Özel PARKHAYAT Akşehir Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op.Dr. Mahmut Karadaş halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen glokom hakkında bilgiler verdi.

 

Göz tansiyonu yani glokom, sinsice ilerliyor ve başladığında geri dönüşü olmayan bir hasar bırakıyor. Kalpte yaşanan kriz gibi gözde glokomun başlaması da çok ani bir şekilde yaşanıyor. Alınabilecek tek önlem ise belirli aralıklarla göz tansiyonunu ölçtürmekten geçiyor.

 

Her yaşta başlayabilen bir hastalık olan glokom doğuştan da görülebiliyor. Doğuştan glokom yüzde 90 oranda, bebek 1 yaşına gelene kadar ortaya çıkıyor. İri gözlü olan bu bebeklerin gözlerinin saydam tabakaları bulanık veya gridir. Bu bebekler ışıktan rahatsız oluyor, sulanma yaşıyor ve gözlerini açamıyorlar.

Her yaşta görülebilen bir diğer glokom ise açık açılı olan kronik glokom. Her yaşta görülebilen glokomun bu tipi sinsi seyrediyor ve geç bulgu veriyor. Bulgular ortaya çıktığında ise maalesef ki glokom tedavi edilemeyecek duruma geliyor. Açık açılı olan bu tip glokomun 40 yaş üzerinde görünme sıklığı yüzde 1- 2 civarında .

Glokomun dar açılı olan türü ise aniden başlıyor ve krize neden oluyor. Göz tansiyonu aniden yükseliyor. Şiddetli ağrı, mide bulantısı, kusma, görme bulanıklığı ve kanlanma bu duruma eşlik ediyor. Genellikle hastalarda kriz öncesi göz ağrıları, bulanık görme, ışıklar etrafında renkli hareler görme gibi bulgular yaşanabiliyor.

Göz tansiyonunun tedavisinde en önemli etkenlerin başında erken teşhis geliyor. Özellikle ailesinde göz tansiyonu olanların çok daha dikkatli olmaları ve yılda bir defa göz muayenesi yaptırmaları gerekiyor. Çünkü özellikle birinci derece akrabalarına glokom teşhisi konulanlarda risk 6 kat artıyor.

 

Genetik etkenlerin yanı sıra, 40 yaş üstü kişilerde, miyoplarda, şeker hastalarında ve uzun süreli kortizon kullananlarda da glokom daha fazla görünüyor. Glokom sıklığı yaşla birlikte artış gösterirken, insan ortalama ömrünün uzamasıyla birlikte glokom hastalığının kapısını çaldığı kişilerin sayısı da artıyor.

 

Göz tansiyonu tedavisinde amaç göz içi basıncını yani tansiyonunu düşürmek. Bunun için de genellikle ilk basamakta ilaç tedavisi uygulanıyor.Bu amaçla damlalar kullanılırken, bu damlaların bir kısmı, göz içindeki sıvı yapımını azaltıyor, bir kısmı ise gözden sıvı çıkışını artırıyor.Damla tedavisinin yeterli olmadığı, diğer bir deyişle damlalara rağmen görme siniri hasarının ilerlediği olgularda lazer ve ameliyat seçenekleri uygulanıyor. Ancak glokom hastalarında tanı konulana kadar geçen süreçte oluşan hasarı geri çevirmek mümkün olmuyor. Genellikle ilk basamakta ilaç tedavisi uygulandığını söylüyor.

 

Glokom tedavisi ile ilgili her geçen gün yeni araştırmalar yapılıyor. Özellikle göziçi basıncını düşürmek dışında görme sinirini güçlendirmeye veya sinir hücresi ölümünü engellemeye yönelik ajanlar, ilaçların damla dışında başka yollarla uygulanmasına yönelik yöntemler, sinir hücrelerinin rejenerasyonuna yönelik çalışmalar ve gen tedavileri üzerinde çalışmalar gerçekleştiriliyor .