Anadolu Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zeliha DEMİREL GÖKALP'in, Afyonkarahisar İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yayınlanan Karahisari Sahib Dijital Derginin 1. sayısında yer alan "Afyon Emirdağ bozkırlarında bir eyalet başkenti, Amorium..." başlıklı yazısını paylaşıyoruz...

Gözden kaçırmayın

Afyonkarahisar'ın Yavrusu Mehmet Akif için Destek ZamanıAfyonkarahisar'ın Yavrusu Mehmet Akif için Destek Zamanı

Anadolu Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zeliha DEMİREL GÖKALP'in, Afyonkarahisar İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından yayınlanan Karahisari Sahib Dijital Derginin 1. sayısında yer alan "Afyon Emirdağ bozkırlarında bir eyalet başkenti, Amorium..." başlıklı yazısını paylaşıyoruz...

Amorium (Hisar), Ankara’nın 170 km. güneybatısında, Afyonkarahisar’ın 70 km. kuzeydoğusunda ve Emirdağ ilçesinin 12 km. doğusunda yer alan ve M.Ö. 2000’li yıllardan itibaren Hitit, Phryg, Yunan, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde kesintisiz yerleşim görmüş antik kenttir.

Kent, Yukarı Şehir ve Aşağı Şehir olarak iki başlık altında değerlendirilmektedir. Yukarı Şehir, höyüğün kenarlarında hala izleri görülebilen Bizans dönemi sur duvarlarıyla, Aşağı şehir de bütün şehri kuşattığı takip edilebilen bir koruma (sur) duvarıyla çevrilidir.

Amorium’un, Roma Senatosu tarafından bölgede kendi parasını basma izni verilen ilk şehirler arasında oluşu, M.Ö. 1. yüzyıl başlarında Doğu Phrygia’da önemli bir pozisyonda olduğunu göstermektedir. Geç Roma şehrinin önemli bir özelliği ise İmparator Zenon (474-491) dönemine tarihlenen sur duvarlarıdır. M.S. 640 yılından itibaren Amorium Anadolu’da uzanan başlıca yollar üzerindeki konumundan dolayı, Bizans ordusunun askeri karargahı ve sonra da Anatolikon Thema’sının (eyalet) başkenti olmuştur. Bizans Dönemi’nde yaşanan Karanlık Çağ boyunca Amorium İslam ordularının fetihlerine karşı Bizans topraklarının korunmasında güçlü bir kale görevi de görmüştür. M.S. 838 yılında Harun Reşid’in oğlu Mutasım’ın (833-842) ordusu tarafından kuşatılan, M.S. 931’de Tarsus emiri tarafından ateşe verilen kent, kazılardan elde edilen verilere göre M.S. 10. ve 11. yüzyıllarda askeri ve stratejik önemini yeniden kazanmıştır. M.S. 1116’da ise artık Amorium’un Selçukluların elinde olduğu bilinmektedir.

Amorium ismine tarihi kaynaklarda son olarak, 12. yüzyılda yaşamış Suriyeli yazar Haravi’nin gezi notlarında “Ammuriye” olarak, Bizans kaynaklarında ise George Pachymeres’in (MS.1242-1310) çalışmalarında rastlanmaktadır. Bugün Hisarköy olarak bilinen köyün kalıntılarının Amorium’a ait olduğu ise 1836 yılında bölgeyi ziyaret eden W. J. Hamilton tarafından saptanmıştır. Hamilton, metninde Amorium (Hisarköy) yerine, Osmanlı Dönemi’nde kullanılan “Hergan Kale” yi tercih etmiştir. Amorium’da ilk bilimsel çalışmalar, 1987 yılında Prof. Dr. R. Martin Harrison tarafından bir yüzey araştırması ile başlamıştır.

Prof. Dr. R. Martin Harrison kentte 1988-1991 yılları arasında arkeolojik kazıları sürdürmüştür. Arkeolojik kazılar “Amorium Kazıları Projesi” başlığı altında 1993-2009 yılları arasında Dr. Chris Lightfoot tarafından devam ettirilmiştir. 2013 yılında Amorium kazı çalışmaları T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı onayı ile Afyonkarahisar Müze Müdürü Mevlüt Üyümez Başkanlığında ve Anadolu Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zeliha Demirel Gökalp’in bilimsel danışmanlığında sürdürülmüştür. 2014 yılından itibaren kazı çalışmaları Bakanlar Kurulu kararı ile Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeliha Demirel Gökalp’in kazı başkanlığında devam etmektedir. 1987 yılından beri kentte Aşağı ve Yukarı Şehir kapılarında, kentteki bir kilisede, hamam ve sivil konut olduğu düşünülen yapılarda arkeolojik kazılar sürdürülmüştür.

