Atamer Büyükbudak / Türkeli Gazetesi   Aylardan beri süre gelen iç çekişme nihayet sonlanacak gibi gözüküyor. Bu hiçbir zaman bitmeyecek gibi gözükse de, şimdilik bir sakinlik yaşanacak ve bir nebze olsun Sayın Kılıçdaoğlu’da parti üzerinde bir çalışma fırsatı bulabilecektir. Bir tarafta partinin ideolojik ve tüzüksel anlamda özgüllükçü/demokrat yapısını oluşturmak isteyen Sayın Kılıçdaroğlu’na destek veren örgütler, artı henüz oluşturamadığı, kuramadığı ekibi!.. Bir tarafta ise, uzanamadığı ciğere mundar diyen ve partiyi bir adım dahi ileriye götüremeyen, dümende kendisi bulunmadığı için de herkese “tu kaka” diyen totaliter zihniyet taşıyan, ayrıca nasıl bir düşünceye sahip oldukları bizce bilinen üyelerden oluşan tarikat vari karşı ekip. CHP’li olmayan birine dahi sorsanız, bu durum karşısında sizce hangi taraf haklı? CHP nasıl olmalı? Diye. Hiç çekinmeden verecekleri cevap!… Kesinlikle demokrasi, özgürlük ve emek diyen Sayın Kılıçdaroğlu’nu işaret edecektir. Her ne kadar tanımadan ve hakkında yapılan yıpratıcı spekülâsyonlara rağmen. Çünkü bu böyle olacaktır. Bir tarafta insan, emek, ülke ve dürüstlük! Diğer tarafta ise, belirleyici ve demokrasiyi rafa kaldırmış olan, sırf siyasi çıkar elde etmek adına bu zeminde bulunan biatçı yapı!. İşte ilimizde bunun peşinde kimler koşuyorsa, başı çekiyorsa ve ne yapmak istedikleri bizlerce de belli ise… Türkiye genelinde de her ilde bulunan, tabanın desteğini alamayan ve ulufeyi hep yukarıdan bekleyen bu tür anlayışa sahip insan guruplarıdır diyebilirim. Peki neden bu kurultaya gelindi?… Bu tüzük kurultayı yapılmalı mıydı? Gibi soruların cevabına gelince Tüzük kurultayı tabii ki yapılmalıydı. Ama bu şekilde değil! Bütün illerde tüzük konusunda maddelere yönelik tartışma ve öneri getiren zeminler yaratılıp madde madde tartışılıp, bir taslak çıkartılmalı ve bu genel merkeze önerilmeli, genel merkez tarafından da kurulan bir tüzük komisyonu ile bu maddeler görüşülerek son şekli ile tüzük kurultayına hazırlanmış metni ile götürülmeli idi. Bu maalesef olmadı. Çünkü pasif çalışan illerde bunun adı bile anılmadı. Ama kısmen de olsa genel merkez tarafından benzer bir sıkıştırma yapılarak aksaklıklar giderilmeye çalışılıp tüzük kurultayına hazırlanılıp bu ayıplar kısmen kapatılmaya çalışıldı. Şimdi bu olaya biraz daha gerçekçi bakacak olursak!… Aslında muhalefet tarafından istenilen tüzük kurultayı değildi!.. Amaç kurultay oluşturmak ve bu kurultayı da kendi dönemlerinde oluşan delegasyon yapısının desteğine güvenerek, topladıkları imza ile tüzük kurultayı divanına bir önerge vererek seçimli olağan üstü kurultayı yaptırmaktı. Ama köprünün altından çok sular geçmiş, özellikle kurultaya seçilen bilinçli ve CHP’nin geleceğini düşünen delegasyon bu oyuna haklı olarak izin vermediler. Bu da, CHP içersinde bu delegasyonla gurur duyulacak bir olay olarak tarihin siyasi sayfalarında yerini alacaktır.. Çünkü geçmişte, Sayın Altan Öymen’e de aynı numara yapılmış ve alaşağı edilmişti. Önce kurultay isteyen muhalefet ve onun destekçileri; pabucun bağlı olduğunu görünce de bu işi kıvıramayacaklarını gördüklerinden, bu sefer de kurultaya katılmama gibi mantıksız bir tutum içersine girdiler ve tamamen refüze oldular. Bunu kurultayda izlemeyi çok isterdim ama… İlk defa çeşitli nedenlerimden dolayı kurultaya katılmama gibi bir düşünceye sahip oldum. Bunun nedenlerin de ileride ki günlerde CHP’lilerle ve okurlarımla paylaşmak isterim. Çünkü biz, ilkeli, dürüst bir yapı olan ekip olayına inanan ve özgürlükçü siyaset yapılmasına her zaman sıcak bakan insanlarız. Ayrıca her yöreden siyaset yapmak ve aday olmak adına çıkan her kesin hakkı olduğuna inanan, savunan ve de önlerinin kesilmesini istemeyen bir anlayışa sahibiz. Tekelci yapı bitmiş, özgürlükçü devir başlamıştır. Bu konuda da, ilçelerde ve beldelerde bulunan deneyimli başkanlara ve ekiplerine de büyük görevler düşmektedir. İşte bu kurultay sonrası; illerde yapılacak olan il seçimleri de bu hızla ve bu çekişme ile yapılıp sonuçta bir de olağan kurultay yaşanmasına neden olunup CHP’nin büyüme trendi yakalanmış olacaktır. Bu kurultayda Sayın Kılıçdaroğlu’na ve ilimizde il başkanlığı adaylığı konusunda henüz karar verememiş her kese başarı diliyorum. Sayın ilhan Çınar’ın da artık merkezde siyaseten adım atma zamanı gelmiştir diye de düşünmeden edemiyorum. Tabii ki takdir kendisinin. Ama bir önerim var!.. Kendisi yürek alsın, ben dalak alayım, arkadaşlarımız da böbrek alsın oturup bir güzel yiyelim. Yiyemeyenlere de diyeceğimiz yok. Kader utansın çünkü suçlusu biz değiliz.   Her zaman sağlıklı ve her zaman kazançlı olun ki o güzel yüzünüz hep güleç olsun.