Batıdan ve Türkiye’den;  futbol otoriteleri, en az on sayfada, futbolu bir ‘din’, mekânını ‘kutsal bir mabet’ olarak tanımlıyor. (Bkz. Futbol ve Kültürü, İletişim Y. Derleme)

Gözden kaçırmayın

Afyonspor'un Direnişi: Moraller Yüksek, Düşme Potasından Uzaklaşma MücadelesiAfyonspor'un Direnişi: Moraller Yüksek, Düşme Potasından Uzaklaşma Mücadelesi

        Batıdan ve Türkiye’den;  futbol otoriteleri, en az on sayfada, futbolu bir ‘din’, mekânını ‘kutsal bir mabet’ olarak tanımlıyor. (Bkz. Futbol ve Kültürü, İletişim Y. Derleme)

 

       Sen insanlığa kucak açan bir mabet, Mihrabında yüceliyor mavi-lacivert… Bu sevgi, karasevdanın da hudutlarını aşarak, ilahi ve ulvi bir mabede karşı hissedilen yakınlığa yükselmiştir. (a.g.e. S. 351. Adana Demirspor’a yazılan şiirden.)

 

    Kâbe’ye yönelen birisi kalkıp da, ‘hayır, futbol bir din, stadyum kutsal bir mabet değildir’ diyemiyor. Çünkü böyle derse; dinin ne olduğunu bir batılı kadar bilmediğini ortaya koyacak. Tereciye tere satmış olacak. “Merdi Kıpti şecaatin arz ederken, sirkatin söyler” sözüne muhatap olacak. Bunları kim göze alabilir? İyi de batının din dediği bu mızrak (Türkiye’de) çuvala nasıl sığıyor! Çünkü biz artık bize ait olmayan, Latince/İngilizce kavramlarla düşünen bir milletiz. Bir Anadolu ehli gibi düşünen yok.

 

     “Stadyumda Zar Ayaklarla Atılır” adlı ve yukarıdaki kitapta, bir köşe yazısına sığmayacak olan futbolun, bütün ayrıntıları ile cihanşümul organize bir tuzak olduğu anlatılıyor; bilmek ve kavramak ayrıcalığına sahip olmak isteyenler için daha iyisi yok.  

 

    Sigara içmeye, Allah’ın men ettiği bir içeceğe, yiyeceğe başlarken nasıl besmele çekilemez ise; futbola başlarken de çekilemez. İslam’a göre besmeleyi reddeden her iş reddedilir. 

 

     Bir lig maçında, şampiyon kulüpler kupasında, dünya kupasında, hakemin besmele ile başlangıç yapması hayal dahi edilemez! Besmele ile başlanırsa ‘merdi kıpti’ durumu söz konusu olur; o daha vahimdir… Mahrem yerlerin açılması, talih (kumar) oyunlarının varlık sebebi, ömrün yedide birini götürmesi gibi besmeleye mani yüzlerce sebebi var.  “Stadyumda harcanan saniye ve kuruşların hesabını veririm” diyen için mesele yok.

 

   (Sevdamız İmam Hatipler Futbol Turnuvası Ödülleri Verildi. 29.04.2019. Afyon haber.)

 

   İmam’ın, İman’ın tedris edildiği mekân veya meslek dalında, futbolun oyun olmaktan çıkıp, ‘turnuva’ yani profesyonelce temsil edilmesi; “besmeleyi kabul eden ve etmeyen fiiller” tasnifinin yapılmadığını gösteriyor.

 

     İslam coğrafyasının hemen her şehrinde birkaç tane “ulu cami” vardır. Ulu cami İslam’a has bir ifade değil, bir isimlendirmedir. Ulu cami’nin tam Türkçe karşılığı; “büyük toplanma yeri” demektir. Her kavim inandığı din, ibadet, oyun ve eğlence veya ayinler için büyük toplanma yerleri yapmıştır. Günümüzde en büyük toplanma yerleri stadyumlardır. İnsanların birbirine tutunarak oluşturduğu en kalabalık, en çeşitli kimlik mekânları; hepsinin buluşma noktası; modern zamanların ulu camileri, stadyumlardır.

 

    Sorgulama, iktidar üzerinden değil; itikat üzerinden yapılırsa doğrudur. Kimsenin inancından şüphe edemeyeceğimize göre itikadı da;  amel, fiiller, heva ve heves, beğeni ve arzular üzerinden yapmak zorunludur. Çünkü kişinin hem Müslüman olması, hem de (burası önemli); heva ve hevesini ilah edineceğini Kuran haber veriyor. Müzik, futbol, moda, imaj, sinema başta olmak üzere, insanların heva ve hevesini ilah edinebileceği yüzlerce fiil var.

 

    Kim iktidar üzerinden eleştiri yapıyorsa, onun bir iktidar hesabı, ajandası, sevdası vardır... Kim kişi üzerinden eleştiri yapıyorsa, onun ‘biat ettiği bir kişi’ vardır… Kim bir grup, yapı üzerinden eleştiri yapıyorsa,  onun bir başka gruba mensubiyeti vardır...Sorgulama kavramlar ve fiiller (alışkanlıklar) üzerinden yapılır. Kavramları bilmeden bu sorgulamayı kimse ama kimse yapamaz; yapamıyor.





Ramazan DEMİR