2013 yılından itibaren ise Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Anadolu Üniversitesi adına yürütülen Amorium Antik Kenti kazı çalışmalarında kentte üç alanda arkeolojik kazılar yürütülmektedir. Bunlardan biri Yukarı Şehir’de höyük üzerinde mimari kalıntısı ile işlevi tespit edilebilen ender yapılardan biri olması nedeniyle “Bazilika B” adı verilen kilisedir. Çalışma alanlarından biri olarak dini bir yapı seçilmesindeki ana sebep, dini yapıların kentteki değişimin ve dönüşümün en iyi takip edildiği yapılar olmasıdır. İkinci alan, Aşağı Şehir’in batısında, önceki çalışmalarda “Büyük Bina” olarak adlandırılmış yapı bakiyesinin doğusundaki Geç Roma/Erken Bizans dönemi yapısıdır. Özellikle 2018 ve 2019 yılı çalışmalarında yapının kentin yol ağı ile olan ilişkisi yönünde sonuçlara ulaşılmıştır. Söz konusu yapının doğusunda ise içinde tahılların saklandığı pitosların bulunduğu yapı bakiyesindeki arkeolojik kazılar, Amorium halkının tarım gelenekleri ve beslenme alışkanlıkları hakkında önemli bilgiler vermektedir.

Kazı ekibi tarafından kentte kazı çalışmaları devam eden üçüncü alan ise Yukarı Şehir’de höyüğün güneybatısında Türk Dönemi yerleşimi olduğu düşünülen “İç Sur”dur. “İç Sur” kazıları kente Selçuklu/Beylikler ve Osmanlı izlerinin bir arada görüldüğü alan olması nedeniyle ayrı bir önem taşımaktadır. Kazı ekibinin niyeti İç Sur’u kuleleriyle birlikte ortaya çıkarmaktır. Oldukça iyi bir işçilik gösteren duvarlara sahip ve Orta Bizans Dönemi’nde de değişikliğe uğramış olan “İç Sur” aynı zamanda kentteki Tük-İslam yerleşimine ilişkin bulgular barındırmaktadır. Son yıllara değin 11. yüzyıl sonu olarak bildiğimiz Bizans şehrinin son evresi ve erken Türk dönemi yani Selçuklu yerleşimi arasındaki bağlantı herhangi bir mimari kalıntı ile kurulamamış/ilişkilendirilmemişti. Ancak MS.1156- 1257 yılları arasına tarihlenen ve büyük çoğunluğu Aşağı Şehir Kilise kazılarında ele geçen sikkeler Amorium’da Selçuklu varlığının kanıtları olarak karşımıza çıkmıştı. Fakat özellikle 2017-2018 yıllarında İç Sur’da sürdürülen kazılarda ele geçen buluntular, alanın Bizans sonrası özellikle 13.-14.yüzyıllarda Erken Türk/ Beylikler Dönemi’nde kullanımını ve 15-18. yüzyıllar arasına tarihlenen, çok sayıda seramik, lüle ve maden gibi örneklerin Selçuklu Dönemi sonrası Osmanlı Dönemi’nde de kesintisiz yerleşim gördüğünü kanıtladığını söyleyebiliriz.

Amorium kazı ekibinin öncelikli hedefi, Roma ile Osmanlı Dönemleri arasında kentteki yerleşimin incelenmesidir. Kentte gerçekleştirilen arkeolojik kazılarda kentin tarihine ışık tutacak Geç Roma, Bizans ve Osmanlı Dönemi buluntuları ele geçmiştir. Dolayısıyla söz konusu kazı çalışmaları Ortaçağda Anadolu’da kentsel, idari ve kültürel gelişime ilişkin mevcut boşluğu doldurmakta büyük katkı sağlayacaktır. Amorium kazı ekibinin bir diğer ve en önemli hedefi ise Amorium kentinde koruma, sergileme ve ziyaretçi güzergahlarının belirlenmesi yönünde “Arkeolojik Alan Yönetimi” oluşturulmasıdır.

KAYNAKÇA
1. Prof.Dr., Anadolu Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü, E-posta: zdgokalp@anadolu.edu.tr
2. İç Sur kazılarını, 2013-2018 yılları arasında Amorium Kazı Heyeti üyesi Dr. Öğr.Üyesi Hasan Yılmazyaşar yürütmüştür. Söz konusu alan Dr. Öğr.Üyesi Hasan Yılmazyaşar tarafından yayına hazırlanmaktadır. Söz konusu alandaki çalışmalar 2020 yılı kazı sezonu ve sonrasında bir diğer Kazı Heyeti üyesi Mehmet Kurt tarafından devam ettirilecektir.
3. İç Sur kazılarında ele geçen ve Türk Dönemine tarihlenen sırlı seramikler Doç.Dr. Lale Doğer ve Dr. Öğr.Üyesi M. Eda Armağan tarafından yayın amaçlı çalışılmaktadır ...

Prof. Dr. Zeliha DEMİREL GÖKALP
Anadolu Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi
Karahisari Sahib Dijital Dergi