22. Dönem Ak Parti Afyonkarahisar Milletvekili, geçtiğimiz dönem İyi Parti Afyonkarahisar Belediye Başkan adayı Mahmut Koçak kendi sosyal medya platformları üzerinden canlı olarak gerçekleştirdiği yayında 104 amiralin bildirisini değerlendirerek önemli açıklamalarda bulundu.

Gözden kaçırmayın

Afyonkarahisar'da AK Parti'nin Güçlü Kadın Adayı: Emine GökçeAfyonkarahisar'da AK Parti'nin Güçlü Kadın Adayı: Emine Gökçe

22. Dönem Ak Parti Afyonkarahisar Milletvekili, geçtiğimiz dönem İyi Parti Afyonkarahisar Belediye Başkan adayı Mahmut Koçak kendi sosyal medya platformları üzerinden canlı olarak gerçekleştirdiği yayında 104 amiralin bildirisini değerlendirerek önemli açıklamalarda bulundu.

Koçak’ın 104 amiralin bildirisiyle ilgili görüşleri şu şekilde;

“Aziz milletim öncelikle dört kahraman evladımızı şehit verdik. Şehitlerimize Allah’tan rahmet kederli ailelerine ordumuza ve milletimize baş sağlığı diliyorum.

“Darbe çağrısı yapılmadı, kullanılan üslup esasın önüne geçti”

Değerli kardeşlerim geçtiğimiz cumartesi pazara bağlayan gece 104 emekli amiral Türk milletine hitap eden bir bildiri yayınladı. Bildiri Montrö Sözleşmesi ve medyada geniş yer bulan tarikatçı amirali görüntüleri ile ilgiliydi. Olay ve sonrasında yaşanan gelişmeler zaten çok kırılgan olan demokrasimizde yeni bir yaraya yol açtı. Tarihe not düşmek adına bu meseleyi tüm yönleriyle irdelemek isterim. Öncelikle şunu söyleyebilirim emekli amiraller açıkça darbe çağrısı yapılmadı. Böyle bir imada yok bildiride.

Dahası metnin içeriği bu ülkenin hassasiyet değer ve çıkarlarıyla da çelişmiyor. Buraya kadar tamam, ama kullanılan üslup esasın önüne geçmiştir. Yanlış zaman ve yanlış yöntem doğruyu gölgede bırakmıştır. Açık olan şu; düşüncenin ifade edilme biçimindeki anormallik tedirgin edici. Bu ülkenin tarihi gece yapılan darbe ve muhtıralarla dolu. Çok değil beş yıl önce FETÖ’cü bir cunta ülkeyi kana bulamadı mı?  Kurmay düzeyine yükselmiş askerlik ve hayat deneyimi fazla bu askerlerin gece yarısı bildiri yayınlamanın ne anlama geldiğini, nasıl algılanacağını bilmemeleri mümkün mü? Neden gece 12’de piyasaya çıktılar? Daha normal bir saatte düşüncelerini açıkladıklarında fikirleri daha az mı değerli hale gelecekti? Eğri oturup doğru konuşalım seçilen yöntem sağlıklı değildir.

“Amiraller Ak Parti’ye can suyu verdi”

Değerli kardeşlerim bu arkadaşlarımız kamuoyu oluşturmak için demokratik ülkelerde daha normal karşılanan yollara başvurabilirlerdi. Basın açıklaması yapmak basın toplantısı düzenlemek belli başlı partilerden randevu alıp görüşlerini dile getirip kamuoyu yaratmak için sivil topluma ve basına demeç varken askeri darbeyi çağrıştıran bir yolun seçilmesi kendileri açısından da demokrasiye ve ordusuna sevgi ile bağlı bu milletin bekası açısında da hiç iyi olmamıştır.

