Ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say, esin kaynaklarının genellikle beklenmedik anlarda ortaya çıktığını söylüyor. Son örneğini Houston'da bir barda keyifli bir akşam geçirirken yaşayan Say, birdenbire Ahmet Erhan'ın naif şiirinin melodisinin zihnine düştüğünü belirtiyor. Defterini yanında getirmediği için, viski kadehi ve elindeki bir peçete üzerine notalarını döktüğünü söylüyor. Fazıl Say, bu anın büyüsünü yaşadığını ve aynı zamanda babası Ahmet Say'a da atıfta bulunduğunu belirtiyor. Sanatı sevip Say'a bu tutkuyu aşılayan babasının, belki de bu yeni besteyle gurur duyacağını düşünüyor. Ayrıca, Ahmet Erhan'ın şiiriyle birlikte Ahmet Telli'nin bir şiirini besteleme fikriyle dolup taştığını da söyleyen Say, babasının hoşnut olacağı bir eseri hayata geçirmek için heyecanlı olduğunu ifade ediyor. Fazıl Say'ın bu ifadeleri, sanatçının yenilik peşinde koşan ve yaratıcılığını her zaman ön planda tutan bir tutum içerisinde olduğunu gösteriyor. Duygularını, vefalarını ve içsel dünyasını sanat yoluyla ifade etmeye çalışan Say, bize yine kalpten bir beste vaat ediyor. Sanat dünyası da bu yeni eseri heyecanla bekliyor.