Saadet  Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan'ın basın açıklaması...                  



  ATEŞKESİN BİRİNCİ ŞARTI, DAĞLIK KARABAĞ İŞGALİNİN SONA ERMESİDİR

   Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışmaları hep birlikte takip ediyoruz. Türkiye iktidarıyla, muhalefetiyle Kardeş Azerbeycan’ın yanında olduğunu bildirmektedir. Geçtiğimiz günlerde Rusya ateşkes için devreye girerek bir masa kurdu.  Ancak bu masada Türkiye yoktu. Bunun sebepleri titizlikle incelenmelidir. Ateşkes görüşmeleri sonrası Ermenistan sivillere yönelik saldırılarını devam ettirdi. Demek ki Ermenistan birilerine güveniyor. Biz ise bu saldırıları kınamaktan öteye geçemiyoruz. Dış politikada güçlü bir duruş sergilemeliyiz. Bölgede kalıcı bir ateşkesin bir numaralı şartı Dağlık Karabağ’daki Ermeni işgalinin son bulmasıdır. Karabağ’ın Azerbeycan’ın toprağı olduğu ve Ermenistan’ın işgal ettiği bu topraklardan kayıtsız şartsız çekilmesi gerektiği BM kararlarıyla da belirtilmiştir. Bu kararın uygulanmasını sağlamalıyız.



  IŞIKLAR HER YERDE YANIYOR AMA ADALETİN IŞIĞI SÖNÜYOR.

  Son günlerde ülke gündeminde yer alan ‘ışıklar yanıyor’ tartışması, ülkemizde hukukun ne kadar uygulandığının açık bir göstergesi olmuştur. Anayasa’nın 153. maddesi Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Anayasa’nın 11. maddesi de Anayasa’nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesini düzenlemektedir. Bu değerlendirmeler ışığında ve Anayasa’nın açık hükümleri karşısında Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması söz konusu olamaz. Ancak alt mahkeme ‘AYM’nin verdiği kararı uygulamam’ diyor. Ne yazık ki hukuk rafa kalkmış, keyfiyet hakim olmuştur. İşte ihtilal budur. İhtilal yapanlar önce anayasayı rafa kaldırıyorlar. ‘Ben böyle istiyorum’ diyerek hareket ediyorlar. Yapılması gereken ışıkları konuşmak değil, hukuka dönmektir. ‘Ben devletim, ben kanunum’ anlayışından vazgeçilmesi gerekmektedir. Devleti yönetenlerin hukuk kurallarına en başta ve herkesten çok kendilerinin riayet etmeleri gerekmektedir.



   HUKUK TANIMAZLIĞIN BİR ÖRNEĞİ GÜNEY KÖY.

   Hukukun değil keyfiyetin işlediğine bir örnek te ilimizden verelim. Sinanpaşa köyüne bağlı Güney Köy’ün belediyeliği nüfusu düşük olması sebebiyle düşürülmüştü. Konu mahkemeye taşındı. Mahkeme köyü haklı bularak belediye olmasına hükmetti. Temyiz sürecinde üst mahkeme de kararı doğru bularak belediye olmaları gerektiğine hükmetti. 31 Mart’ta yapılan seçimlere yetişmediğinden aynı yıl 2 Haziran’da seçime gitmesi bekleniyordu. Afyon Milletvekillerinden Sayın Ali Özkaya’da 2 Haziran’da seçime gidecekleri konusunda söz vermişti. Ancak aradan 1,5 yıl geçmesine rağmen verilen söz tutulmadığı gibi hukuk ta işletilmedi. Güney köy hala belde olmayı bekliyor.



   İKTİDAR EKONOMİYİ ÇÖZEMEYECEĞİNİ KENDİSİ DE BİLİYOR.