Aziz milletim siyasi iktidar yorgun, ekonomik kriz ve salgın rejimi her geçen gün biraz daha eritiyor. İktidar partisin en sadık taraftarları bile düşüşün farkında. İktidar artık rıza öğretemiyor. İnsanlar otoritelik yoksulluk ve hastalıktan bıkmış durumda. Türkiye’nin /gündemi belli bu gündemi önemsizleştirmeye kimsenin hakkı yok. Açık söyleyeyim amirallerin yaptığı şey kaş yapalım derken göz çıkartmaktır. Böyle bir ortamda bildiri yayınlarsanız iktidar bloğuna genişçe bir nefes aldırmış olursunuz. Ak Parti yirmi yıldır mağdur edebiyatı yapmaktan ekmek yiyor. Ona bu ekmeği yeniden yedirmeye kalktığınızda demokratik siyasetin önü kesilir. Amiraller farkında olmasalar da Ak Parti’ye can suyu verdiler. Geçmişte de bu tür olaylar oldu. Askeri tehdit darbe planları bildiriler cumhuriyet mitingleri demokrasi dışı her türlü müdahale Ak Parti’nin oyunu artırdı. Aynı hatayı tekrarlamanın kimseye faydası yoktur. Bir başka bakışta iktidarı güçlendirmek adına yapılmış bir aksiyon olarak değerlendirilebilir. Yanlışta değildir. Aziz milletim, değerli kardeşlerim yerel seçim zaferi bize şunu gösterdi; muhalefet kendi gündemini takip ederse sandığa ve millete güvenirse doğru adaylarla da milletin huzuruna çıkarsa başarı şansı artar. Ekonomik ve toplumsal sorunları vurgulayan bir gündem muhalefetin ve halkın gerçek gündemidir. Evine helal ekmek götürmeye çalışan insanların sorunları siyasetimizin esasıdır. Bu yolda ilerlemek lazım gelir. Amirallerin bildiri sonucunda ortaya çıkan atmosfer ise iktidarın gündemi belirlediği muhalefeti türlü yollarla dizayn ettiği ona ayar vermeye çalıştığı bir ortamı beraberinde getirir.

“Askerleri savcılığa davet etinizde gelmediler mi?”

Hep beraber yaşıyoruz. Troller her gün mahkeme kuruyor. Kendileri gibi düşünmeyen herkesi itibarsızlaştırıyor. Yeri gelmiş belirteyim tabi amirallerin hata yapmış olması onlara karşı cadı avı başlatılmasını mazur göstermez. Siyaseti öncelikle siyasetçiler yapmalıdır. Ayrıca iktidar partisi kadar muhalefet partileri de vesayet ortaklarına karşı olduklarını sözle davranışla kanıtlamışlardır. Amirallerin bildirisi eleştirildi. Yapılan eleştirilerin ötesine geçmek pazartesi sabahı saat 5’te yapıldığı üzere askerlerin evlerini basıp gözaltı yoluna gitmek doğru değildir. Askerleri savcılığa davet ettiniz de gelmediler mi? Askerlerin kaçma şüphesi mi var? İnsan hakları eylem planı hazırlayan ve sabah gözaltlarının tarihe karışacağını ilan eden hükümetin ilk icraatı bu olmamalıydı. Bu görüntüler böylesi haber bunlar tanıdık uygulamalar. Ergenekon sürecinde binlerce asker şafak vakti evleri basılarak gözaltına alınmamış mıydı? Bu davranıl biçimine FETÖ uygulaması demiyor muyduk? Tekrar o eski günlere dönmenin ve orduyu yıpratmanın kimseye bir faydası yoktu. Kardeşlerim şüphesiz ki darbelere karşıyız. Ama bildirilen abartılı sonuçlar çıkarıp, darbe istismarı yapanlara da karşıyız.

“Abdullah Öcalan’a kim elçi gönderdi?”

İktidarın yargı eli yaratığı korku ortamı yanlış, yanlı ve inciticidir. Fırsatı ganimete dönüştüren küçük hesaplar peşinde koşan anlayışlar millette de karşılık bulmaz. Ayrıca Osman Öcalan’ı /TRT’ye kim çıkardı? İstanbul seçileri için kim Abdullah Öcalan’a elçi gönderdi?

Her gün iktidar çevresindeki kesimler muhalefete hakaret ediyor. Muhalif düşünceye sahip kişiler sokaklarda linç ediliyor. Türk Polisi nerede? Türk yargısı nerede? Yani bir de şunu mu inandırmaya çalışıyorlar? Emekli teröristler düşünce beyan edebilir. Emekli diplomatlar, emekli bürokratlar ve emekli askerler milletine ve memleketine dair kaygılarını dile getiremezler öyle mi? Herkesi aklı selime davet ediyorum. Siyaset kurumu gerekli cevabı verdi. Olayı polisiye hale getirmenin abartmanın kimseye faydası yok. Artık yeter bakırını çıkartmayalım. İlla bir şeylere hassasiyet göstereceksek. Mutfakta yangın var. Çocuğuna yiyecek alamadığı evinin kirasını ödeyemediği için kendini asan babalar için bir şeyler yapın.

