Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı Katip Üyesi Av. Burcu Köksal, asgari ücretin yeteri kadar yükseltildiğinden kimsenin bahsetmemesi gerektiğini belirterek, “Taşeron işçilere kadro değil “şirket işçiliği” verildi” dedi.

Gözden kaçırmayın

Fatih Erbakan, AK Parti'ye seslendi!..Fatih Erbakan, AK Parti'ye seslendi!..

 

 

Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı Katip Üyesi Av. Burcu Köksal, asgari ücretin yeteri kadar yükseltildiğinden kimsenin bahsetmemesi gerektiğini belirterek, “Taşeron işçilere kadro değil “şirket işçiliği” verildi” dedi.

 

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Afyonkarahisar Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlık Divanı Katip Üyesi Av. Burcu Köksal, TBMM Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında asgari ücret, kadro alan taşeron işçiler ve kadro dışı kalan taşeron işçiler ile ilgili konuları değerlendirdi.

KİMSE ASGARİ ÜCRETİN YETERİ KADAR YÜKSELTİLDİĞİNDEN BAHSETMESİN..!

Asgari ücretin 2.020 TL olarak açıklandığı kaydeden Milletvekili Köksal, “Bildiğiniz üzere asgari ücret milyonlarca işçinin ve ailesinin yaşam standardını belirleyen ülkedeki genel ücret seviyesini de doğrudan etkileyen işçi sınıfının ücretidir. TÜİK verilerine göre 1 milyon 800 bin kişi asgari ücretin altında olmak üzere 8,5 milyon yurttaşımız asgari ücret ve altında çalışmaktadır. TÜRK-İŞ’ in araştırmasına göre Kasım ayında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 1.943 yoksulluk sınırı ise 6.328 TL’dir. Ülkemizde enflasyon 21.62 iken, faiz yüzde 25’lere dayanmışken, kimse kredi alamazken, şirketler gırtlağına kadar borca batıp iflas ederken veya son bir umutla konkordatoya sarılırken, ekonomik krizin ağır faturası her geçen gün yapılan zamlarla daha çok hissedilirken, icra dairelerinde dosya sayısı 20 milyonu bulmuşken, yurttaş elektriğe doğalgaza yapılan zamlarla kış gününde faturalarını ödeyemez hale düşmüşken asgari ücretin yeteri kadar yükseltildiğinden kimse bahsetmesin.” dedi.

ASGARİ ÜCRETLİ MAAŞI ELİNE GEÇMEDEN VERGİSİNİ ÖDÜYOR, MÜTEAHHİDİN VERGİ BORÇLARI SİLİNİYOR

“CHP olarak tüm belediyelerimizde ve 31 Mart’ta kazanılacak Belediyelerimizde de asgari ücretin 2200 TL olacağını bir kez daha belirtiyoruz.” diyen Köksal, “Ayrıca asgari ücretten vergi kesintisi yapılmaması gerektiğini de bir kez daha tekrarlıyoruz. Çünkü Türkiye’de gider gösteremeyen gelir vergisi ödemek zorunda olan muafiyet ve istisnalardan yaralanamayan tek gelir gurubu ücretlilerdir. Ücretliler vergilerini her ayın maaş günü maaşlarından yapılan kesinti ile yaparken,2017 yılında Devlet Milli Gelirin yüzde 4’ü kadar vergi gelirinden çeşitli iktisadi ve sosyal amaç için vazgeçmiş görünmektedir. Bakanlık verilerine göre Türkiye’de 15 milyon ücretli çalışan yurttaşımız vardır. Bunların yarıya yakını asgari ücretlidir. 2017 yılında asgari ücretliden 30 milyar TL vergi kesintisi yapılırken, özel sektörde bazı kişilere ve gruplara 126 milyarlık muafiyet ve istisna uygulanmıştır. Yani asgari ücretli 3 kuruşluk maaşı eline geçmeden vergisini öderken, millete küfür eden müteahhitlerin vergi borçları siliniyor. Bu yanlıştan, bu yandaş kayırmacılığından bir an önce vazgeçilmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

TAŞERON İŞÇİLERE KADRO DEĞİL “ŞİRKET İŞÇİĞİLİ” VERİLDİ

Taşeron işçilerin sorunlarına da değinen Köksal, “Ülkemizde kanayan yaralardan bir diğeri de 21 yüz yılda kölelik rejimi olarak gördüğümüz taşeron sistemidir. Taşeron işçilik AKP iktidarında yaygınlaşmış hatta özel istihdam büroları adı altında kiralık işçi büroları kurulmuştur. AKP iktidara geldiğinde Türkiye’de taşeron işçi sayısı 387 bin civarındaydı. Aradan geçen 16 yılın sonunda taşeron işçilerin sayısı 1 milyonu geçmiştir. Sendikalaşma hakkının düşük olduğu, güvenceli çalışma koşullarından mahrum olarak düşük ücretlerle çalışan taşeron işçilere AKP tarafından kadro sözü verildiği halde sadece745 bin civarında taşeron işçi kadroya geçebilmiş, 275 bin taşeron işçi kadro dışı kalmıştır. KİT’ler, özel bütçeli kuruluşlar, sosyal tesisler, yapım ihaleleri, danışmanlık, çağrı merkezi ve hastane bilgi yönetim sistemi ihalelerinde çalıştırılan taşeron işçiler kadro dışı kalmıştır. Yerel yönetimlerde çalışan 400 binden fazla taşeron işçiye ise kadro değil, belli koşullarda yerel yönetimlerin kendi şirketlerine geçiş hakkı tanımıştır. Yani Belediyelerde ve diğer yerel yönetimlerdeki işçilere kadro değil “Şirket işçiliği” verilmiştir. Öte yandan KHK’yla kadroya geçiş yapan Taşeron işçiler ise diğer kadrolu işçilerle aynı haklara sahip olamamış, ayrımcılık yapılmıştır. Taşeron işçiler kadroya geçerken tazminat vb. işçilik haklarından vazgeçmek zorunda kaldıkları gibi kadroya geçtikten sonrada kurumlarda daha önceden varolan toplu-iş sözleşmesi ve diğer haklardan yararlanamadılar. Burada en temel yanlış işçilere kadro düzenlemesinin OHAL KHK’sıyla yapılmasıdır. OHAL KHK’ sı, OHAL gerekçesiyle sınırlıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisinde yasayla yapılması gereken düzenleme ancak AKP tarafından konu mecliste ve kamuoyunda tartışılmadan işçi temsilcilerinin, sendikaların ve sivil toplum örgütlerinin seslerine kulak tıkanarak OHAL KHK’sıyla yapılmıştır. Kadro alan taşeron işçiler ile diğer kadrolu işçiler arasındaki ayrımdan vazgeçilmesi ve kadro dışı kalan Taşeron işçilerinde kadroya geçirilmesi hatta bunların içinde özellikle maaşlarını alamayan Karayolları Taşeron işçilerinin de maaşlarının düzenli olarak ödenmesi gerektiğini birkez daha hatırlatıyorum.” şeklinde konuştu.