Mustafa DAĞHAN, Gazete 3…   Basın aracılığıyla sizde takip etmişsinizdir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda ‘mele’ dönemi başlıyor…   Başlıyor başlamasına da bu arada da yıllardır atanamayan hafızlar haklarını aramaya başladı. Daha önce de yazmıştım, yine yazacağım. Biz bu yazılarımızı ‘haklının yanında, haksızın karşısında’ olma düsturuyla yazıyoruz çünkü…   Diyanet İşleri Başkanlığı, Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde ‘molla’ yani diğer adıyla Mele olarak bilinen kişileri kadrosuna katacak.   Diyanetin, bölgede mele ya da genelde molla denilen ve taşrada vatandaşların din konusunda görüşlerine başvurduğu kişilerin kurum kadrosuna alınacağı belirtiliyor. Neden? Neden durduk yerde böyle bir şey yapıldı?   Doğu ve Güneydoğu illerinde toplumda sözü geçen, saygınlığı olan ‘mele’ denilen kişilerin, yaygın deyişle mollaların sınavda başarılı olmaları kaydıyla, sözleşmeli imam hatip olarak Diyanet İşleri kadrosuna alınacağı söylendi ve sanırım uygulamaya konuldu.   Yaşananları kısmi olarak aktarmaya çalıştım. Anlayamadığım şu, oradaki vatandaşlar zaten mollaların bilgisine başvuruyormuş, mollalar yani meleler maaşsız bir şekilde bunu yapıyor zaten. Neden kadroya alıp, maaş bağlıyorsunuz?   Öte yandan binlerce hafız, tüm Kuran-ı Kerim’i ezbere bilen bu insanlar, yıllardır, imamlık, yada müezzinlik yapabilmek için uğraş verirken, bu uygulama onlara reva mı? Haksızlık değil mi?   Binlerce Kürtçe bilen İmam Hatip Lisesi mezunu var. Adamlar meslek lisesi mezunu olduğu için zaten iş sıkıntısı yaşıyor, iş anlamında ilkokul mezunundan farksız durumdalar.   Kadrodaki boşluğu yıllardır neden hafızlar ya da İmam Hatip Lisesi mezunlarıyla doldurmadınız?   Öte yandan; İslam dini evrensel bir din. Her dile, her millete ulaştırılması gereken, Allah’ın yayılmasını emrettiği bir din. Bunca yıldır, Kürtçe, İngilizce, Almanca bilen İmam Hatipliler yetiştirilemezmiydi? Bu konuda bir eksik yok mu sizce?   Ayrıca bu uygulama neden sadece Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde uygulanıyor? Amaç ne?   Sorularımıza cevap verecek birileri umarım çıkar…   Öte yandan aylardır, haklarını arayan ilimizin hafızlarına bugüne kadar doğru-dürüst kimseden destek gelmedi…   Öyle ki hafızlar ilk basın açıklaması yapacakları zaman Diyanet-Sen üyeleri bile destek konusunda çekimser kalmıştı.   CHP Milletvekili Ahmet Toptaş’ı tebrik ederim. Çünkü hafızlara destek veriyor, en azından yanlarında olduğunu hissettiriyor.   Bunu siyaset uğruna, sırf muhalefet olmak için yaptığını zannetmiyorum. Bu konuda Toptaş’ın samimi olduğunu düşünüyorum.   Hafızların hak arama noktasında, namazlı-abdestli şahsiyetleri, ‘biz adaletliyiz, haklının yanında, haksızın karşısında dururuz’ diyen şahsiyetleri de hafızlara destek verirken görmek istiyoruz açıkçası…