“Her şey 2003’te başladı”

Her gün 200’ün üzerinde insanımızı Covid’ ten kaybediyoruz. Vaka sayısında dünya lideri olduk. Salgınla mücadele için bir şeyler yapın. Boş işlere ayırdığınız zamanı ve imkanları millete aşı temin etmeye ayırın. Aziz milletim değerli kardeşlerim Türk Silahlı Kuvvetleri Peygamber Ocağı’dır. Devletin ve demokrasinin teminatıdır. Göz bebeğimiz olan bu ordu ciddi ölçüde yıpratıldı. Her şey 2003’te ki 1 Mart tezkeresi ile başladı. Amerika’nın Kuzey Irak’ta Türkiye üzerinden işgaline hayır denmesinin ardından ordu içeriden ve dışarıdan yıpratılmaya başlandı. Neler mi oldu 4 Temmuz 2003’te Kuzey ırak Süleymaniye’de yaşanan sıkıntıyı sineye çektik. Ardından 27 Nisan bildirisi yayınlandı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahale eden bu muhtıraya siyaset tepki verdi. Ak Parti dik duruş sergiledi ama bildiriye imza atan dönemin Genel Kurmay Başkanı dahil hiç kimse hakkında işlem yapılmadı. Bildiriden bir hafta sonra Dönemin Genel Kurmay Başkanı Büyükanıt ile Erdoğan bir araya geldi. Görüşme ve anlaşma maddelerinin mezara kadar gideceği açıklaması yapıldı. Öyle de oldu. Mağduriyetten nemalandı siyasi iktidar ama hukuku işletmeyi hesap sormayı göze almadı göze alamadı. Ardından o utanç günleri geldi. Ergenekon, balyoz, askeri casusluk gibi davalarda binlerce şerefli Türk Subayı Genel Kurmay Başkanı’da dahil olmak üzere hapse atıldı. FETÖ’cü hâkim, savcı ve polisler cellat oldu Türk Askeri’nin ve Türk Devleti’nin başına. Devletin kozmik odalarına girildi. FETÖ ile birlikte o günlerde yol yürüyenler sessizce bu derin ihaneti seyretti. Hatta iktidarın bazı sözcüleri de devletin ordunun bağırsaklarını temizliyoruz garabetine kapıldı. Bu yolla ordunun omurgasının çökertilmesini hedefleyenler hain örgütü sadece izlediler. O subayların önemli bir kısmı aklansalar da orduya dönemedi. En verimli çağlarında TSK’dan uzak kaldılar. Gururuna yediremeyip canına kıyanlar oldu. Örgütün kasası diye suçlanıp yeşil kartla tedavi görenler, belediye yardımı ile defnedilenler oldu.

“Bu çağda darbe Türkiye’nin gündemi olamaz”

Aziz milletim sanki bu yaşananlar yetmiyor gibi FETÖ’cü askerler darbe yapmaya kalktı ordunun iç bütünlüğü bir kez daha sarsıldı. Birbirini takip eden elem dolu olaylar TSK’yı itibarsızlaştırmaya yönelikti. Kısmen de başarılı oldular. Asker gerçek işini askerliğini yapamaz oldu. Bugün artık herkes hepimiz huzur istiyoruz. Orduyu yıpratan ve uzun yıllar devam eden bu haksız bu alçakça saldırıyı bir daha tekrarlanmamak üzere tarihe gömmeliyiz. Ne yazık ki amirallerin bildirisi ile eski defterler yenide açıldı. Darbe iddiaları tutuklamalar yeniden gündemi meşgul etti. Oysa kardeşlerim bu çağda darbe Türkiye’nin gündemi olamaz artık. İki sene de bir darbe tartışarak ilerlemez bu ülke, mesafe alamaz. Bu bilinç ve sorumluluklar hareket etmelidir herkes. Asker ve sivil herkes önce millet devlet ve vatan diyerek işe başlamalı. Kendi kişisel hesaplarını bir kenara bırakmalıdır. Siyaset kurumu iktidarı ile muhalefeti ile devletimiz ve milletimizin bölünmez bütünlüğünün korunması ve milletin huzuru ve refahı için gece gündüz çalışmalıdır.”