Özbulut, Afyonkarahisar Polis Meslek Yüksekokulu öğrencilerine ve personeline "İntihar" ...

Gözden kaçırmayın

ERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYORERKMEN’DE SERA YAPIMINA BAŞLANIYOR

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ömer Özbulut, Afyonkarahisar Polis Meslek Yüksekokulu öğrencilerine ve personeline “İntihar” konulu seminer verdi. Afyonkarahisar Polis Meslek Yüksekokulu Konferans Salonunda düzenlenen seminerde Doç. Dr. Özbulut intihar ile ilgili olarak, “İntihar, psikiyatristler için birinci derecede müdahaleyi gerektiren acil bir halk sağlığı konusudur. Bireyin isteyerek ve kasıtlı olarak yaptığı kendine zarar verme davranışının son noktasıdır. İntihar, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre gelişmiş ülkelerde ölüm olgularının en önde gelen on nedeninden biridir. Dünyada, her gün yaklaşık bin kişinin intihar ettiği tahmin edilmektedir. ABD’de saatte 100 Amerikalı kendi yaşamını sonlandırmaya çalışmakta, her yıl yaklaşık 1 milyon kişi intihar girişiminde bulunmakta ve bunların 30 bin’i ölümle sonuçlanmaktadır” dedi. Doç. Dr. Özbulut, Türkiye’deki intihar istatistiklerine de değinerek, “Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) intihar istatistiklerine göre kaba intihar oranı 1991’de 2/100000, 1995’te 2.37/100000, 2011’de 3,62/100000 olarak belirtilmiştir. En yüksek intihar oranları, Doğu Anadolu ve Ege bölgesinde görülmektedir. Son 10 yılda Türkiye’de toplam 25 bin kişi intihar sonucu hayatını kaybetmiştir. Gerçekte bu oranın daha fazla olduğu düşünülmektedir” şeklinde konuştu. Doç. Dr. Özbulut, intiharın demografik, akut ve kronik yaşam olayları, beden sağlığı, psikiyatrik hastalıklar, önceki intihar girişimleri ve intihar düşüncelerinin ifadesi, çocukluk travmaları, inanç, vb. risk faktörlerinin bulunduğunu belirterek, “İntihar olgusunun gerçekleşmesinde genellikle üç etmenin rol oynadığı kabul edilir. Bunlardan ilki, intihar kavramına karşı toplumun grup olarak geliştirmiş olduğu tutum; ikincisi kişinin kendi dışından gelen zorlamalar; üçüncüsü ise, bu etmenlerin bireyin karakteri ve kişiliğiyle etkileşimidir” diye konuştu. Doç. Dr. Özbulut, intiharın önlenmesiyle ilgili olarak da “İntihar ile ilgili topluma özgü gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Elde edilen sonuçların topluma aktarılarak, alanda çalışan profesyonellerin yönlendirilmesi gerekir. Günlük çalışmalarında intihar riski taşıyan bireylerle karşılaşma potansiyeli taşıyan personel (öğretmenler, cankurtaranlar, polisler, din adamları) eğitilmelidir. Sağlık sektöründe çalışan profesyonellerin eğitilmesinin yanı sıra intihar araçlarına (silah, ilaçlar, kimyevi maddeler) ulaşılmasını engelleyen düzenlemelerin yapılması da intiharın önlenmesine yönelik uygulamalar arasında yer almaktadır” dedi. İntiharı önlemenin tümüyle olası gözükmediğini ancak alınacak önlemler ve eğitim çalışmaları ile oranları azaltmanın mümkün olduğunu dile getiren Doç. Dr. Özbulut, “Eğer elinde bir silah olan ya da yüksekten bir yerden atlamakla tehdit eden bir kişi söz konusuysa, önce kişiyi sakinleştirmeye çalışmak ve ona yardım edileceğini anlamasını sağlamak önemlidir. Ne istediği ya da ne istemediği öğrenilmeye çalışılmalıdır. Temel ihtiyaçlarına (açlık, üşüme, vb.) karşı duyarlı olunmalıdır. ‘Her sorunun çeşitli çözüm yolları vardır ve bu her zaman birden çoktur’ şeklinde bir yaklaşımda bulunulmalıdır. Bu süreçte önemli olan iletişimi açık tutmak ve sürdürmektir. Çünkü zamanın uzatılması kurtuluşa giden yoldur” diyerek, intihar eden kişiye nasıl müdahale edilmesi gerektiği hususunda da bilgiler verdi.