Gazeteci Yasin Köksal, bugünkü köşe yazısında isim belirtmeden ilginç göndermelerde bulundu. Sadece muhatabının ve yazarın mesajları anlayabildiği bu köşe yazısını yayınlıyoruz… Hırsız ayakkabısını çıkartır mı? “Bu Lidyalıları çok seviyorum… Kağıt para icat edilmeden önce, deniz kabuğundan, kıymetli metallere kadar çeşitli mallar değişim aracı olarak kullanıldı. Sonra Lidyalılar parayı icat etti… Bir baktılar ki para üstü konusu gündeme gelince, Lidyalıların önde gelenleri oturdu, “cikleti” icat etti. Para üstü isteyenlere, “damla sakızlı, aromalı vs. cikletler verdiler”… Ne oldu şimdi… Bir şey olmadı. Beş dakika önce düşündüğünüzü unuttunuz, Lidyalılara gitti aklınız veya alacaklarınıza, borçlarınıza… Bakın şimdi, konuyu saptırmak istiyorsanız, yerel gazeteleri iyi okuyun… Okuyun da öğrenin, nasıl kafa karıştırılıp, bilinen gerçekler saptırılır… Doktor, tamirhanede ki ustanın işine karışmış, ustalık ile ilgili fetvalar veriyorsa, öğretmen, çiftçilikten bahsedip, çiftçiden daha fazla ürün alırım martavalı okuyorsa, simitçi, şehri daha iyi yöneteceğini ve belediye başkanının beceriksiz olduğunu iddia ediyorsa, avukat çıkıp, gazetecilere, gazeteciliğin 5N1K’sını öğretmeye çalışıyorsa, kesin ortada yanlış vardır… Günümüzde herkes, herkesin işine karışıyor… Bilende sallıyor, bilmeyende… Mesela ben hiçbir zaman duruşmaya girip, bir müvekkili savunmadım… Bu güne kadar hiç kimseyi muayene de etmedim… Reçete de yazamam… Hele hele hiçbir okulda öğretmenlik yapıp, öğrencilere ders de vermedim… Ama gelin görün ki, doktor, öğretmen, avukat, herkes gazetecilik üzerine bir şeyler konuşabilir… Hatta 5N1K’yı bile kullanıp ders verirler gazetecilere… Bence, bu bir tür haksızlık ve hırsızlıktır… Emek hırsızlığı, bu işi yapanlara saygısızlıktır Hırsızlık dedim de, hırsızlar geldi aklıma… Bak şimdi merak ettim… Hırsız gireceği evde, kim var kim yok, kapıyı kim açacak diye zile basar mı? Acaba, hangi hırsız, gireceği evin, kapısının önüne ayakkabısını çıkartıp “ya yazık halılar kirlenmesin” der mi… Ben mesleğim boyunca, hiçbir hırsızın, girdiği evin kapısının önünde ayakkabılarını görmedim… Zile bastığını da… Nerden geldiyse aklıma… Kimse, bir tarafları tutuştuğu zaman nerede bu gazeteciler deyip, işi bitince artistlik yapmasın… Kimse, yıllardır bu işi yapanlara saygısızlık etmesin… Kimse, bilmediği konuda ahkam kesip, bilinenleri, kim, nereye, niçin girdiği gerçeğini bilenlere ders vermesin… Herkes işine baksın… Ben gazeteciliğimi, sen doktorluğunu, öğretmenliğini, avukatlığını yap… Doktorsan ameliyatını, öğretmensen sınıf yoklamasını, avukatsan en son aranan telefon numaralarına bak kim, kimi kaç defa aranmış… Herkes işine baksın… Gazeteciliği de öğretmeye de kalkmasın…. Seni haber diye, gazetenin ortasına göbek yapaklar… (Yukarı da vermiş olduğum meslek dalları örnektir. Temsilde hata varsa affola. Bu ülkeye doktorların, öğretmenlerin ve avukatların vermiş olduğu emekler ortadadır)” YASİN KÖKSAL, GAZETE 3