CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz'ün gündeme dair basın açıklaması.

Gözden kaçırmayın

Afyonkarahisar'da CHP İl Başkanlığı ve adaylarıyla toplantıAfyonkarahisar'da CHP İl Başkanlığı ve adaylarıyla toplantı

CHP İl Başkanı Yalçın Görgöz'ün gündeme dair basın açıklaması.


Afyonkarahisar il merkezine 5 km uzaklıkta, İzmir karayolu üzerinde bulunan ve maalesef adı ÖLÜM VİRAJI olarak anılan bir virajımız var. Bu yol ve bu viraj 2000 yılında açıldı. 
O günden-bugüne defalarca ölümlü, yaralamalı kazalar meydana geldi. Çok farklı, dikkat çekici önlemler alınmasına rağmen, virajın çok keskin olmasından dolayı kazalar olmaya devam ediyor. Geçen hafta da yolcu taşıyan bir otobüs devrildi ve 10 kişi yaralandı. 

1999’da yapımına başlanan Çevre yolunun, normalde Özdilek’in arkasından anayola bağlanacağı biliniyordu. Sonradan planı ve güzergahı değiştirilmiş, şimdiki haliyle yapımı gerçekleşmiştir. 

Çok farklı hesaplar yapılarak değişikliğe uğrayan yol, çevre yolu olma özelliğini yitirdiği gibi ilimizin gelişimine de engel olmaktadır. Daha fazla zaman kaybetmeden  düzeltilmesi can ve mal kayıplarının önüne geçilmesi açısından çok önemlidir. 

COVİD 19 
Son açıklanan verilere göre vaka sayısı 20.058, vefat sayısı ise 153. Vaka ve vefat sayılarındaki artış tüm vatandaşlarımızı korkutuyor. Gerektiği gibi önlemler alınmadan erken normalleşmeye geçilmesi, ardından da hızla yayılan virüs verilerine bakarak vatandaşları suçlamak trajikomik bir durumdur. Hele bir de sürekli “maske, mesafe, temizlik” deyip, halkla adeta dalga geçercesine yapılan Akp’nin “lebaleb” kongreleri tarifi zor bir vakayı ortaya çıkartmıştır. Artan virüs vakaları, yeniden kapanmayı tartışılır hale getirmiştir. Salgın sürecinin başından beri devlet, sosyal devlet olmanın gereklerini yerine getirmemiştir. Ancak esnafımız, çiftçimiz, iş insanları ve çalışmak zorunda olan tüm insanlarımız hayatlarını idame ettirebilmek için çalışmak zorundadır. Salgın konusunda iş yine yurttaşlarımıza düşüyor. Hem korunacak hem de çalışacaklar. 

EYLEM PLANI DA, EKONOMİK REFORM PAKETİ DE FİYASKO

Önce İnsan Hakları Eylem Planı, sonra da Ekonomik Reform Paketi açıklandı. Hemen ardından İstanbul Sözleşmesinden Türkiye adına imzayı tek taraflı çektiklerini ilan ettiler. Sonrasında da MB başkanı görevden alındı ve TL bir gecede yüzde 20 değer kaybetti. 

Bu iktidar, ne bir eylem planı, ne de bir reform gerçekleştirebilir. Türkiye için en güzel eylem, en doğru reform, ilk seçimde Akp iktidarından kurtulmaktır. 

ÖNCE TABELALARDAN TC’Yİ KALDIRDILAR

Önce tabelalardan T.C’yi kaldırdılar. 
Okullarda ANDIMIZ’ın okunmaması kararını aldılar. 
Devlet madalyalarından ATATÜRK kabartmasının çıkartılmasının kararını aldılar. 
Şimdi de, “Cumhurbaşkanı isterse MONTRÖ Sözleşmesinden çekilebilir” diyerek çok tehlikeli bir tartışmayı başlatıyorlar. 

MONTRÖ SÖZLEŞMESİ TARTIŞILAMAZ 

Geçen hafta TBMM Başkanı yeni yönetim sisteminde Cumhurbaşkanının uluslararası anlaşma ve sözleşmelerden kendi kararıyla Türkiye’yi çekebileceğini, buna yetkisi olduğunu savunarak “gerekirse Cumhurbaşkanı imzalayacağı bir kararla Montrö’den de çekilebilir” dedi. Bu bir dil sürçmesi midir, hangi amaçla söylenmiştir? 

1936 tarihli Montrö Sözleşmesi İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının egemenliğini ve denetimini Türkiye’ye bırakırken, Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin boğazlardan geçişlerinde, savaş gemilerinin geçişlerinin kısıtlanmasında, Türkiye’ye hak ve yetkiler veriyor. Kurtuluş Savaşı ardından Lozan Anlaşması ile sınırlarını, bağımsızlığını ve egemenliğini güvenceye alan Türkiye, Montrö Sözleşmesi’ni imzalayıp, TBMM tarafından onaylayarak iki boğazın da hakimi olmuştur. 

İktidarın 85 yıl sonra Montrö Sözleşmesi’nden çekilme düşüncesini ortaya atması, bunu kamuoyunda tartışmaya açması çok tehlikelidir ve dikkat çekicidir! 

Çevre ve Şehircilik Bakanının eş zamanlı olarak Kanal İstanbul imar planlarının onaylandığını ilan etmesi “paralel boğaz” projesiyle Montrö Sözleşmesini delme hazırlığının bir başka itirafıdır. 

Montrö Sözleşmesi’nden Türkiye’yi çekip, boğazlardaki egemenlik hakkından vazgeçilmesi mi planlanmaktadır.

CHP olarak Montrö Sözleşmesi’nin tartışılmasına dahi müsade etmeyiz. Saygılarımla...