   İnsanımızın birinci gündemi ekonomidir. İktidar ekonomiyi düzeltemediği için konuşulmasını istemiyor. Bunun için bir yandan  suni gündemler oluşturuyor. Bir yandan ekonomi iyi algısı oluşturuyor. Diğer bir yandan çeşitli maden-gaz rezervleri bularak ümit pompalıyor. İşsizlik rakamlarını düşürüyor. Enflasyon rakamlarına müdahale ediyor. Bunların yetmediği yerde ‘sabır’ tavsiye ediyor.  Sayın Cumhurbaşkanı millete fakirliğe sabretmelerini söylüyor. Ekonomi bakanı dolara bakmıyor, Çalışma Bakanı emeklilerimizin maaşlarını ödemekle övünüyor. Bütün bu açıklamalar gösteriyor ki; iktidar ekonomiyi bu politikalarla düzeltemeyeceğini anlamıştır. Buna karşılık politikalarını değiştirmek gibi bir niyetinin olmayışı, anlaşılabilir bir durum değildir. Betona ve asfalta yatırım yapmaya devam etmektedir. Şu anda yapılması gereken sosyal hizmet yapıları değil, üretim yatırımlarıdır.



   TARIMA DESTEK PROJELERİNDEN BİLE RANT KOKUSU GELİYOR.

   Üretim deyince en başta tarım ve hayvancılık gelir. Buraya verdiğiniz destek en geç bir yıl içerisinde size döner. Hem çiftçiniz, hem de tüketicimiz kazanır. Diyebilirler ki’ biz çiftçimizi destekliyoruz, Genç Çiftçi Projesi ile destek verdik’. Basında çıkan haberlere göre Ankara merkezli bir firma TİGEM’den ihalesiz bir şekilde doğrudan temin yoluyla hayvan tedarik işini alıyor. Projeden yararlanan hak sahiplerine ucuz yollu temin ettikleri niteliksiz ve hastalıklı hayvanları dağıtan rant şebekesi, destek bütçesinin büyük bir bölümünü kendi ceplerine atıyor. TİGEM tarafından yapılan sözleşmelere göre hastalıklı ve niteliksiz hayvanların dağıtımı kesinlikle yasak olmasına rağmen, rant şebekesinin bu hayvanları sahte kulak küpeleri ile yapıyor. 2019 yılında Ardahan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Ardahan Göle Jandarma Komutanlığı’nın yaptığı operasyonda genç çiftçi projesine hayvan tedarik eden Ankara merkezli firmaya ait kamyonda 2183 adet kulak küpesinin yakalanması buradaki yolsuzluğun boyutunu gözler önüne seriyor. Müfettişler, “Genç Çiftçi Projesi”ndeki büyük yolsuzlukla ilgili olarak Tarım ve Orman Bakanlığı’na 500 sayfalık kapsamlı bir rapor sundu. Genç Çiftçi projesindeki büyük yolsuzluğun her boyutuyla ortaya çıkarılabilmesi için Bakanlığın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunması gerekiyor. İşte yaptığınız destek bu. Başka ne yaptınız? TOKİ’ye ‘Tarım Köy Evleri’ yaptırdılar. Birisi de bizim ilimizin Sinanpaşa İlçesine bağlı Ahmetpaşa Belediyesi’nde geçtiğimiz yıllarda yapılarak vatandaşlara teslim edilen 100 adet TOKİ Tarım Köy evleri. Adı tarım köy evi ama tarıma ait hiçbir şey yok. Ne ahırı var, ne de arazisi. Yan yana dizilmiş 100 adet tek katlı binalar. İşte tarıma verdikleri destek bu. Bunlar zan ediyorlar ki; adına ‘Tarım Ev’ deyince tarıma destek olduk. Bu iktidarla bu işlerin çözülmesi mümkün görünmüyor.



   Her zaman söylediğimiz gibi; ülkemizin problemleri kaynak yetersizliğinden değil, kaynakların ehil olmayan kişilerce ve yanlış yerlerde değerlendirilmesindendir. Ehil insanlarla ve doğru yatırımlarla çözülemeyecek bir problemimiz yoktur.  Bu düşüncelerle hepinize teşekkür ediyor, sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum.



Saadet  Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan.